"Tamam! Kaşığını indir bi!"
"CHAN'LA KOKUNU MÜHÜRLEMİŞSİN! NEDEYE İNDİRİYORUM."
Ben koltuğun üstünde kendimi siper almaya çalışırken Hyunjin bana yerde tehtidler savuruyordu.
"O seni mühürledi ama kendisi hala Başıboş dolanıyor Felix! Daha sevgili bile değilsiniz."
Dudaklarımı ısırıp kendimi savunmayı bırakıp koltuğa oturdum. "Onu mühürlememe izin verdi Hyun. Karşılıksız değildi." Bu sefer hafif havada tuttuğu kaşığı yere indirdi.
Bakışları düşmüş, çatık kaşları düz çizgi haline gelmişti. Kaşığı yere atıp yanıma oturdu. Kendi içinde sıkıntılı olduğunun farkındaydım, ve bunun kesinlikle benimle alakası vardı. düz oturduğu koltukta diklenerek iç çekti seslice, sonrasında bir bacağını diğer bacağının altına alarak bana dönük bir biçimde oturdu.
"sadece seni kaybetmek istemiyorum, Felix."
"neden beni kaybedecekmişsin ki?" gözleri, hafif bir korku, heyecan ve adlandıramadığım duygularla parıldıyordu. "biz... normal bir çocukluk geçirmedik felix... ne kadar beni etkilemesede, baskın bir omega olarak sen çok etkilendin.."
evet, bu çok doğruydu. kurdum kendi türünden olan babasını hissetmek istediği için normal bir baskın omegaya karşın beni çelimsiz bırakmıştı.emme refleksim, uzun bir süre süt annesi bulunmadığı için gelişmemişti. Hyun ise ben bunları yaşarken kurdu Alfa olduğu için çok zorluk çekmemişti.
"hala, nasıl bir omega babanın olmasını istediğinin, özendiğinin farkındayım. bende çok isterdim tabii ki ama ben kurdumdan kaynaklı çok zorluk çekmedim, çünkü sana bağlandım." gözleri hafif hafif dolmaya başlamıştı, neden doluyordu ki gözleri? "yanlış anlama benim sevgilim varken senin olmamasını istemediğim için demiyorum bunları. ama ben güçlü bir yapıya sahibim, bir omega bana bir şey yapamaz ama chris sana bir şey yapsa ona karşı çıkamazsın güzelim... ben de tam olarak bundan korkuyorum."
yanımda oturan bedeni kucağıma çekip başını göğsüme koyarak saçlarını okşadım hafif hafif. "normalinde...elini değdirse ne kadar geriye gideceğimi tahmin ediyorsundur, değil mi?" saçlarını kulağının arkasına arkasına koyarken başını salladı. "geçen gün... saçlarımı okşadı, sana yaptığım gibi saçlarımı kulağımın arkasına sakladı." hafif kıkırdadım, ben kıkırdarken göğsüm titrediği için onunda başı titremişti.
"biraz canım acıdı ama sonradan fark ettim, canımı acıtan okşayışı bile aslında en dikkat ettiği haliymiş."
"nasıl bir dağ ayısını sevdin sen ya."
omuzuna vurup konuşmama devam ettim. "Minho seni uyanmak istemediğin halde sürekli dürtse koluna mayışsa, sırtına yatsa ne yaparsın?" cevap vermedi ve elini ağzına götürüp düşündü. "sanırım ben rahat bırakmasını söylerim."
"hah! chris onu sürekli dürtmeme temas etmeme rağmen hiç bir şey demiyor bana." kaşlarını çatarak kafasını göğsümden kaldırdı. "sen beni gafil mi avladın şimdi?" kıkırdayıp yanaklarını süründürerek sulu sulu öptüm.
"sana söylemeyi unuttum ama, Chris'in annesi bir ara ikimizide yemeğe çağırıyor."
"sevdiler sanırım seni bayağı." kafamı heyecanla aşağı yukarıya salladım. "biliyor musun hyun! chris benden önce başka hiç bir omegayı eve getirmeyi bırak yakınlaşmamış bile! mutfağa geldiğimde hayatımın en değişik karşılanmasını yaşadım kardeşleri tarafından."
heyecanlı halime gülüp iç çekti ve yanağımdan öperek gülümsedi. "ilişkinize karışmayacağım Lix... söyle o alfaya, güvenimi boşa çıkartmasın."
-------------------------------------------
"feromonların neden bu kadar yoğun chris?" şuanda kütüphanede geldiğimiz konumdaydık. çarşamba günleri öğle arası 1 saat olduğu için okulun arka tarafında resmen birbirimize girmiş haldeydik.
ben karnıyla kasıkları arasında bir bölgeye otururken sırtımı bacaklarına yaslamıştım. ben bir yandan elimdeki üçgen gimbap'ı yerken onun başı omuzumda, elleri belimdeydi. "kurdum sevgilisine bu kadar yakın olduğu içindir Lix."
"bana teklif etmedin kii." sonunu uzatarak cevap verdiğimde başını omuzumdan kaldırdı. "teklif mi?" başımı sallayıp elimdeki yemeği onada ısırttırdım. "evet teklif, teklif etmedin ki sen bana."
"nasıl teklif edilir bilmem ki ben Lix.." yanağını öpüp geri arkama yaslandım. "basit bir şey bile söylesen yeter aslında." derin bir nefes alıp omuzuma geri gömüldü. hızlı hızlı nefes alıp veriyor, heyecanını gizleyemiyordu.
"felix... sevgilim, omegam olmak ister misin?" çok klişe ve komikti ama kıkırdayarak ensesindeki saçları okşadım. "hmm, asıl sen benim alfam olmak ister misin?" omuzumdaki başını çenesinin yerine bıraktı ve boynuma kokulu bir öpücük bıraktı.
"sorman hata, sevgilim." kıkırdayıp ensesinden tutup kafasını kaldırdım, aslında çekiştirdiğim için kendisi kafasını kaldırmıştı. anlına doğru düşen saçlarını arkaya doğru ittirip anlını ve yüzünü açığa çıkarttım.
o da aynısını bana yaptı, yüzünde genelde bana bakarken takınmış olduğu mayhoş bir yüz ifade vardı. hizamda duran yüzüne doğru eğilip iri alt dudağını dudağımın arasına aldım. ikimizde birbirimizin dudağını kısaca emdik, chris biraz daha hızlı emip sıkıştırıyordu dudağımı.
biraz daha sert dişeyip dudağımın açılmasını sağlayıp dilimi yakaladı ağzımda. emip çekildi ve boynuma geri gömüldü. "rut dönemim yakın, bu yüzden feromonum yoğun aşkım... daha sonra daha fazlası olacağına emin ol."
sanırım alfam biraz fazla arsız....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Romantist || Chanlix
FanfictionFelix, yanında oturan ve iri bedeni, ürkütücü boyu, aşırı kasları yüzünden sıraya bile zor sığan Okulda alfaların bile korktuğu Alfaya aşık olmuştu Chanlix #1 19.08.23 Minho #1 17.10.23