Gerçek

94 16 22
                                    

Bembeyaz odanın güzelliği ile dışarıda dolaşan karanlık gücün birleşmesi Soobin'in kafasında karışıklığa neden olurken Yeonjun ve Beomgyu'nun gittiğinden beri herkesi bir stres ve korku sarmalamıştı. Gittiklerinden beri sadece 4-5 gün geçmesine rağmen hepsinin içinde aşırı yoğun bir duygu vardı. Ancak bu halde giderlerse hem kendilerini hem de sarayda normal bir hayat yaşamayı hak eden insanları, askerleri tehlikeye atacaklarını biliyorlardı. Her taraftan kapana kısılmak, onları daha da çaresiz bırakılmaya zorluyordu. Her geçen gün rüyaları ona bir yol gösterirken uygulamak için asla zaman yoktu. Bu da bi nevi engeldi.

Soobin odasında bir o yana bir bu yana yürürken kapısının aniden açılmasıyla içeriye giren Taehyun ve Kai'yi görmüştü. İkisinin yüzünde de güller açıyordu.
Kai, Taehyun'dan önce davranıp "Hyung sana çok güzel bir haberimiz var!" dediğinde Soobin'in aklında türlü türlü senaryolar oluşmaya başlamıştı. Hızlıca birkaç adımını ikiliye doğru atarken sormuştu.

"Ne oldu? Yoksa Yeonjun ve Beomgyu geri mi döndüler!" derken sesindeki heyecan yüzüne de vurmuştu.
Kai biraz yüzünü düşürse de aynı sevinçle cevaplamıştı.
"Maalesef hayır, ancak seni çok mutlu edecek kişiler var bahçede." demiş ve göreni melek zannettirecek bir el çırpmasıyla Taehyun'un da yüzünü güldürmüştü. "Kim geldi?" diye sorduğunda bu sefer de Taehyun "Bence aşağıya inip baksan iyi olur." demiş ve bu da Soobin'in daha da heyecanlanmasına neden olmuştu.

Hep beraber bahçeye inerken Soobin'in kalbi hızlanmış ve kimin olduğunu görmek için merdivenleri hızlıca inmeye başlamıştı. Kai ve Taehyun da onun hızına yetişmeye çalışırken ciddi modunu takınmaya çalışmış ancak bahçede duran 6 kişiyi görünce ciddinin 'c'sini anımsatmayan bir sevinçle gülümsemişti.

"Yeosang..."
Bahçede askerlerin yanında duran 6 kişi Soobin'in en sevdiği kuzeni, eşi ve kardeşleriydi. Yanına koşarak gittiğinde Yeosang da onu görmüş ve o da kollarını açarak Soobin'e doğru koşmuştu. En sonda sarıldıklarında Taehyun ve Kai arkasından ilerlerken "Görende sanar aramızdaki en küçüğü" diye düşünmüşlerdi.

Taehyun, askerlere"Siz gidebilirsiniz." dedikten sonra başbaşa kalmışlardı. Neredeyse kardeşten daha yakın olan ikili birbirlerine özlemle sarılırken Yeosang anında soru yağmuruna tutmuştu Soobin'i.

"Nasılsın? İyi misin? Özledin mi beni? Ben seni çok özledim" derken Soobin gülmüştü. Yeosang'ın değişmemesi onu sevindirirken kuzenini yanıtsız bırakmamıştı. "İyiyim merak etme ayrıca özlemedim, çok çok özledim." demiş ve saçlarını karuştırmıştı.
Soobin, gülümsemeye devam ederken arkalarında onları izleyen diğerlerini fark etmişti. "Siz de hoşgeldiniz çocuklar." dediğinde kısa bir süreliğine eğilmiş ve sonradan hep birlikte "Hoşbulduk" demişlerdi.

Soobin hepsine sırayla sarıldığında sıra Jongho'ya gelmiş ve kısa bir süre beklemişti. "Sen...Yeosang'ın sevgilisi olmalısın. Öyle değil mi?" demişti.

Jongho, kafasını salladığında "Evet Prens'im." demiş ve gülümsemişti karşılık olarak.

"Kuzenimin doğru bir kişiyi seçtiğini görmek, aynı zamanda onu seven ve değerini hissettiren biri ile olduğunu görmek beni çok mutlu hissettirdi. Bunun için sana minnettarım Jongho." demiş ve omzunu patpatlamıştı.

Jongho ise gülümsemesini genişleterek "Teşekkür ederim Prens'im. Onun ve kardeşlerinin mutluluğu, benim için çok önemlidir. Kardeşlerinden biraz küçük olsam da hepsini elimden geldiği en iyi şekilde korumaya çalışıyorum." demişti.
Soobin, Jongho ile de sarıldıktan sonra kendi arkadaşlarına dönmüş ve "Ah, sizi tanıştırmayı unuttum sanırım" demişti.

Yeosang'a bakarak "Onu zaten tanıyorsunuz. O yüzden diğerlerine geçiyorum" dediğinde Kai ve Taehyun sırayla Yeosang'a sarılmıştı. Soobin, kendinden çokça kısa birinin yanında durarak konuşmuştu. "Bu Kim Hongjoong. Yeosang'ın küçük abisi. Yanındaki Park Seonghwa. Yeosang'ın büyük abisi. Onun yanındaki Jung Wooyoung. Yeosang'ın küçük kardeşi. Ve onun yanındaki de Choi San. Yeosang'ın büyük kardeşi. Emin olun ki hepsi de birbirinden iyi ve sevgi doludur." dediğinde Hongjoong hepsi adına teşekkür etmişti.

"Bunlar da benim arkadaşlarım çocuklar. Daha doğrusu kardeşlerim... Kang Taehyun. Şuanda yaş olarak aramızdaki ortanca kişi. Cadı ve Büyücüdür. Her türlü şifayı onda bulabilirsiniz. Onun yanındaki de Huening Kai. Kendisinin sevimli göründüğüne bakmayın, çünkü acele işe Kai karışıyor." dediğinde hepsi birlikte gülmüştü.

Kai "Hyung ayıp ama ya" dediğinde Soobin "Yalan mı? Her türlü iş senin altından çıkıyor." demişti. "Taehyun Su elementi prensidir. Kai ise ateş elementi prensidir." dediğinde Yeosang, Soobin'in sözünü kesmişti.

"Hyung lafını bölüyorum ama Yeonjun ve Beomgyu hyunglar nerde?" dediğinde Soobin, Kai ve Taehyun'un yüzü düşmüştü. Bunu fark eden Yeosang, Soobin'in yanına yaklaşarak tekrardan bir soru sormuştu. "Hyung bir sorun yok değil mi?" demişti. Soobin ise iç çekerek Yeosang'a döndüğünde, diğer herkesin kendilerine baktığını fark etmişti. "Yeonjun ve Beomgyu birkaç gün önce buradaydı ama..benim çalınan elmasımı geri almak için Darkfıle'e gittiler. Onları engelleyemedik." dediğinde Taehyun'un eli boynuna gitmişti. Aklına kolyesini Beomgyu'ya verdiği zamanı gelmiş ve bu da içinin sızlamasına neden olmuştu.

San "Elmas mı? Ne elması?" diye sorduğund Yeosang konuşmuştu.
"Soobin Hyung için çok önemli olan bir elmas, onun rüyalarını ve duygularını bile kontrol edebilecek güçte. Bu elması çalıyorlar. Onu da geri almak için gitmişler. Ama benim anlamadığım Kral Song'un bu elması hiç kullanmamış olması." dediğinde Taehyun ve Kai birbirlerine bakıp "Ne?" demesiydi.

Soobin "Ne? Ne demek hiç kullanmadı? Defalarca bana karşı kullandı bu elması." dediğinde Yeosang "Hyung, korkma ama geçen haftalarda Darkfıle'de elmasın kaybolduğu hakkında bir haber yayılmıştı. Bu elması başka birisi almış. Sanırsam kendi topraklarından birisi başka birine vermiş." demişti.

"Soobin hyung buldum!" diyerek yanıtlamıştı Taehyun. Soobin'le birlikte herkes Taehyun'a döndüğünde konuşmuştu.
"Hatırla, geçenlerde ormana gittiğimizde Chris, Felix ve Minho ile karşılaşmıştık. Orada Chris sana bir küre göstermişti ve Kral Song'un senin elmasını tekrar kullanacağını söylemişti. Daha sonra ki olayları düşün... Minho'nun aniden yere düşmesi. Senin ağrın, rüyaların.." dediğinde Soobin'in kaşları havalanmıştı. "Onları en son ne zaman gördünüz?" dediğinde Kai "Siktir, hyung onları misafir odalarına gönderdiğimizden beri gözükmediler." demişti.

"Felix'in orada Beomgyu'nun üzerine koşmasından değil de Chris'in aniden birşeyler yaptığından korktuğuna yemin edebilirim." demişti.

Yeosang "Onları acilen bulmazsak sanırım Soobin hyung'u parmaklarında oynatacaklar." dediğinde herkes saraya koşmuştu. Onları uzaktaki bir ağacın arkasından dinleyen Chris'i farketmeden..

Çok güzel bir zoet ettim sizi dimi

After Dark | TXT ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin