prologue

195 6 4
                                    

Aitlik, belki de bir insanın hissedebileceği en ilginç duyguydu. Bir yere, kokuya, mevsime ya da bir insana... Belki de bir şarkıya. İnsan mutlaka kendini bir şeylere bağlayabilmeliydi.

En azından Lydia'nın perspektifinde doğru olan buydu. Ve dürüst olmak gerekirse, kulağa oldukça hoş geliyordu.

Özellikle bir romantikseniz.

Ancak genç kadın bir "şeye" ait olmanın hayallerini kurarken, çok önemli bir noktayı atlamıştı.

Kendini koca bir yanlışa bağlamak, inşa ettiklerini darmaduman edebilirdi. Ve bazen "akıl edemediğiniz" o küçük nüanslar, sizi hayal ettiğinizden çok uzağa götürebilirdi.

Peki ya o yanlış uzun süreli bir alışkanlıksa..?

Hayat, her zaman size gereken dersi vermenin bir yolunu bulurdu. Bu canınızı yakmak anlamına gelse bile.

Hiçbir şey vazgeçilmez değildi, bu er geç alınacak bir dersti. Asıl mesele, bu sonuca varmak için ne kadar yara almanızın gerekeceğiydi.

Peki Lydia, tüm o yaralara rağmen ayakta durabilecek miydi?


•

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.





•

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
home | levi colwill & ben chilwellHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin