Demi Lovato - Give Your Heart a Break
°•°•°•°•°•°•°•°•
"Nereye gidiyorsunuz Arda" dedim merakla. Bir yandan da elin de bavulu ile hava alanına yetişmeye çalışan Arda'nın peşinden koşuyordum. Ne yapmaya çalışıyordu bu çocuk? Bu acele de neydi? Nereye yetişmeye çalışıyordu? Anlamıyordum.
Hızla yürürken az da olsa olan astımım başlamıştı. Eğer böyle yürümeye devam edersem krizim tutacaktı.
Daha fazla dayanamadım ve Arda'nın kolunu tutup kendime çektim. "Nereye gidiyorsun dedim sana" dedim kızarak. Kolunu benden kurtarıp "taşınıyoruz Damla. Sırf sen üzülme diye sana söylemedim ama bu kadar ısrar ediyorsun söyliyim. Almanyaya taşınıyoruz. Oldu mu" dedi ve acıyla yüzüme baktı. Elini yanağıma koydu ve biraz öyle durduktan sonra yanağıma küçük bir buse bırakıp arkasını döndü. Hızlı adımlarla uçağına doğru yürümeye başladı.
Hayal kırıklığı ile arkasından baktım kaldım. Ne sanmıştım ki. Ömür boyu benimle birlikte olacağını mı?
Buğulu gözlerle arkasından bakarken Arda çoktan uçağa binmişti. Arda ellerimden kayıp gitmişti ve ben hiç bir şey yapamamıştım. Ne yapabilirdim ki. Sevdiğim çocuğu elim de bile tutamamıştım. Koskoca hava alanın da çocuk gibi hıçkırarak ağladım.
Hava alanında tek başıma dikildim dakikalarca. Bir yandan ağlıyordum ve etraftaki insanların bana canavarmışım gibi bakmasını sağlıyordum. Çaresizlik içerisin de omuzlarım düştü ve arkamı dönüp eve yürümeye başladım. Tabi büyük, küçük herkes bana acıyarak bakıyordu orası ayrı bir şey. Arada arkamdan laf söylüyorlardı.
"gitme diyemedi bir"
"elin de tutamadı taş gibi çocuğu"
"şuna bak nasıl da ağlıyor garibim"
"ezik ne olacak"
"yazık ya şuna bak"
"bu çocuk bu kıza nasıl baktı anlayamıyorum"
Soluk soluğa yataktan kalktım ve etrafıma bakındım. Rüya görmüştüm. Hepsi bir rüyaydı.
Terden anlıma saçlarım yapışmıştı. Rahatsız bir şekil de soluk aldım. Pikeyi üstümden attım ve ayaklarımı yataktan aşağı sarkıttım. Bir kaç dakika boyunca odayı izledikten sonra elime telefonumu aldım. Rehberden Ardayı buldum aradım.
Bir kaç çalıştan sonra telefon açıldı ve Arda "alo. Damla?" dedi. Sakin bir şekil de nefesimi verip "Arda nasılsın? İyi misin" dedim endişeyle. Arda " iyiyim de... ne oldu. Sesin endişeli geliyor" dedi.
"Arda. Ben az önce bir rüya gördüm. Bursa'dan taşınıyordunuz ve ben arkandan hiç bir şey yapamadan gidiyordun" dedim hüzünlü bir sesle. Arda "Damla geleceği görmediğinden emin misin" dediğinde kafam da soru işaretleri belirmeye başladı. Niye öyle demişti?
Bir süre sessiz kalarak düşündükten sonra "nasıl yani? Anlamadım" dedim. Arda "biz taşınıyoruz Damla. Bizim için de çok ani bir karar oldu" dedi. Ağlamak üzereydim. Rüyam resmen gerçek oluyordu ve bu benim için hiç iyi bir haber değildi.
"Nereye" dedim çaresizlik için de. Arda "üzülme uzak bir yere gitmiyoruz" dedi ve gülmeye başladı. "Sadece karşı bloğa taşınacağız" dedi. Yüzümde ki hüzün'ün yerini sevinç alırken "gerçekten ne kadar sevindiğimi anlatamam" dedim. "Beni bu kadar sevdiğini bilseydim. Baştan yapardım böyle bir şeyi" dedi.
Ardayla bir süre daha konuştuktan sonra telefonları kapattık.
Sabah sabah çocuğu aramıştım ya. O değil de baya erkenmiş saat ya. Ben hiç fark etmemişim. Saat erken olduğu için kendimi tekrar uykumun huzurlu kollarına attım ve rahat bir uyku çektim.
°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•
Annem uyandırdığında savsaklanarak kalktım ve elimi yüzümü yıkayıp aşağı indim. Ne yalan söylüyorum ya. Annemin uyandırdığı falan yok. Yataktan düştüm ve uyandım. Hadi gülün bana. Aşağı inip kahvaltımızı yaptık. Bugün sadece yatıp tembellik yapacağım. Zuhaha. Odama çıkıp akşama kadar tuvalet dışında hiç yataktan kalkmadım. Akşam olduğunda da yattım. Daha doğrusu uyudum. Malum akşama kadar yatağımla bütünleşmiştim.
Bölümler, olaylar bozulmadan düzenlenmiştir.
Yıldıza basmayı unutmayın :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YILDIZ #wattys2019
Hài hướcGözlerinde gökyüzünü taşıyanlara... Eski adımız: karşı komlum meteor BU HİKAYE 25/07/2015 TARİHİNDE YAZILMAYA BAŞLADI.