Yorum ve oylarınızı eksik etmeyiniz lütfen, keyifli okumalar!
Red - Start Again
Daughter - Smother
Jurrivhe - Crying AloneGök Gürültüsü Olduğundan Daha Şiddetli
𒋿
Ufak bir sahil kasabasındaki bordo çatılı beyaz ev,
Büyümüştüm ve üşümüştüm, yorganıma daha da sıkı sarılarak beni ısıtmasını bekledim. Başım ağrıyordu bu yüzden gözlerimi açmak istemiyordum fakat açmalıydım sabah olmuştu. Gün her zaman doğardı; fakat ben güneşin kızıla dönüp gökyüzüne battığı vakti daha çok severdim. Gün beyazdı, gece siyahtı ben ise beyazın siyaha karıştığı vakte âşık olan gri bir araftım.
Gözlerimi araladım, tavanımda duran ufak pencerede günün ağrıdığını haber vermişti. Çok yorgun hissettiğim için aralanan gözlerimi tekrar kapadım; fakat yanma hissiyle tekrar açtım. Kızıl gözler... Ateşin rengi olan kızılların gözlerimi yaktığını hissettim. Gözlerim sulanmaya başlamış ve dolmaya başlamıştı etraf bulanıklaştığı için bunu fark etmiştim. Gözlerinin rengi içimde sanki şimşek düşmüş gibi çarpıyordu bulunduğu yeri, gözlerimi yakıyordu. Bu nasıl bir histi?
Aşağıda bir gürültü koptu. "Ne demek Cihan ile nişanı bozacağız? Sen ne dediğinin farkında mısın İlhan?!" Annemin bağırış sesleri odamın içine kadar dolduğunda üşümüş bedenim ile yataktan kalktım. Odam çatı katı olduğundan kış mevsiminde ev ne kadar sıcak olursa olsun üşüyordum. Kapıları kapatsam bile aralıktan soğuk içeri sızar göğüs kafesimde in yapardı, içim asla ısınmazdı hep soğuktu.
"Bu kızın Akis olmadığını iyi biliyoruz Eda, Nişanı bir kez daha gözden geçirmeliyizdir belki de." Babamın sesi o kadar yüksek gelmiyordu kapıya ilerlediğimde can kulağı ile dinleyince ayırt edebilmiştim cümlelerini. Yavaşça kapının kulpunu kavradım ve açtım. Ev terliklerimin parkelerdeki sesi fazla olduğu için yavaşça adımlıyordum. Merdivenlerin başına giderek daha iyi duymak için bekledim. "Katiyen olmaz!"
"O katı cümlelerini bir kenara bırak!" Babamın işaret parmağını anneme doğrulttuğunu hayal ediyordum istemsizce. "Bir gün de ortalığı karıştırmasa şaşardım zaten! Dikkati sürekli üzerine çekmeye çalışıyor!" Annemin yakınmasının başlı sebebi olduğumu anlamıştım. Ne yapmıştım? Yine haberim dahi olmadan ne işine kalkışmıştım da ezberlediğim cümleleri tekrar tekrar ağzından dökülüyordu?
"Burada dikkati Akis'ten çok Cihan çekmiş anlaşılan, ikisinin görüntülerini silmek için çok geç, dönüşü yok. Nişanı atmalıyız." Annemin sinirden yükselen kahkahası kulaklarımı acıtmıştı. "Atalay'lar ile dalga mı geçiyoruz? Rezillik..." derin nefes aldı ve devam etti. "Senin şu aptal kızın yüzünden!" Görüntüler elbette her yere yayılmış olmalıydı. Dün beni kızıl gözlerin sahibi ile aynı karede yakalayıp adımı kullanarak tıklanma alacakları için işin aslını bilmeden direkt bir kalıba sokarak paylaşmış olmalılardı. Bundan nefret ediyordum. Babamın buna karşı tepkisine şaşırmıştım çünkü onun için bu nişan merasiminin gerçekleştiğini biliyordum ve böyle bir olayda açıklama bile yapmayarak nişanı bozmamız gerektiğini söylüyordu. Bu işi Cihan'dan uzak durma adına kendi lehime çevirebilirdim. Babamı tehlikeye atacak bir durum olsaydı böylece net konuşamazdı.
"Cihan'ın bu görüntülerinden sonra o nişan atılacak."
"Asla-"
"Yeter, Eda. Kes artık şu zırvalıklarını." Babamın tok sesinden sonra uzunca bir sessizlik oldu ve ikisi de konuşmadı. Ardından bir telefon çalma sesi evi doldurduğunda kimse cevaplamadı. Nefes bile alamıyordum sesimi duymamaları için. "Bak! Sinem arıyor ne diyeceğiz şimdi? Daha on dokuz yaşında. Bu yaşta neler yapıyor git kızınla konuş! Nişanlısı varken nasıl bir başka erkekle yatıp kalkabilir aklım almıyor!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASİL
أدب نسائيYazılıp silinmekten buruşan parşömen kâğıdın üzerinde tarih tekerrür etmemeli, yazıyordu. Buna rağmen yıllarca yıldızın izini süren Asil, asırlar önce gerçekleşmiş olan ritüelin içinde sönmüş Akis'i kurtaracak mıydı yoksa gökyüzünün inlemesine sebep...