Günlerdir,haftalardır,
aylardır açamamış çiçeklere...Tıpkı Titanik'de ıstakozların geminin batmasını,Hayatlarının kurtulmasını beklemesi gibi bir mucize bekleyenlere...
Hayat da aynı bu gemi gibi, emin olduğunuz bazı şeyler sizi yanıltırken,bazen ise emin olamadıklarımız yanıltıyor işte.
Düşe kalka yaşıyor insan, çırpınıyor bazen.
Bazen çırpınmak canını kurtarırken,bazen canını alıyor.Bütün ihtimalleri düşünerek yaşamak adeta bir işkence, her an her şeye hazırlıklı olabilmek.
İnsanın kendi için birçok konuda avantaj sağlasa da psikolojik açıdan ne hale getirdiği tartışmaya açık.
Obsesyon...
Belki de adını ilk kez duyduğunuz o hastalık.
Takıntı diyebiliriz buna cok genel bir manada.
Aslında çok sıkıntılı bir durum olsa da insanın güvenliğini sağlıyor.
Birde hiçbir şey düşünmeden,hayatın, anın tadını çıkararak yaşayan insanlar var.
Neden böyleler hiç düşünme fırsatınız oldu mu?
Doğuştan mı,yoksa korkudan mı?
Belki de gerçek dünya onları korkuttuğu için görmemeye çalışıyorlardır , kim bilir?Düşünmek insanın doğası gereği en sık yaptığı şeylerden birisidir.
Fakat kimin ne düşündüğü değişken bir konu malum.Düşüncesiz,akılsız dediğimiz çoğu insan da başka konularda beyin fırtınası yapıyor muhtemelen .Bunu okuyan sen de diyorsun belki,
"Ne anlatıyor bu deli?"
Ben birşey anlatamıyorum,çok şey anlatmaya çalışıyorum.
Giriş belki ağır oldu,ama hikaye daha hafif olacaktır eminim.
Heyecan,sevinç,neşe bir yana üzüntü,keder,sinir gibi duyguların da yoğunluk olacağı bu hikayeyi merak edenler,sıradaki bölüm merakını giderebilir.22.07.2023
01.03