3-MÜNAZARA DAVASI

369 27 2
                                    

Keyifli okumalar dilerim.🧚🏻‍♀️

"Lan yormasana savcımı." dedi Ceyhun, Buray'ın ensesine tokadı yapıştırırken. Malum kendileri Diyar'dan korktuğu için benimle uğraşmayan kişilerdendi.

Şu an bahçede sadece ben, Buray ve Ceyhun vardık. Diğerleri içerideydiler ve ne yaptıkları konusunda bir fikrim yoktu ve gerçekten sıkılmaya başlamıştım. Tamam hepsi gerçekten çok komikti ve beni sürekli güldürebiliyorlardı ama bilmediğim bir şeyi öğrenmeye çalışıyordum ve bunu yaparken çok sıkılıyordum.

İçeri girdiğimizde küçük bir masanın etrafında oturan Omay, Gökalp ve Batuhan üçlüsü derin bir tartışmanın içerisindeydiler. Hatta Omay'ın sinirden yüzünün kızardığını da görebiliyordum.

"Bak Batuhan, beni daha fazla sinir etme. Hoşbeş dediğin vişneli yenir."

"Hayır abi, damak zevkinize tüküreyim sizin, hoşbeş dediğin varlık hindistan cevizli yenir."

"Hoşbeşin her türlüsü yenir bu arada." diyerek araya girdi Gökalp.

"Lan koskoca savcının bulunduğu ortamda konuştuğunuz konuya tüküreyim sizin." dedi Ceyhun. Bunu dedikten sonra hepsinin bakışını üstümde hissetmiştim.

"Tamam o zaman savcıma soralım. Sayın savcım, sizce hoşbeşin hangi türü daha güzel?" dediğinde Batuhan, elimi çeneme koyup düşündüm. Daha önce hiç düşünmemiştim.

"Fındık kremalı galiba." dediğimde Batuhan'ın yüzünü ekşittiğini görmüştüm. Nesi vardı fındık kremalının, pardon? "Yok artık, en kötüsü o bu arada. Savcım bende sizi zevkli zannetmiştim." kınayıcı bir şekilde konuştuğunda bu sefer yüzümü ekşiten ben olmuştum. Ne oluyordu bu aşağılık yerde?

"Lan sen savcımın zevkine ne laf ediyorsun. Düzgün konuş, kırmayayım o ağzını burnunu senin." dediğinde Ceyhun sözü ben devraldım. "Ya bir kere fındıklı her şey hep dışlanıyor. Üçlü paketteki cipste bile en son fındıklı yeniyor. Sen daha ne konuşuyorsun?"

"Pardonda şimdi dışlanıyor diye onu sevecek halimiz yok. Ayrıca cipsteki fındıklı değil fıstıklı. Hoşbeş Hindistan cevizli yenecek kardeş." dedi elini masaya vurarak. Omay'ın neden bu kadar sinirlendiğini daha iyi anlayabiliyordum.

"Lan Batuhan sana ne lan sana ne. Ben fındıklı yiyorum var mı itirazın?"

"Var abi-" sözünü bitirememesine neden olan o kişi konuştu. "Batuhan." dedi Omay sakin bir ses tonuyla. "Sayın savcımızı ilk günden bunaltma istersen he? Hani biz alışkınız haftada bir bu münazaraya girmeye ama o henüz buna ilk kez şahit oluyor."

"Ben bir savcı olarak fındıklı hoşbeşi savunmak istiyorum." dedim ellerimi göğsümün altında birleştirirken. Aynı zamanda çok ciddiydim.

"O zaman, düello başlasın." diyerek bağırdı Ceyhun.

....

"Hayır her şey tamam da fotoğrafları nereden buldunuz?" dediğimde yanımdaki tahtaya asılı fındıklı hoşbeş fotoğrafına bakıyordum. Karşımda ise Batuhan ve yanında tahtasının üzerinde Hindistan cevizi olan hoşbeş fotoğrafları vardı.

"Sessizlik. Mahkeme başladı." dedi Gökalp ve çoktan hakim kılığına bürünmüştü. Rolünü iyi yapacak gibi duruyordu.

Batuhan ile gereksiz bir tartışmaya girdikten sonra Ceyhun ve Gökalp bahçeye karşılıklı iki masa koymuştu. Bir tarafta ben, diğer tarafta Batuhan oturuyordu. İki masanın karşısında ise Gökalp oturuyordu. Beş altı adım uzağa ise üç sandalye koymuşlardı. Orada da Omay, Buray ve Ceyhun oturuyordu.

SİRENLER ÇALMAYA BAŞLAYINCAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin