Kendi babasını öldürdü.
Çünkü artık onun sırasıydı.Karşısında kimsenin duramaz olduğunu biliyordu.
Onun görevi halkını kurtarmaktı.Daha iyi bir yönetim, imkan ve ülke sunacak, sefalet ve açlığı son buldurtacağını söyledi onlara.
Önüne ne engel çıkarsa çıksın yılmayacaktı.Devrilmeyecekti.
En azından o öyle düşünüyordu..
. . .
Dağılma izlerini taşıyordu üstünde,
Kendisinin mi ölüme gittiğini ya da ölümün mü kendisine geldiğini bilmiyordu.Odasının camından etrafı izliyordu yorgun gözleriyle, bir devrin sonuydu sanırım.Kendisinden sonra olacak olayları tahmin ediyordu fakat sonuç olarak bunu hissetmeyeceği için pekte umrunda değildi.
İdeoloji fikirleri gittikçe değişmeye başladığı zaman birtakım sorunlar da başlamıştı.Eskisi gibi yönetileceğini sanmıyordu, yinede bunun arkasında duranları görmek onu mutlu ediyordu.Kırmızı ve artık solgun vücudundaki siyah çizgilere baktı.Çoktan dağılmasına rağmen hâlâ yaşıyordu, şaşırtıcıydı.
Bağımsız Devletler Topluluğu yavaş adımlarla odasına girdi adamın.Ses çıkarmıyordu, sadece olacakları izliyordu.
Adamın ta kendisi ise sadece dışarıyı izlemekle yetiniyordu bir yandan cama tutunarak.Kendi bayrağının indirilişini izledi.
Ve adamın şu sözleriyle etraf tekrar sessizliğe büründü:
"Hoşçakal Sovyet."
. . .
Evet çok kısa olduğunun farkındayım-
-führer
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝙴𝚜𝚔𝚒 𝙲𝚎𝚙 𝚂𝚊𝚊𝚝𝚒
Fanfiction- Eski ülkeler hakkında bir takım kısa anılar. - Rahatsız edecek unsurlar bulundurabilir. - Ship yoktur.