Gözlerimi açtığımda pencereden içeriye girmek için birbirini yiyen ve yok olmak üzere olan güneş ışınlarının gözüme çarpmasıyla kafamı başka bir tarafa çevirdim. Çevirmemle de gözlerimi kapadım.
Emir yattığım yatağın ucunda oturmuş beni izliyordu. Bu çocuk odaya nasıl girmişti ki? Tamam, bir tane daha kart istemesi yeterliydi belki ama yine de girmemeliydi. Yani en azından ben içerideyken.Utangaçlığımı yenmeye çalışarak gözlerimi tekrar açtım.
"Sen neden buradasın? Ayrıca beni izleme hakkını sana kim verdi?" dedim. İtemsizce hem bağırmış hem de kekelemiştim. Ama haklıydım. Cevap vermemişti. Beni sinir ediyordu. Koluna vurdum, cevap beklediğimi bilmeliydi. Kızmıştım ona.
"Birincisi burası benim odam ve yatağım. İkincisiyse seni izlemiyordum, dalmışım." İçimin 'he he kesin öyledir' diye bağıran, tüm hücrelerine ayrı ayrı çenelerini kapamalarını haykırdıktan sonra Emir'e baktım. Çok masum bakıyordu. Uzatmadım.Ayağa kalktım ve kapının yanında duran çantamı aldım. Yataktan hızlı kalkmıştım ve başım dönmüştü. Biraz sendelediğimi görmüş olacak ki o da ayağa kalktı ve kolumu tuttu. Tepki vermedim.
"Her şey için teşekkür ederim. Kardeşinin kıyafetlerini de en kısa zamanda getirmeye çalışacağım" dedim. Kapıyı açtım, kolumu yavaşça çektim ve dışarı çıktım. Koridorda hızlı adımlarla yürürken aklımdan geçen soruysa bana bakıp bakmadığıydı. Koridorun sonuna geldiğimde duvara yapışık olan aynadan arkama baktım. Kapıyı kapıyordu, o yüzden de yüzünü göremedim. En azından o kadar bakmıştı.Kısa bir beyin fırtınasından sonra asansöre binmenin çok kötü bir fikir olduğunda karar kıldım. Merdivenlerden bir kat aşağıya, üçüncü kata indim. Odama doğru yürürken konuşmalar duydum ve hızlandım. Odaya yaklaştıkça seslerin annemden geldiğini anladım. Kahretsin! Onlara haber vermeyi unutmuştum.
Beni gördükleri anda annem rahatlamış görünüyordu. Yanlarına gelince bana sarıldı. Ne kadar uyumuştum ki ben? Ne kadar izlenmiştim?!?!
"Kızım neredeydin sen, meraktan ölüyordum, başına bir şey geldi sandım!" dedi annem. Gerçekten korkmuş görünüyordu. Ondan ayrılır ayrılmaz Lara üzerime atladı. "Kızım insan bir haber vermez mi? Üzerine su döküldü gittin, üç saat gelmedin."
Lara'nın da böyle demesiyle açıklama ihtiyacı hissettim. Lara'ya gerçeği anlatacaktım tabiiki ama annemler olmazdı.
"Anne ben şey... yani....hocalarla konuştum yarın kaymamız için bize ders verecekler. Sonra da bir şeyler atıştırdım. Zamanın nasıl geçtiğini anlamadım. Özür dilerim, haber vermeliydim." Sözümü bitirmemle tekrar bana sarıldı ve bir daha kesinlikle ortalıktan habersiz kaybolmamak için söz verdikten sonra onlarla vedalaştık ve odamıza girdik.Lara beni soru yağmuruna tutmuştu. Tabii ilk sorduğu şey üzerimdekilerdi. Emir'in kardeşinin kıyafetleri. Ona en kısa zamanda vermem gerekiyordu. Kendimi kandırmak istemiyordum, bu sayede onu bir kez daha görecektim. Bugün daha yeni geldiğine göre, çünkü eşyalarını çıkarmamıştı, bir süre daha beraberdik.
Bütün gece Lara'ya Emir'i ve asansör macerasını anlattım. Benim için de tekrar yaşamış gibi olmuştu.Yarın Emir'e kardeşinin kıyafetlerini vermem gerektiğini kendime bir kez daha hatırlattıktan sonra gözlerimi kapadım.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------
Sabahın ilk ışıklarına gözlerimle doyasıya baktıktan sonra yüzümü yıkamak için banyoya gittim. Biraz soğuk su hemen ayılmamı sağlamıştı. Saat daha erkendi. Lara bu saatte asla uyanmazdı ve uyandırılamazdı. Onu uyandırma çabalarına girmeden, çantamdan yanımda getirdiğimi kitabımı çıkardım. Yaklaşık bir elli sayfa okuduktan sonra sıkıldım ve kitabı komidinin üzerine bıraktım. Dün üzerimden çıkarıp dolabım üzerine koyduğum kıyafetleri Emir'e götürmek üzere elime aldım. Aynada kendime bi baktıktan sonra oda kartını da yanıma alıp odadan çıktım. Asansör bekleyen birilerini de görünce içim rahatladı ve onlarla beklemeye başladım.Asansör gelince herkesle birlikte içeri girdim ve üçüncü kata bastım. Geldiğimizde asansör durdu ve kapılar açıldı. Hızlıca 317 numaralı odayı aradım ve hızlıca buldum.
Saçımı falan son bir kez düzelttikten sonra güzel göründüğümü umarak kapıyı çaldım. Çaldım, çaldım. Ama açan olmadı.
Tam geri dönüyordum ki, karşımda Emir ve güzel bir kızı görmemle Olduğum yere çivilendim adeta... İkisi de fazla samimiydiler ve fazla sinir bozucuydu.
Emir beni görmesiyle kızın omzundaki kolunu çekti ve bana baktı. Sadece baktı.
"Emir!?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
A.Ş.K.
RomanceDuru ve Lara çocukluk arkadaşıdır. Kardeş gibi büyüyen bu iki dost bir gün hayatlarının aşkıyla tanışır. Hayatlarının, aşık oldukları adamlarla bu kadar değişeceğini ikisi de bilmezler. Onları aşk dolu bir hayat beklemektedir.