Selamlaaar. Nasılsınız canlarım umarım iyisinizdir.
Neyse boş yapmadan bölüme geçiyorum.
Yıldızımızı parlatmayı unutmayınızzz.🇹🇷🇹🇷🇹🇷
Son operasyonun üstünden bir hafta geçmişti ama omzum hala iyileşmemişti ve Yavuz Komutanın kesin emriyle omzum iyileşene kadar operasyon yasaktı. Zaten bu halde istesem de F16 uçaramazdım ama Burak'ın kara operasyonuna salça olmayı seviyordum.Zilin çalmasıyla diziye verdiğim bütün dikkatimi dağıtırken çekmecede duran silahımı elime alıp kapıya yöneldim. Dürbünden baktığımda gördüğüm kişi şaşırmama neden olurken silahı belime koydum.
"Burak?" dedim sorgular gibi tek kaşımı kaldırarak.
"Merhaba Asena Komutan."
İkimiz de birbirimizin yüzüne boş boş bakarken sessizliği bozarak içeri davet ettim.
Etrafı dikkatle süzdü.
"Evin güzelmiş"
Kafa salladım.
"Sayılır. Otursana."
Elimle kanepeyi gösterirken temkinli adımlarla oturdu. Gözleri sehpada duran yeşil çaya ve televizyonda açık olan diziye kaydı.
"Bu diziyi izlerken yeşil çay içen tek kişi ben varım sanıyordum."
Gülümsedim.
"Neden güldün?" kaşları çatıldı.
"+Ortak noktamızın olması komik geldi."
Gülüşüme eşlik etti.
"-Bozuk saat bile günde bir kere doğruyu gösterirmiş. O misal sanırım." dedi
"+Haklısın. O sahneyi aşan bir asker var mıdır bilemiyorum zaten."
"-Evet, her detayıyla muazzam bir sahneydi."
"+ Öyleydi."
Kafa salladım.
+Bir şey içer misin?"
"-Sana eşlik edebilirim."
"+Beş dakikaya geliyorum."
Onaylayıp diziye döndü.
Elimde kupayla döndüğümde full odak diziye kilitlenmişti.
- Sen bekler miydin?
+ efendim?
Dedim kupayı uzatırken
- Yani gelmeyeceğini bilerek bekler miydin Gökçe gibi?
+ Beklerdim. Ve bence Murat o gece oraya geldi.
-Nasıl?
Dalga geçercesine sordu ondan böyle şeylere inanmasını beklemiyordum zaten
+ Asıl gerçeğin ruh olduğuna inanırım. Bedenler ruhların kılıflarıdır. Murat bedenen gelemezdi ama ruhen oradaydı. Gökçe hissetti. Murat da geldi.
Kupayı ağzıma götürdüm.
Yüzüme baktı ve hiçbir şey demeden o da yeşil çayını içti.
Sonra aklına gelen bir şeyle irkildi ve "Diziye dalıp unuttum."
Sırt çantasını hızla eline alıp duran kağıdı bana uzattı.
"Bunu Yavuz Komutanım gönderdi. İncelemeni istiyormuş. Bir de yarınki operasyona görevlendirecek bir havacı istiyor. Ayarlayabilir misin?"
"Ayarladım say."
Kağıdı kenara koydum.
"Acil mi şu bölümü bitirelim bari."
Eliyle saçını karıştırarak "Yoo" dedi.
"Harika! "
diziye döndüm. O da beni takip etti.
20 dakika sonra bölüm sonu yazısıyla sehpaya dönüp kağıdı elime aldım.
"Çok bir şeyi yok bunun akşama raporu gönderirim. Aç mısın bir şeyler yiyelim."
"Teşekkür ederim. Eve geçsem iyi olacak yarınki operasyonu tekrar gözden geçirmem lazım. Malum sonra operasyonuma birileri salça oluyor."
"O birileri olmasaydı sevdiklerin toprağını suluyordu."
Alaycı bir sesle güldü.
"Emin ol toprağımı sulayacak tek şey yağan yağmur olurdu."
Söylediği cümleyle olduğum yerde kaldım ama bozuntuya vermedim.
"Yok ya arada ben gelir takılırdım sana. E cevap da veremezdin kudururdun sinirden. Ben de kahkahalarla eğlenirdim."
Kafasını eğdi
"tanıdığım iyi bir psikolog var düşünür müsün?" dedi.
"Sebep? Tek kaşımı kaldırdım.
" Ölüyle dalga geçme hayalleri kuran biri çok normal olamaz diye düşündüm de ondan şey ettim. "
Kapıya yöneldi.
"Yok kalsın. Deli miyim akıllanayım"
"Sen yine de bir düşün" dedi kapı koluna uzanırken.
"Ha ha ha (!)" diye alayla güldüm.
Arkasını döndü giderken "Teşekkür ederim her şey için" dedi ve merdivenleri indi.
BÖLÜM SONU
Nasıl gidiyoruz yorumlarınızı bekliyorum. Umarım sevmişsinizdir.Bir dahaki bölüm yine opresyondayız