-9-
"Duyabilmek için susmak gerekir."-Yerdeniz Büyücüsü, Ursula K. Le Guin
Gorg Krallığı yeni güne uyanırken güneş tüm güzelliğiyle gökyüzünün tadını çıkarıyordu. Saray halkı pencerelerinden içeriye sızan güneş ışıklarıyla yeni günün başladığını anlayıp yataklarından kalkmak için hazırlandılar.
Ancak yatağında gözleri açık sessizce uzanan Diana için diğer sabahlardan farklı bir sabahtı. Bugün günlerdir beklediği an gerçekleşecek babası ile Richard'ı tanıştıracaktı. Babasının bu genç adamı gördüğünde tıpkı kendisi gibi ona yardımcı olmak için çırpınacağını biliyordu. Günler geçmesine rağmen onu sadece birkaç kez görebilmiş, hâlâ ne kadar üzgün ve dertli olduğunu görünce ona verdiği sözü tutabilmek için elinden geleni yapmak istemişti.
Söğüt ağacının altında sohbet ettikleri günden birkaç gün sonra Diana at çiftliğine ziyarete gitmiş ve kendini doğanın eşsiz güzelliklerine teslim etmişti. Daha sonra hiç beklemediği bir anda Richard'ın da tesadüfen at çiftliğinde olduğunu gördü ve onunla tekrar sohbet etmek için can attı.
Diana için tesadüfi Richard için planının bir parçası olan bu at çiftliği karşılaşmasında saatlerce vakit geçirip birlikte at binmişlerdi. Richard hâlâ sarayda misafir bölümünde ikamet ediyor ancak prensesleri görmesi çok zor olduğundan krallığın her yerinde Diana'yı arıyordu. Günler sonra bugün Diana'nın at çiftliğine ziyaret edeceğini bir muhafızdan zorla da olsa öğrenmiş ve planını bir adım daha ileriye taşıyabilmek için bu fırsatı değerlendirmek istemişti.
Bu seferki sohbetlerinde de Richard, Diana'ya yaşadığı zorlu hayatından anılarını anlatıyor ve eski şaşalı günlerini ne kadar özlediğini, o zamanlarda ne kadar mutlu olduğundan dem vuruyordu. Diana'nın bir kuş kadar olan yüreğini nasıl etkileyeceğini ve onun kalbine nasıl taht kuracağını çoktan anlamıştı.
Diana ile tanışmadan önce bu işin zor olacağını ve belki yıllar süreceğini düşünmüştü ancak ona anlatıldığı gibi Diana öylesine saf ve masumdu ki onu etkilemek adeta çocuk oyuncağıydı. Richard gibi usta bir sahtekâr için Diana elbette ki kolay bir avdı ancak onun kalbini kazanmayı başarsa bile Kral Harold'ı avlamasının ve onu yalanlarına inandırmasının imkânsız olduğunu biliyordu.
Yine de denemekten kimseye zarar gelmezdi sonuçta bu yolun sonunda Gorg Krallığının damadı olmak hatta belki de geleceğin Gorg Kralı olmak vardı. Bu yüzden de hedefine odaklanmış hiçbir avcı dikkatini dağıtmamalı ve tüm odağı avının üzerinde olmalıydı, işte Richard da tam olarak bunu yapıyordu.
Diana daha önce birçok insana yardım edip onları mutlu etmişti ancak bu defa kalbinde farklı bir şeyler hissediyordu. Bu hissi Richard'ı ilk gördüğü anda fark etmişti ancak buna ne aşk diyebilirdi ne de sevgi, onda Diana'yı etkileyen farklı bir şeyler vardı. Onunla sohbet ettikçe Diana kendini ilk defa bir erkeğin yanında özel hissetmişti.
Diana'nın kalbi sevdiği tüm insanlarla dolup taşmıştı ve tanıdığı her insanı o kadar çok seviyordu ki adeta kalbinde bir yer kalmamıştı. Ancak Richard'ı tanıdıktan sonra onun kalbindeki ufacık boşluklardan yavaş yavaş içeri sızdığını ve daha önce hiç hissetmediği duyguları hissetmesine neden olduğunu fark etmişti.
Diana ilk okuduğu aşk romanını bugün bile hatırlıyordu. Okuduğu bu romanda aşkın ne kadar tutkulu ve imkânsız bir şey olduğunu görmüş ve kalbi bunun acısına dayanamamıştı. Birbirini seven iki insanın bu kadar acı çekmesi ya da aşkın imkânsızlığı ona sadece kitaplarda olabilecek kurgu bir hikâye gibi geliyor, böyle bir aşkı yaşamak istemiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KRALIN KIZLARI
Historical FictionGorg Kralı Harold'ın birbirinden güzel dört prensesi; Alberta, Diana, Emilia ve Artemis yaşayacakları kaderlerden habersiz babaları ve annelerinin yanında vakit geçiriyorlardı. Tanrı kaderimizi yazmıştı ve bu yazgı değiştirilemezdi, insan yaptığı se...