Sadece 2 aylığına Antalyaya gelmiştim, sonunda okullar kapandı ve tatile kavuştum.Ama ne yazıkki tatil bitince 12. sınıf olucaktım, bu da demek oluyorki zorlu bir sınav süreci beni bekliyordu.Her neyse şu an tatilimin keyfini çıkartma zamanı.
Buraya ailemin yanına geldim ve 2 ay burada kalıcağım, geleli 2 hafta oldu.
Gözlerimi açtığımda yüzüme güneş vuruyordu ve tepemde beni uyandırmaya çalışan gıcık abim vardı.Çoktan üzerimden örtüyü çekmiş beni rahatsız etmeye başlamıştı."Ya abi git başımdan uyuyacağım"
"Kalk ya senin yüzünden kahvaltıyo belliyoruz"
Evet biraz uykucu olabilirim.
"Tamam sen git kalkıyorum" dedim ve zorla gözümü açtım, gitmişmi diye baktım ve tekrar uykuya daldım.
"Burdayım aptal kalk hadi kahvaltı yapıcaz" dedi ve bu sefer gitti.Evet sonunda başarıp yatağımdan kalkmıştım.Telefonu elime alıp saate baktım.Ne!Saat 14.26 mı diye içimden bağırdım.Evet içimden çünkü dudağımı oynatıcak kadar bile enerjim yoktu .Saatin 2 buçuk olmasına şaşırdım çünkü 12 de yatmıştım ve bu saatte kalhavltı yapıcaktık, anlaşılan onlarda uyanalı çok olmamıştı.
Odamın kapısını açtığım gibi burnuma kızartma kokusu gelmişti.Mutfağa girdim ve anneme ne kadar yapmak istemesemde "Yardım edicek bir şey var mı?" diye isteksizce sordum.Farketti ve beni oturma odasına yolladı.
Babam çoktan işe gitmişti.Annem evdeydi, bi saniye annem niye evdeydi işe gitmesi gerekiyodu, geçmi kaldı acaba? Hayır geç kalsaydı kahvaltı hazırlamadan giderdi.Zaten yeni uyandım kafam yerinde değil şu an bunları düşünmeme gerek yok annem kaldıysa bi sebebi vardır.
Masaya oturdum ve kahvaltı yapmaya başladık.Anneme niye işe gitmediğini sorduğumda düğüne gidiceğimizi söyledi.Abimle ne kadar itiraz etsekte bizimde gidiceğimizi söyledi ve konuyu kapattı.
Kahvaltının ardından bir kaç saat geçti ve annem kuaföre gidiceğini söyleyerek evden çıktı.Bende Ilgının yanına gittim,ılgın bu hayatta tek güvendiğim üç insandan birisi.
Biraz oturduktan ve sohbet ettikten sonra düğüne hazırlanmam gerektiğini fark ettim ve eve gittim.Açıkcası düğün sahipleri tanıdığım birisi olmadığı için çok özenmiyecektim.Uzun kollu gri kıyafetimin üstüne lacivert bol bir tişörtümü geçirdim ve uzun kollu kıyafetimle aynı renk olan paraşüt pantolonumu giydim.Yine gri penye şalımı taktım ve parmaklarıma yüzük, boynumada kolyemi taktım.Biraz makyajdan sonra hazırdım ve oturma odasına gittim abim çoktan hazırlanmış bizi bekliyordu.
Yaklaşık on dakikanın ardından annemde geldi ve yola çıktık.Düğün tahmin ettiğimden daha sıkıcıydı.Biraz sonra abim yanımda belirdi ve "Ben burdan kaçıyorum, bizimle gelicekmisin yoksa kendine eziyet etmeye devammı ediceksin?" dediğinde yanındaki pek yakışıklı arkadaşını daha yeni fark etmiştim.
Tabii bu fırsatı elimden kaçırmadım ve teklifini kabul ettim.Arkadaşı arabayla gelmişti, kısa bi yolun ardından bir kafenin yanında durduk.Kafede çok kişi yoktu.Aslında bu kadar güzel bi yerin az işlemesi şaşırtıcıydı çünkü hemen yanımızda deniz vardı.
Sahildeki masaların birine oturduk.Etrafımızda bir kaç kişi vardı.Abim cebinden sigarasını çıkarttı ve sigaradan nefret ettiğimi bilmesine rağmen içicekmisin diye sordu, kabul etsem bile bana asla vermezdi ve arkadaşıda bunu biliyor gibiydi, ona baktığımda göz göze geldik ve ani bir utanmayla abime döndüm elindeki pis şeyi itip telefonu elime aldım.
Abim bir şeyler sipariş etmek için masadan kalktı ve bizi masada yanlız bıraktı.Hadi ama abi beni bu yakışıklıyla yanlızmı bıraktın cidden.Sonunda aramızdan birisi konuştu."Tefonu yüzünden çek, gözlerini bozucaksın"
Gülümsedim."Annem gibi konuşuyorsun"
Gülmeye başladı, ona eşlik ettim ve bunu yaparken yüzünüde inceledim.Gerçekten kusursuz bi yüzü vardı.Hayatımda kanlı canlı olarak gördüğüm en yakışıklı çocuktu.Abim geldi ve bi kaç dakika sonrada içeceklerimiz geldi.Yoğun bi sohbetin ardından (ben nerdeyse hiç konuşmadım) eve gittik ve kendimi uykunun kollarına bıraktım.