17.Bölüm

87 53 15
                                    

Özdemir Erdoğan-Aç kapıyı gir içeri

"Abi 1.92 nee sen ne yiyip ne içtin yuh yani.Hayır yani ben de çok kısa değilim 1.70'im ama yuh yani"

Şuan ne mi yapıyorduk?

O öpüşmenin ardından balkona çıkmış çay içiyorduk .

Yağız'a boyunu sorduğumda '1.92' dediğinde şaşırmıştım ve bu konuyu konuşuyorduk.

Biraz daha konuştuktan sonra
"Çiğdem getireyim mi ?"dedim
"Çiğdem kim?" Dedi şaşkınlık ile
Ufak bir kahkaha attıktan sonra
"Sevgilim ben Manisa'lıyım ya orda çekirdeğe çiğdem diyoruz "dedim.
"Hee anladım "dedi
"Sen nerelisin "dedim heyecanla
Gözleri bir kaç saniye daldı
"Senin memleketin neresiyse ben de oralıyım" dedi
Parmağımı şıklatarak "O zaman sen de Manisalısın" dedim
"Evet güzelliğim " dedi buruk bir gülümseme ile.

Yağız nereli olduğunu bilmiyordu.

"Eee çiğdem? " dedim soru sorarak.
"Ee olur " dedi.

Kalkıp balkondan çıkıp mutfağa gidip aşağı dolaptan çekirdeği çıkarttım.
Daha sonra üstteki dolaptan iki tane derin tabak çıkarttım.
Bir tabağa çekirdeği koyup diğer tabağı ise çekirdek kabuklarını koymak için boş bıraktım,

Balkona tekrar girdiğimde Yağız ayağa kalkmış balkon demirlerine ellerini koymuş bahçeye bakıyordu.

Tabakları oturduğumuz koltuğa koyup Yağız 'a arkasından sarılıp sırtını öptüm .

Yağız derin bir iç çekip

"Bahçe çok güzelmiş " dedi,
"Demi ben de çok seviyorum" dedikten sonra erik ağaçlarını gösterip
"Bu ağaçlar erik ağaçları yazın çıkınca yeriz çok güzeller"
"Eminim öyledir güzelliğim.Sen çok mu seviyorsun  erikleri "
Sarılmayı bırakıp ben de yanına geçip aynı onun gibi demirlere tutunduktan sonra cevap verdim

"Evet en sevdiğim meyvedir kendileri "
"hmm öyle mi?"
" öylee".dedim uzatarak.

Daha sonra koltuğa oturup çiğdemleri çitledik.

Aklıma peynirli börek yapacağımız geldi.

"Aaa bana börek açmayı öğretecektin "elini alnına koyup
" Tamamen aklımdan çıkmış "dedi üzülerek sonra ise
"İstersen yapalım şimdi " dedi
"Yok sevgilim yarın yapalım".
"Yapalım güzelliğim"

Çayımızı içip çekirdekleri de bitirdikten sonra ellerimi birbirine vurarak temizledim. 
Ee napam yıkamaya üşeniyom.
Yağız da aynısını yaptıktan sonra
ayağa kalkıp Yağız'ın elinden tutup ayağa kaldırdım.

"Gel sana evi gezdireyim" dedim
"Kalkıp gezdir bakalım ." Dedi.

Yağız 'dan
Şuan her şeyi unutmuş evi geziyorduk.

Salonu zaten görmüştüm gri L koltuk,televizyon ve duvara monte edilmiş dolap vardı.

Dolabın önüne getirildim .

Dolabın içinde bir sürü çerçeve vardı. Mutlu aile pozları. İçten gülen çocuklar.Aile sıcaklığı.

Benim hiç ailem olmamıştı ki.

Yüzümde ister istemez buruk bir gülümseme oluştu.
Tabii ki Nalan'ı mutlu bir ailesi var diye kıskanmıyordum.
Sadece neden diyordum?
Böyle mutlu bir aile de doğmak yerine böyle  bir ailede (!) doğmuştum.

Hayallerimden  birisi Nalan ile mutlu bir ailemin olması.

Nalan dolabı açıp bir tane çerçeve çıkarttı.

Aşk Acıtır-mış (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin