Sabah daha erken kalktım. Aynadaki gözümün morarıklığı çok az dinse de hala baya ortadaydı.Daha erken kalkmam gerektiğini anneme anlatmayı unuttuğum için kahvaltıyı ben hazırlamaya gittim. Giderken daha fazla uyusun diye annemin odasına girip alarmını kapattım ve yanağına bir öpücük kondurdum.
Yemek hazırlamakta çok iyi olmadığım için sandviç yapmakla yetindim ama şikayetçi değildim. Sandviçin tadı hem güzeldi hem de içimde bir enerji vardı. Sandviçi bitirdikten sonra dişimi fırçalayıp uzun zamandan sonra ilk kez yemekten sonra üstümü giyinmeye gittim. Aynadan kendime baktığımda gülümsedim, yüzüm hala kötü duruyordu ama bu artık sorun değildi. Çünkü insanların nasıl düşüneceği hakkındaki endişelerimi artık önemsemiyordum.
Annemin odasına bir not koyup yola çıktım. Okula giderken otobüsün geldiğini görüp otobüse binmeyi tercih ettim. Okula erken gidecek olsam da pek sorun etmedim. Biletimi bastım, ardından boş bir tekli koltuk görmemle hediye görmüş gibi mutlu olarak oturdum. Kulaklığımı takıp müzik dinlerken cama bakmayı da ihmal etmedim.
İşte, yaşamaktan mutlu olduğum anlardan biri de o andı.
Biraz zaman sonra yan tarafımdaki ikili koltuğa benden 1-2 yaş küçük gibi görünen bir kız oturdu. Her şey güzel giderken otobüse 40'lı yaşlarda olduğunu tahmin ettiğim bir dayı geldi. Etrafı biraz süzdü, ardından bir sürü boş koltuk olmasına rağmen kızın yanına oturdu. Kız rahatsız olmuştu ama belli etmemeye çalışıyordu. Önüme dönüp cama yaslandığımda kızın sesiyle düşüncelerimden sıyrıldım.
"Amca biraz yana kayar mısın?"dedi kız rahatsız bir şekilde. Yana bakmamla öfkelenmem bir olmuştu. Babam yaşındaki adam bir sürü koltuğun içinde kızınkini bulmakla yetinmemiş aynı zamanda kıza bildiğin yapışmıştı. Kız cam tarafında olduğu için çıkamıyordu da.
"Amca deme canım, o kadar yaşlı değilim."demesiyle kıza daha çok yaklaşmıştı.
O parçalama hissi tekrardan gelmişti. Öfkeyle yerimden kalkacakken kendimi durdurdum. Öfkeyle davranırsam olay daha kötüye gidebilirdi. Sakince ayağa kalktım yan koltuklara doğru gittim.
"Lütfen çıkar mısını-"diyen kızı böldüm.
"Yosano, kardeşim sen şuradaki koltuğa otur birazdan ineceksin değil mi?"dedim en iyi oyunculuğumu kullanarak. Kız ilk başta anlamamış gibi baktı. Anlaması için göz ucuyla sapığı işaret ettiğimde anlamış gibi duruyordu. İsmini bilmiyordum ama gerçekten kız kardeşim olduğuna inanması için rastgele bir isim uydurmuştum.
"A-ah evet. Haklısın abicim ben geçeyim."dedi tedirgince. Adam hiçbir şey anlamamış gibi bize bakıyordu.
"Lütfen çekilir misin amca? Ayıp değil mi yaptığın hiç utanmıyor musun çocuğun yaşındaki kıza böyle yaklaşmaya?"
"Ben..."dedi endişeyle. Abisi olduğuma inanmış gibiydi. Ayağa kalktı ve kızın geçmesine izin verdi.
Kız geçince durağım gelmişti. Onun da durağı mıydı bilmiyordum ama o da inmişti. İnince başını eğerek,
"Çok teşekkür ederim abi! Çok korkmuştum."dedi hemen.
"Sorun değil kardeşim."dedim aynı samimilikle. "Senin durağın bura mıydı?"
"Aslında hayır... bir durak ötede ama daha fazla orada kalmak istememiştim."dediğinde saatime baktım dersin başlamasına hala çok vardı.
"İstersen durağına kadar beraber yürüyelim, dersimin başlamasına hala vakit var."dedim yanlış anlamamasını umarak. Sadece hala korktuğunu hissediyordum ve yanında olursam daha iyi hissedeceğini düşünüyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kötünün İçindeki Kahraman/Villain-Evil Deku
Fanfiction"Bizim gibi düşünenleri insanlar sevmez Izuku. Neden biliyor musun? Bizim düşüncelerimiz, onların varlığını etkiler çünkü. Güçlüler, zayıfları ezer ve kahraman görünürler. Onların kötüleri, onlara karşı koyanlardır. Sen, içi intikam ateşi ve düşünce...