Üzerimdeki elbisenin eteklerini düzeltim son bir kez aynadan kendime baktım. Kırmızı diz hizasında biten şık bir balık elbise giymiştim. Belinde ki dekolte ve tek omuzlu olması fazlasıyla iddialı gösterse de kötü durmuyordu. Tam tersi gideceğimiz davet için ki bu davet modanın kral ve kraliçelerinin katıldığı bir davetken, fazlasıyla uygundu.
Evet Yusuf'un şu meşhur liseli hayranın da katılacağı bir davete davetiye bulmayı başarmıştık. Daha doğrusu Yusuf başarmıştı. Melisa da davette olacaktı. Ama ona ulaşmak kolay olmayacaktı tabi.
Ayakkabılarımın da bilekteki bağcıklarını bağlayıp odadan çıktım. Yusuf çoktan hazırlanmış salonda beni bekliyordu. Abim ve Leyla ile davet salonunun önünde buluşacaktık. Duru'yu ise annemlere bırakmıştım öğlende.
Yusuf koltukta oturmuş beni bekliyordu. Merdivenlerden inerken topuklu ayakkabılarım tak tuk sesler çıkardığından Yusuf telefonunu bırakıp bana döndü. Gülümseyerek baştan aşağı süzdü beni. Beğenmişti sanırım. Hoş kendisi de oldukça yakışıklı görünüyordu. Siyah özel dikim takımı bedenine tam oturmuştu.
Yanına gittiğimde elimden tutup beni kendi etrafımda bir tur döndürdü. Bu sırada da uzun bir ıslık çaldı. Yanaklarım kızarırken gülümseyerek,
-Olmuş muyum? Diye sordum.
-Harikasın güzelim. Dedi hayranlık dolu bir sesle.
-Teşekkür ederim. Sen de çok iyi olmuşsun. Dedim. Sırıttı ve elimin üzerine bir öpücük kondurup hızla koluma girdi.
-O halde gidelim mi ballım? Dedi. Başımı sallayarak onu onayladım.
Sonra birlikte evden çıkıp arabaya bindik. Yol fazla uzun sürmemişti. Trafik de olmadığından kısa sürede davet salonuna ulaştık. Abimler bizi girişte karşıladı. Abim mavi bir takım elbise giymişti. Leyla ise ona uygun mavi bir mini elbise. Elbisesinin etekleri hafif kabarıktı beli ise ince bir kemerle tam oturmuştu üzerine. Hem sevimli hem de seksi görünüyordu.
-Çok güzelsiniz. Dedim gülümseyerek.
-Asıl güzel olan sensin tatlım. Bu ne güzellik böyle. Dedi Leyla bana sıkıca sarılarak.
Sonra içeri geçtik. Davet salonu göz kamaştırıyordu. Ama biraz fazla süslenmiş gibiydi. Davetlilerin hepsi çok şık ve iddialı görünüyordu. Leyla'yı dinleyip bu elbiseyi giydiğim için kendimi tebrik ettim.
İleri de boş olan bir masa vardı. Birlikte masanın etrafına geçtik. İçecek dağıtan garsonun tepsisinden alkolsüz kokteyl aldım elime. Diğerleri ise alkollü bir şeyler seçmişti. İçeceğimden bir yudum alıp etrafı izlemeye başladım.
Bazıları kendi hallerinde tanıdıklarıyla sohbet ederken bazıları koşuşturup duruyordu. Yaşları biraz daha genç olan bir gurup ise sahneye daha yakın bir konumda bir yandan müzik dinleyip bir yandan da sallanıyorlardı oldukları yerde.
Melisa denen kadın daha gelmemiş olmalı ki etraf da görünmüyordu. Bir süre öylece bekledik. Nitekim biraz sonra hareketli müzik durup yerine klasik bir dans müziği çalmaya başladı. Bu dansı daha önce çok kez görmeme rağmen hiç denememiştim. Ancak oldukça hoş bir tınısı vardı. Yusuf bir anda elini bana uzatınca yerimde sıçradım. Gülümseyerek,-Benimle dans eder misin? Diye sordu. Ama henüz kimse dans etmiyordu. Elimi onun ellerine bıraksam da,
-Ama kimse dans etmiyor. dedim gülümsemeye çalışarak. Omuzlarını silkti.
-Her zaman takip eden olamazsın. Bazen ilk adımı sen atmalısın. Bırak onlar seni takip etsin. Dedi.
haklıydı da. derin bir nefes alarak beni piste çekmesine izin verdim. Tam pistin ortasına geçtik. Bir elimi omzuna koyarken diğer elimi avcuna bıraktım. O da boşta ki elini bel girintime yaslayıp beni kendine çekti. Aramızda çok az bir mesafe vardı. Ve bu kalbimi hızlandırmaya yetiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUĞU GÖLÜ BALESİ
ChickLitAcının geri de kaldığı sıcacık bir aile hikayesine var mısınız? Bir baba, Dansa aşık bir kız çocuğu, Ve bir balerin... Yusuf, Duru, Ve Güneş... Huzur nedir bilir misiniz? Huzur Bir adam... Bir kadın... Bir çocuktur. Huzur derin bir nefes aldı...