cumartesi 10.01
"reo biraz daha gülersen ağlayacağım artık yeter" nagi başını kollarının arasına gömmeden önce söyledi.
kendini rezil etmiş olsa da halinden memnundu. reo'yu öpmüştü sonuçta, yanağından da olsa temas temastır. ayrıca onu güldürmüştü.
nagi için kesinlikle kazançlı bir sabah.
"özür dilerim ama durduk yere niye beni öpmeni isteyeyim ki, çok şapşalsın"
"bilmiyorum. bu konuyu kapatabilir miyiz artık." gerçekten de bilinçli olarak yapmamıştı. reo etrafında olduğunu zaman bir şekilde ona doğru çekiliyordu.
"tamam tamam susuyorum, hadi kalk hazırlan günbatımına kadar gezelim, uğramak istediğim yerler var."
herhangi biri olsaydı nagi hayır diyip evde kalmayı tercih ederdi ama reo'suna hayır demek ne haddine.
"peki patron sen önden buyur masayı ben hallederim."
"hayır sen misafirsin."
"misafir olabilirim ama ne için burda olduğumuzu hatırlatmak isterim reo, ödevim için geldik ayrıca sen hazırladın bırak da ben toplayayım bir tanem tamam mı?" ups.
herkese bir tanem denebilir, sadece arkadaşınıza da, her fırsatta dokunup öpmek istediğiniz arkadaşınıza da(!), sevgilinize de. tamamen size kalmış.
reo, nagi'nin ağız alışkanlığı olduğunu düşünüp umursamamaya çalıştı ama yanaklarında oluşan kırmızılık aksini söylüyordu.
reo bilmese de nagi ondan başka kimseye bir tanem demezdi.
"tamam o zaman teşekkürler" mor saçlı, nagi masaya dönmeden önce odasına kaçarken mırıldandı.
...
nagi bugün çektiği fotoğraflara göz atarken reo da akşam yemeği ile ilgileniyordu.
"reoooo hepsi çok güzel bunların nasıl seçicem?" o kadar güzelsin ki hepsi birbirinden mükemmel.
"orasını ben bilmem senin bölümün fotoğrafçılık açısı ışığı falan iyi olan birini seç işte." mutfaktan bağırarak cevap verdi.
"neyse ki seçmek için zamanım var." iç çekip bilgisayarını kapattı.
"menüde ne var şefim?" reo ocakta bir şeyler karıştırırken sessizce yaklaşıp omzunun üzerinden ne yaptığına baktı. yine gereğinden fazla yakındı. neyse ki başını boynuna gömüp ellerini beline sarma isteğine karşı koyabildi.
kaleci umrunda olmasa da arada bir çok ileri gittiğinin farkındaydı.
"beklentileri yükseltmiş olabilirim ama birisi lavanta bahçesinde uyuya kaldığı için geç kaldık ve doğru düzgün alışveriş yapamadım."
"elimde değil çok huzur verici bir ortamdı."
"her neyse bazı aksilikler yüzünden menüde sadece makarna var ama çok lezzetli bir sos yapacağım o yüzden sakın makarnamı küçümseme."
"bana hava hoş, makarnaya bayılırım ayrıca mikage reo'nun elinden zehir olsa içerim, sonrada haberlere çıkarım belki ne dersin."umarım sonrasında seni de yemeye çalışmam reo.
"hahah... komik çocuk boş durma da bana yardım et."
"zevkle, ne yapayım."
"öncelikle bir tokaya ihtiyacım var saçlarım rahatsız ediyor. yatağın yanında ki komodine bırakmıştım onu getirebilir misin?" yaptığı sos her ne ise başından ayrılmaması gerekiyordu.