"Zaaflarımız olduğu sürece, vurulmaya müsait bir yerimiz hep vardır."-One More Red
***
"Minmin'im," dedi Changbin Minho'nun omzuna başını yaslarken. "Benim konum hep senin çükün anlamıyor musun?" Minho omzunu silkti ve Changbin'in kafasının düşmesine neden oldu; kaşları çatık bir şekilde Jisung'a baktığında, Jisung'un onları izlediğini fark ederek, "Ne, ne var?" demişti.
Jisung dilini hafifçe yana çıkartarak başını yana eğdi ve baş parmağınıyla işaret parmağını uzaktan Minho'nun penisine gelecek şekilde ölçü alıyormuşçasına tuttu. "Çok küçük olsa gerek," Minho hızla ayağa kalkarak ellerini kemerini götürdüğünde sınıfta büyük bir bağırışma olmuştu. "Gel göstereyim sana!" Changbin Minho'nun kollarını tutarak kemerini tamamen açmasına engel olmaya çalışırken Chan sınıf kapısının üst kısmına ellerini koymuş bir şekilde onları izliyordu. Sanki onların bu hallerini izlemekten zevk alıyordu. Gerçi Chan her zaman böyle şeylerden zevk alırdı.
"Çok mutlu gözüküyorsunuz bu kadar belli etmeyin." dedim gözlerimi onlardan alıp bilgisayar ekranında gezdirirken. "Sen ne yapıyorsun Hyunjin?" Minho Changbin'in dediklerini onaylarcasına ekleme yaptı. "Gerçekten kaç saattir bilgisayardan gözlerini ayırmıyorsun." Fareyi kullanarak yazdığım bölümü taslaklara attığımda ekranı kapatarak "Oyun satın almaya çalışıyordum." dedim.
Chan ellerini kaldırıp yanımıza doğru yaklaştı. "Bütün bir boş dersi buna mı harcadın yani?" Kafamı onaylar bir şekilde salladım. Minho masanın üstünde duran yiyeceklerden alarak birini Jisung'a fırlattı. "Jisung, neydi şu internetten okuduğun kitabın adı?"
Jisung Minho'nun fırlattığı atıştırmalığı tutarak Chan'a doğru uzattı. "One More Red, Minho." Minho yiyecek paketini açtı ve "Kaç bölümdü o?" diye sordu.
"20. bölüm yarın yayınlanacak." Minho'yu cevaplayan ben olmuştum. Jisung kaşları çatık bir şekilde gözlerini üzerime diktiğinde Minho, "Okuduğun gay şeyinin bölümleri benim sikimden kısa." diyerek beni kurtarmıştı. Chan ve Changbin dudaklarını gülmemek için birbirine bastırırken Jisung'un da dudaklarını yarım bir gülümseme almıştı.
"Gay şeysi?" Jisung kravatını açtı ve ekledi. "Benimle flört ederken içmiş miydin Minho?" Changbin gittikçe kısılan "Oooo!" sesinden sonra Minho'nun ölümcül bakışlarıyla karşılaşmıştı.
Ben de Minho'nun peçeteleriyle tekrar karşılaşmamak için gülüşümü saklıyordum. Ellerimi ensemde birleştirerek sınıf kapısına doğru ilerledim. "Nereye Hyunjin?" Chan'ın sorusunu, "Susadım Hyung!" diyerek koridordan cevaplamıştım. Koridorun açık camlarından giren ılık rüzgar kısa saçlarımı havaya kaldırıyordu. Yazın gelmesine birkaç ay kala dönem sonu sınavları da kapımıza dayanmıştı.
Merdivenlerden inerek kantine girdiğimde elime geçen ilk enerji içeceğini aldım. "Aslında hiç benzemiyorsunuz." Kapıdan içeri giren Jeongin'di ve yanında ki sarışın çocukla çok sesli konuşuyordu. "Benzediğimizi söylemedim zaten Jeongin." dedi çocuk. Sesi görünüşüne kıyasla çok farklıydı ve yüzünün belli bölgelerinde çilleri vardı. Tıpkı yazdığım kitapta olan karaktere benziyordu.
Jeongin sarışın çocuktan gözlerini alarak bana çevirmişti. "Hyunjin, selam!" Bana doğru gelen Jeongin'i başımla selamlayarak sarışın çocuğa yeniden bakmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ONE MORE RED
FanfictionSosyal medyada milyonların okuduğu bl serisinin yazarı olan Hwang Hyunjin, kitabın uke karakterine benzediği için fanlar tarafından rol modeli seçilen Lee Felix ile karşılaşır.