9 : İkisi Yavşak, İkisi Manyak

8 1 0
                                    

Jeongguk, gözlerini ağır ağır açtığında, buğulu da olsa gördüğü yüz, ona göre şuan saçma salak hareketler yapıyordu. Görüşü netleştiğinde saçma salak gelmeyecektir. Sadece zamana ihtiyacı vardı.

"Jeongguk ? Jimin! Jin hyung! Uyanıyor! Jeongguk ? Nasıl hissediyorsun ?" Seslenen kalın sesle kaşlarını çatmış, görüşü netleştiğinde ona geri gelen anılarıyla Taehyung'un yüzüne değişik bakışlar atmıştı.

"Ne kadardır uyuyorum ? Bir saat ?" Jeongguk onun sorusunu es geçerek, bir yandan etrafını incelemeye başlamıştı.

Geçen sefer bam başka bir yerde uyandığında kesilmek için askıda bekletilen bir etti. Bu sefer yanında Taehyung vardı, aşırı yumuşak yatakta, üstünde pamuklu olduğunu anladığı narince battaniye vardı. Bulunduğu oda benzeri yerin çadır olduğunu anlaması uzun sürmedi.

O kocaman gözleriyle hava karanlık olduğu için çadırı aydınlatması amacıyla yakılmış mumlardan da parlak bir ışıltıyla, tatlı merakını birleştirerek bakınırken, Taehyung'un sesini duydu.

"Üç gün" Taehyung sakin bir sesle konuştu ve Jeongguk'un gözlerini büyüterek ona döndüğünde, Taehyung istemsizce gözlerine odaklanmıştı. Dıştan bir göz; onun tamamiyle hayran olduğunu söyleyebilir. Jeongguk ise uyku süresini öylece sorguluyordu. Bu daha önce hiç başına gelmemişti, onun için çok yeniydi.

"Nasıl, ben.. Uyanmadım yani öyle mi ? Bayağı yprulmuşum demek ki." Dedi Jeongguk ve kendi vücuduna bakma eylemini sürdürdü.

"Jeongguk! Uyandın mı ?" Diyerek içeriye giren Jin ile Taehyung ona olumsuz işaretle iyi olmadığını anlatmıştı.

"Gel lan! Kafana vuracağım" Jimin içeriye girerek ve öfkeyle elini kaldırmışken, onu engelleyen Koya olmuştu, birde Koya'yı tutan Namjoon.

"Hayır dur! Salak mısın katil civciv ? Çocuk şokta görmüyor musun ? Koya bile gördü! Ki o senden daha kısa!" Azar çekerken Koya yardımıyla Jimin'in elini ittiren Namjoon, sevgili oğluşunu tekrar sırtına takmıştı.

Taehyung, Jeongguk'un omzuna elini koymuşken, Jeongguk manipüle edilmiş gibi duran gözleriyle sinirle arkadaşlarına dönmüştü. Siniri onlara değildi, kendine sinirlenmişti.

İki gözü de renk değiştirmeye başladığında, Jeongguk bir anda içindeki doluluğa dayanamayarak ağlamaya başlamıştı. Taehyung onun yanına gitmek istediğinde, Jeongguk'un etrafında oluşan görünmez duvar onu geriye savurmuştu.

Taehyung şokla baksa da, Jimin neler olduğunu biliyordu. Kardeş olmak bunu gerektirirdi.

"Neler oluyor bu lanet çadırda..." Diyerek sesli konuşan Namjoon, Jin'in yanına gidip onu arkasına alıp koruma iç güdüsüyle dolup taşmıştı. Ne de olsa Jimin kendini korurdu, bu katil civcivin kimseye ihtiyacı yoktu.

"Jeongguk." Jimin sakince ona yaklaşmıştı.

"Hâlâ güçsüzüm hyung. O neden bana izin vermiyor ? Ben yetersiz de değilim, benimle uğraşmaması için ne yapmam lazım ? Bıktım artık. Yoruyor beni-" sözlerini hıçkırıkları kestiğinde, Jimin ona sarılmıştı.

Jeongguk nereye baktığını bilmeyerek gözlerini arkadaşlarına diktiğinde, Jimin şaşkınlıktan dizlerinin üstüne çökmekten kendini alamamıştı. Kardeşinin gözleri.. renk değiştirmişti. Şimdi Jimin bile Jeongguk'a ne olduğunu bilmiyordu.

Gözü bölünmüş gibiydi ama bir o kadar da güzeldi, kahverenginin k'si bile gözlerinde yokken, dalgalı görünümüyle mühür gibi duran koyu maviliğin sardığı yeşil kısım ve büyüyüp küçüldüğü çok belli olan göz bebeğiyle çok etkileyici duruyordu. Özellikle göz bebeğinin etrafındaki o iki rengin arka planındaki grilik..

Custodiae 🌊 🔥✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin