Şişeyi tekrar çevirdik. Doruk Çağrıya soruyordu. "Doğruluk mu? Cesaretlik mi? " Çağrı sanki bu anı bekliyormuş gibi cevapladı. "Doğruluk." Doruk düşündü düşündü ve "Sevdiğin birisi var mı?" Diye sordu. Çağrı biraz bana baktı ve sonra hazırladığımız karışımı içti. Karışımı bitirdikten sonra hemen lavaboya koştu. "Midesi bulandı galiba gelir birazdan." Diye söylendi. Çağrıyı bekledik bekledik ama Çağrı gelmeyince bizde merak ettik. Ben "Ben bir Çağrıya bakayım." Diyerek ayağa kalktım. Lavaboya tam girecekken içeriden Çağrı üstü çıplak bir şekilde içeriden çıktı. Teni tenime değiyordu. O sırada başım döndü tam yere düşecekken Çağrı belimden tuttu. "Dikkat etsene!" Dedi sert ses tonuyla. "Şey ee biz sen gelmeyince m-" "Peki neden diğerleri değilde sen geldin?" Bu çocuk gerçekten beni sinir ediyordu ismini gıcık diye hitap etmekte haklıymışım.
"Off diğerleri üşendi bende ben bakarım dedim geldim. Sana meraklı değilim ayrıca bir daha lafımı bölme." Bu sefer lafımı bölmesine izin vermeden ben lafımı tamamladım ve arkamı dönüp salona geçtim. "Eee ne olmuş bizim canımız arkadaşımıza?" Diye sordu Cem bende sinir olduğum için kendini tutamayıp. "Senin o canımız dediğin arkadaşımıza iyilik de yaramıyor." Dedim o anlık patlamayla neden bilmiyorum ama sinir olduğumda patlamazsa çok agrasif davranıyorum.
"Yine ne yaptı." Diye sordu aslı bende tam cevap verecekken gözüm kapıda duran Çağrıya çarptı. "Yeter bu kadar oyun. Hadi yürüyün eve gidiyoruz." Dedi Çağrı o sırada Doruk "Niye abi daha yeni geldik." "Yürüyün işte gidiyoruz dedim" Hepsi ayaklandı eşyalarını alıp kapıya doğru ilerlediler. Bende geçirmek için peşlerinden gittim. "Mutlaka bidaha gelin her zaman bekliyorum." Dedim "Bir gün ben ve Beyza tek gelelim kızkıza dedikodu falan yaparız." Dedi Aslı "Dediğim gibi her zaman gelebilirsiniz." Dedim "Tamam Diloş geliriz. Görüşmek üzere." Dedi Beyza. "Görüşürüz." Diyip kapıyı kapattım ve apartman kapısına bakan pencerenin önüne geçtim. Sırayla dışarı çıktılar. Dört adet 600'lük motor vardı. Kırmızı renkli olana Aslı lacivert renkli olana Doruk koyu yeşile Cem ve Beyza Siyah olana da Çağrı bindi ve gittiler.Ben salonu ve mutfağı toparladım. Dolapta duran biralardan 4 tanesini çıkardım ve içmeye başladım.
(Çağrının anlatımıyla)
Eve geldik. Hepimiz duş aldık ve toplantı odasına geldik. Oyuna kaldığımız yerden devam ediyorduk. Ben Cem'e soruyordum "Doğruluk mu? cesaretlik mi? " " Cesaret " "Aşık olduğun kişiyi öp." Cem'e söylediğim bana göre zor bir görevdi ama ona göre kolay. Cem Beyza'ya baktı ve dudağından öptü. Zaman geçti baya oynadık ve sıra bana geldi.
Aslı bana soruyordu. "Doğruluk mu? Cesaretlik mi?" Ben doğruluk dersem soru soracaklardı o yüzden işin içine biraz adrenalin katmak istedim. "Cesaretlik." "Ya sevdiğin kızı ara yada otobanda son gaz git."
Sevdiğim kişi yoktu o yüzden gazlamayı seçtim. "Tamam." Diyip girişte bulunan kaskımı aldım. Kamerayı ayarlayıp motorun arkasına yerleştirdim. Ve otobana doğru yola çıktım.(Dilanın anlatımıyla)
4 şişeyi bitirip fazladan 3 şişe daha içtim. "Nerdesiniz be, beni terk ettirecek dereceye nasıl getirdim sizi keşke olmasaydım. Keşke doğurmasaydın beni. " Dedim annemin abimin ve babamın resmine bakarak. Sonra ayağa kalktım masada duran şişeleri yere fırlattım bir yandan ağlıyor bir yandan şişeleri kırıyor bir yandan söyleniyordum. "Ben size ne yaptım ya üç yaşında terk ettirecek kadar ne yaptım. "
Bütün şişeleri kırdıktan sonra çıplak ayakla camlara basıp evden çıktım. Yürüdüm, yürüdüm, yürüdüm en sonunda asfalta geldim asfaltın ortasına geçip yattım. Hava yağmurluydu uzaktan bir motor sesi geliyordu daha da yakınlaştı tam üstümden geçecek derken yanımdan geçti. Gözümü açtım 100 metre ileride kaza yapmıştı. Koşup yanına gittim kaskının camını açtım gözleri açıktı. "İyi misiniz? Allah kahretmesin telefonumu almadım." Diyerek yerde yatan kişinin cebine baktım telefonu buldum. Telefonu açıp ambulansı aradım yolu söyledim ve 15 dakika sonra ambulans geldi. Bende ambulansa bindim. Kaskını çıkarmaya çalıştım ama olmadı. Bir zaman sonra hastaneye vardık. O kişiyi yoğun bakıma aldılar ben kapının önünde bekliyordum bir yandan da ağlıyordum. Ayaklarım kan içindeydi. Yanıma bir tane hemşire geldi. "Ayağınız çok kötü gözükütor. Muayene etmemiz lazım." Diyerek yan tarafta duran tekerlekli sandalyeyi aldı ben tam tekerlekli sandalyeye oturacakken gözüm içeri giren Aslı, Cem, Doruk ve Beyza'ya çarptı. "Sizin ne işiniz var burada?" Dedim hepsine bakarak. "Çağrı iddia meselesi yüzünden motorla kaza yapmış. Asıl senin ne işin var burada? Ayakların kan içinde. "Dedi Beyza "Ne?" Dedim olayın şokunu atlatamadan.
Başım dönmeye başladı sesler yankılanarak geliyordu. Gözüm kararmaya başladı ve herşey bitti ses duyamadım hiç bişey göremedim.(2 saat saat sonra)
Herkes başımda toplanmıştı. Ayaklarım sargı içindeydi sonra neler olduğu aklıma geldi. "Hah uyandı bizimki. " Dedi Beyza. Ben merakımdan etrafıma bakmadan "Çağrı nerede? " Dedim sol tarafıma bakmadan. "Buradayım. Sen iyi misin??"
Gelen ses Çağrının sesiydi ben kendimi öldürmek isterken Çağrıyı canından ediyordum. Ona büyük bir özür borçluydum. Korkuyordum ona birşey olacak diye. "İyiyim. Sen iyi misin?" Dedim hem yorgun ve pişmanlık ses tonumla. "İyiyim. Bir kolum kırık gördüğün gibi. Sen neden yattın otobana? " Sözünü bitirir bitirmez Cem araya girdi. "Evet. Yemek saati yemekte konuşulmaz." Dedi konuyu kapatmak istercesine. Yemeklerimizi yedirdiler ve uyumamız için odadan çıktılar. Çağrı uyudu ben tabiki uyumadım uyumazdım da. Yanımda duran sedyenin kumandasını alıp sırtımı yasladığım yeri yükselttim ve Çağrıya baktım. Sonra tekrar sedyeyi yatak haline getirip uyudum.Sabah uyandığımda saat 15:06 idi. Bu saatte kadar nasıl becerdim uyumayı hiç bir fikrim yok. Odada hiç kimse yoktu. Sadece ben ve Çağrı vardı. "Çağrı?" Dedim sesim yorgun ve az çıkıyordu. "Efendim." Diye cevap verdi bana. Onun iki bacağı ve sağ kolu kırıktı. Benim sadece ayaklarım sargılıydı sırf kendimi öldürmek için Çağrıyı canından ediyordum evet üzüldüm ayklarım çok fazla acıyordu ama ayağa kalkmak istiyordum.
"Diğerleri nerede?"
"Onlar taburcu olmamız için işlem yapılması gerekiyormuş oraya gittiler. "
"Tamam. Çağrı ben gerçekten senden çok özür di-"
"Özür dilemene gerek yok. Sen kendinden özür dile. Allah'ın verdiği canı Allah alır senin bunu biliyor olman lazım. "
"Evet biliyorum ama katlanamamaya başladım artık. Bir abim var beni sevmiyor işi düşünce paraya ihtiyacı olursa arar. Annem zaten belli Londra'da yeni eşiyle geziyor. Babam yeni ikizlerine bakıyor. Onlar da zaten benim yokluğumu aratmıyordur. Beni dedem büyüttü ve şuan dedem yok. Arkamda duran biri yok anlatabildim mi?"
"Arkanda duran biri yani birileri var ve sen onu göremiyorsun."
"Allah Allah. Ben niye tanımıyorum bunları? "
"Zamanla tanırsın."
Dedi ve kapı açıldı girenler Doruk, Aslı, Cem ve beyzaydı. "Taburcu oluyorsunuz. " Dedi beyza neşeli bir şekilde beni tekerlekli sandalyeye koydular Çağrıyı da aynı şekilde ve biz hastaneden çıktık arabaya bindik. "Bu alçılar çıkasıya kadar birlikteyiz sizi bırakamayız." Dedi Aslı ve diğerleri aralarında gülüşürken eve geldik.1015 kelime...
İnstagram:zeynoo0_0
Eğer yazım yanlışı yaptıysam özür dilerim...
Yeni bölümde görüşmek üzere.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEKNOLOJİ ODASI
RomanceDilan uyandığında kırmızı ve mavi ışığın bol bulunduğu odadaydı. Başında iki kız üç erkek vardı.