20 gün sonra 09/02/2024
Bugün Selim tam iki aylık olmuştu. Onun büyüdüğünü görmek beni günden güne daha duygusal ve daha iyi biri yapıyordu. Eski hatalarımdan ders çıkarıyor iyi bir anne olmak için elimden geleni yapıyordum. Çünkü bu küçük adam için her şeye değerdi.
...
Tunç babam ve Fazilet annem şirketteydiler. İnci ve Can ise üniversite hazırlıklarıyla meşguldüler. Can liseden mezun olalı çok olmuştu fakat yeni yeni üniversite hazırlıklarına başlamıştı. Emir ise yanımda olurdu fakat onun da şirkette işleri olabiliyordu ve işler tam olarak yolunda gitmediği için mecburen gitmek zorunda kalıyordu. Evde hizmetçiler vardı fakat genelde mutfak ile meşgul oldukları için Selim ve ben yalnız kalıyorduk.
...
Ben evin bahçesinde Selim ile gezinirken bahçenin sağ tarafında bir karartı görür gibi oldum. Hemen oraya doğru döndüm ve bakmak için gidecektim ki arkamdan Emir'in seslenişini duydum.
"Defnem!" onun sesiyle durdum ve arkamı döndüm.
"Şurada biri vardı sanki." Emir gösterdiğim yere baktı, elindeki poşetleri bıraktı ve bana burada durmamı söyleyerek oraya bakmaya gitti. Fakat orada kimseyi bulamamıştı. Sonra tekrar yanıma geldiğinde gülümsedi.
"Selim'e tek başına bakmak seni yoruyor olmalı." dediğinde ben de yorgunluktan bir karartı gördüğümü düşünüp önemsemedim.
"Selim' bakmak için bir bakıcı tutabiliriz. Hem sen de daha rahat edersin." Emir'in bu cümleleri beni rahatsız etmişti. Ben oğluma yetemiyor muydum?
"İstemiyorum Emir. Oğluma tek başıma bakabilirim."
"Tabi ki öyle fakat bu evde Selime bakan tek kişi sensin ve bu da seni ister istemez yoruyor. Gel inat etme ve bir bakıcı bulalım. "
"Emir benim tek başıma Selim'e bakıyor olmam bir bakıcıya ihtiyacım olduğu anlamına gelmiyor. Benim yanımda bir bakıcıya değil sevdiğim insanlara ihtiyacım var. Sen ve ailen şirkettesiniz. İnci ve Can okul kararı alıyorlar ve onlara da kızamıyorum doğal olarak ama benim ailemden birilerine ihtiyacım var." dediğimde Emir ne demek istediğimi anlamıştı.
"O zaman şirkete gideceğim günler sabahtan seni annenlere bırakayım. Akşamları da seni almak için yine ben gelirim. Annen ve ablan sana yardımcı olursa daha az yorulursun hem benim de işteyken aklım sen de kalmamış olur." dedi ve durdu. Sonra devam etti.
"Hem şirketin hakkında babandan bilgi alır ve imzalaman gereken belgeleri orada imzalarsın. Her ne kadar Selim altı aylık olmadan şirket işlerinden uzak kalmanı istesem de işini özlediğini de biliyorum Defne." Haklıydı. Babam kendi şirketimizle birlikte benim verdiğim vekalet sayesinde Dolunay şirketi de yönetiyor olsa da bütün yükü ona bırakmak mantıklı değildi. Zamanla kendi işimle ilgilenmem ve eskisi gibi işlerimi devralmam gerekiyordu.
"Bu güzel fikir işte." dediğimde gülümsedi ve alnıma bir öpücük kondurdu fakat Selim bu konuşmadan rahatsız olmuş olacak ki ağlamaya başladı. Emir Selim'i kucağına aldı ve beşiğine götürmek üzere yanımdan ayrıldı.
Emir ile konuşup güzel kararlar almıştık fakat benim aklım hala gördüğüm o karartıdaydı çünkü hayal görmediğime emindim fakat evin bahçe duvarları o kadar büyüktü ki birinin gizlice gireceğini de sanmıyordum. Sanırım bu eve bir kamera taktırsak çok daha fazla rahat edecektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Defne
Teen FictionDefne kendi kurduğu reklam şirketinin patronudur. Evinin ikinci ve son çocuğu olan Defne ablasının kıskançlık dolu hislerinin etkisinde büyümüş ve başarılı bir çocuk olduğu için rekabet duygusuna alışık bir kadındır. Defne şirketini geliştirmek içi...