5

887 53 24
                                    


Elimdeki peçeteyle burnumu silip bir kenara koydum.Ağzımdan bir hıçkırık çıkarken elimle hızla ağzımı kapattım.Umarım zırlama seslerim dışarıya gitmiyordur.Çünkü ev halkı benim bu sefer gerçekten de manyak olduğumu düşünebilirlerdi.

Şuan bilgisayarımdan Muhteşem Yüzyıl açmış onu izliyordum.Beş kere falan bitirdiğim şahane bir diziydi ve şuan altıncı defa başlıyordum.Yani bendeki yeri çok ayrıydı.Şuanda da Şehzade Mustafa bebeğimin idamı vardı ve gözlerim ağlamaktan kan çanağına dönmüştü.Elimle kalbimi sıvazladım acı çekiyormuş gibi.

Beni çok yaralayan bir sahneydi.Kesinlikle travmam olmuştu.Arada açıp izler ve ağlardım.Bunu yapmaktan zevk alıyordum.Yani ilerde ebeveyn falan olursam kesin Süleyman gibi olurdum.Kelle avcısı Süleyman.

Götümü yumuşak yatakta biraz daha yayıp sırtımı yatak başlığına yasladım.Kocaman bir yorganla bütün vücudumu sarmıştım.Sadece kafam açıktaydı ve bu diziye daha da odaklanmamı sağlıyordu.En sonunda Mustafa boğularak son nefesini verdiğinde ağlamalarım daha da arttı.Bilgisayarı kapatıp komodine koyup bir daha burnumu 'hart' diye çektim.

Çocukluğumdan beri ağlamak için yanlız kalmayı beklerdim.İnsanların yanımda ağlamam benim için ölüm gibi bir şeydi.Yasaktı.

Ne yalan söyleyeyim ağlamak bana iyi geliyordu.İçimi döküyordum yani.Şu son yaşananlardan sonra çok iyi gelmişti.Sabah yaşananlar tekrardan aklıma gelince yüzümü buruşturdum.Yasmin resmen beni kendi evimden kovmaya kalkmıştı.Bu yüzden evde kavga çıkmıştı ama bir süre sonra konu başka yere sapmıştı.Belli ki evdekiler Yasmin'e karşı baya dolmuşlardı.En sonunda babam da gelince annemle beraber herkesi zor bela susturmuşlardı.

Birkaç saat babamla da vakit geçirmiştim.Bana koca bir sepet çikolata almıştı.Annemin bütün uyarılarına ve tehtidlerine rağmen hepsini bitirmiştim ve şuan kusacak gibiydim.Bazen kendimi tutamayıp yemeyi çok abartıyordum.

Arada Yasmin gelip garip garip iğneleyici laflar söylese de en sonunda ağzının payını verip odasına yollamıştım.Normalde benimle böyle konuşan birine tahammül filan göstermezdim ama bu kızın psikolojisiyle alakalı ciddi sorunları olduğunu düşünüyordum.Şakasız.Ya da en basitinden arsız bir kişiliğe sahipti.Evdekiler de onunla problem yaşıyordu.Tıpkı benim bu evdekilerle problem yaşadığım gibi.Herkesin hayatı alt üst olmuştu resmen.Özellikle de benim.Kendime acıdım.

Genel anlamda eski evimde güzel vakit geçirmiş,benim keratalarla da özlem gidermiştim.Sonra Ekin beni almaya gelmişti.Yeşim Hanım eve geldiğimden beri benden kaçıyor gibiydi.Annemle arasında neler döndüğünü en kısa zamanda öğrenmem lazımdı.Ev halkı da beni gibi meraklıydı bu konuda ama kimsenin ağzından çıt çıkmıyordu.

Odamın kapısı hafif aralandığında 'ananı' diye fısıldadım.Ödüm kopmuştu amk.

İçeri endişeli bir ifadeyle giren Karan'ı görünce kaşlarımı çattım.O da beni görünce yanıma adımlamaya başladı.Ellerimle hızlıca yaşlarımı sildim ve bana merakla bakan gözlere döndüm."Ne için geldin?"

Tedirginlikle çıkan sesime içimden bela okurken o daha da kaşlarını çatmıştı."Helin neden ağlıyorsun?Bir şey mi oldu?"

Omzumu silkip gözlerimi kaçırdım ondan.Ağladığımı düşünmemeliydi.Ağlamak zayıflıktı ve benim zayıf birisi olduğumu düşünecekti."Ağlamadım."

Sabırla nefes verdi ve kafasını iki yana salladı."Ağlamışsın Helin.Bak gözlerin kıpkırmızı."

"Ağlamadım." Neden bu kadar direttiğim hakkında hiç bir fikrim yoktu ama bilsin istemiyordum.

Alayla güldü."O yüzden mi hıçkırık seslerin koridordan bile duyuluyor." Bunu demesiyle dudağımı ısırdım ve başımı öne eğdim.O beni daha fazla takmayarak çekmecemi açtı.İçini bir şey arar gibi karıştırırken hayretle ona döndüm."Ne yapıyorsun?"

HELİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin