Selcan:Ana,Banu Sultan'dan mı gelirsin?
Hayme Ana başını salladı düşünceli gibiydi.Zaten ne zaman Banu Hatunun yanından gelse böyle sessizleşir,mahsunlaşırdı.
Selcan:Nasıldır durumu?
Hayme Ana tebessüm etti:Sancıları sıklaştı bugün yarın doğacak bebesi.Banu Hatun çadırında uzanmış dinlenirken içeri birinin girdiğini duydu.Hemen toparlanıp doğruldu gelenin Süleyman Şah olduğunu görünce yüzünde güller açtı.
Başıyla selamladı.Süleyman Şah yanıbaşına oturup güzel yüzünü uzun uzun seyretti.Saçlarını okşadı:Banu'm..
Alnından öpüp sarıldı:Hatunum..
Nasılsın? Sancın var mı?
Banu Hatun başını salladı Şah'ın elini tutup karnına götürdü.
Şah gülümsedi,Banu Hatun başını Şah'ın omzuna koydu.Selcan:Banu Ana'nın sancıları sıklaşmış öyle dedi Hayme Ana bugün.
Gündoğdu:İyi ne yapalım yani..
Selcan:Allah vere de yine oğlan doğurmaya.
Gündoğdu Selcana baktı:Hatun..Sen evladınla ilgilen.
Bak,kız orada süt bekler.
Selcan Aydoğdu'ya baktı,kalkıp yanına gitti.Sabaha karşı oba sakinleri yeni bir telaşla uyandı güne.Ebe kadınla Hayme Ana Banu Hatun'un çadırına koşmuşlardı bile Süleyman Şah'ı dışarı çıkardılar çıkarken bir kez daha dönüp baktı Şah karısına,alnında boncuk boncuk damlalar birikmiş acıdan gözlerini açamaz olmuştu sessiz sessiz inliyordu sadece..
Deli Demir elini omzuna koydu gülümsedi:Mübarek olsun Bey'im Allah sağlıkla kucağına almayı nasip etsin evladını..
Şah:Amin Demir Ağa..Çok sağol.
Bütün oba heyecan içindeydi herkesin dilinde yeni doğacak bebek vardı.Hayme:Hadi Banu biraz daha..Biraz daha tüm gücünle!
Banu Hatun daha fazla dayanamaz olmuştu yumruklarını sıkıyor için için ağlıyordu.
Ebe Kadın:Hadi son bir kez daha!Derken bir bebek ağlayışı sarmıştı çadırı Aykız koştu çadırdan dışarı bütün bir ahali oradaydı neredeyse Aykız coşkuyla bağırdı:Müjdemi isterim Süleyman Şah! Bir oğlun oldu..Bir oğlun daha oldu!
Süleyman Şah'ın gözleri dolmuştu herkes geliyor sarılıp tebrik ediyor dualar diziyordu.Şah ellerini açtı ve uzun uzun şükredip dua etti.
Rabbinden daha ne isteseydi!
Bir oğul daha..bir evlat daha!Banu Hatun'da daha fazla takat kalmamıştı usul usul gözleri kapandı.
Hayme Ana Ebe Kadına baktı:Neler oluyor?
Ebe Kadın telaşlıydı :Bilmiyorum..
Kanaması durmuyor!
Hayme:Bir şeyler yap! Çabuk ol kadın! Hatun kendinden geçti.
Süleyman Şah çadırın kapısındaydı bir şeyler olduğunu fark etti Aykız'a sordu:Ne oluyor?
Aykızın yüzü kül gibiydi Şah dayanamayıp içeri girdi.
Şah:Hayme!
Hayme Hatun Süleyman Şah'a korku dolu gözlerle baktı.
Hayme:Beyim dışarda bekleyesin. Süleyman Şah Banu Hatunu gördü.Şah adım attı:Banu'm!
Hayme Hatun onu tuttu:Yapma..
Ebe Kadın:Acele Karahindi ile Kişniş gerektir Beyim!
Süleyman Şah bir süre zihnini toparlayamadı çadırdaki kadınlar onu dışarı çıkardılar fakat gözü hep Banu Hatundaydı.
Gür sesiyle hemen istenenlerin bulunmasını emretti.
Sonra oturdu ellerini başının arasına aldı Banu'sunun başına gelenleri düşünmeye başladı..O lanet geceyi hatırladı.. Üç yavrusundan birden olduğu o en acı geceyi.Saydı sonra,bundan tam altı yıl önceydi..Serin bir sonbahar gecesi bulmuştu onları Moğol eşkıyaları.Bütün oba Banu Hatun'un çadırından gelen çığlıkla uyanmıştı.Üç yavrusunu birden gözlerinin önünde kılıçtan geçirmişti Moğol komutanı.
Sonra bu eşi benzeri görülmemiş vahşilikteki insan müsveddesi ona yaklaşmak istemiş Banu Hatun tam kendi kendinin canına kıyacakken Süleyman Şah yetişmişti önce o Moğol eşkıyasının kellesini koparmış sonra da Banu'nun elinden zor almıştı kılıcı günlerce gecelerce gözyaşı dinmemiş o gün bugündür de konuşmaz olmuştu.
Derken Rabbi onlara yine bir evlat ihsan etmiş hiç beklemedikleri anda yeniden bu mutluluğu tatmışlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Diriliş-Banu Sultan
Historical FictionDiriliş Ertuğrul dizisi ile Hatice Aslan fanları için