22

156 34 24
                                    

"Kimsiniz?"

Girişteki yaratığa benzeyen görevlinin sorusuyla ona bakarak gülümserken cevapladım.

"Orta seviye büyücü, su büyüsü."

Kafasının üzerindeki uzun, ürkütücü antenler bana doğrulurken bana bakan simsiyah gözlerine baktım. Nenenler, koruma olarak kullanılan güçlü yaratıklar.

Antenleri bana doğru uzanırken gerginlikle yutkundum. Tehdit sezdiklerinde tam bir vahşi ve kana aç hayvanlara dönüyorlardı. Gerginlikle alt dudağımı ıslatırken kapkara gözleri bir anda benden çekildi ve antenlerini uzaklaştırdı. Bir nefes verdim.

Gözlerim sivri ve keskin uzantıları olarak güçlü anteninden sonunda ayrılırken Aron konuştu.

"Başardık! Hadi hızlı olalım."

Önümden uçuşmasıyla hızla içeri adımladım. Bu alan tehlikeliydi. Çünkü şuan tam Anavara'nın üst sınırındaki sınırlı kişiler ve ilahların girebildiği mekandaydım. Ve yakalanacak olursam kapana kısılırdım.

"Dikkatli olacaksın Aymila, sorun yok."

Aron'a içimden söverken girişi gümüş mücevherlerle döşenmiş hole girdim. Aron, Reha'yı burada bulabileceğimi söylemişti. Etrafta onu aramalıydım. Sakince etrafı inceleyerek ilerlerken aynada yansımamı görmemle duraksadım.

Kısa turuncu saçlarım omuzlarımda biterken masmavi gözlerim bir mücevher gibi parıldıyordu. Üzerime siyah, askılı bir elbise giymiştim. Aşağıya doğru inerken vücudumu iyice sarıyor, hafif bir dekolteyle bembeyaz tenimi açığa çıkarırken görünüşümü daha da güzel kılıyordu. Uzun bacak boyumu belli edip dolgun kalçalarımı sararken fiziğimi gösteriyordu.

Yüzümdeki hafif makyajla birlikte yüz hatlarım ve masmavi hafif çekik gözlerim açığa çıkarken güzel görünüyordu. Kendimi beğenmiştim.

"Mila geliyor musun?"

Aron'un sesini duymamla aynadan izlediğim yansımam zihnimde bir anda tilkiye dönüşürken nefesim kesildi. Tilkiye ait çekik ve sürme çekilmişe benzeyen masmavi gözleriyle büyüleyiciliğiyle göz göze kaldım. Bu ölüm hissiydi, tilkiyi ne zaman görsem ölümle burun geleceğim bir şey olurdu.

"Bir şey mi oldu?"

Aron'un sorusuyla gördüğüm yansımam kaybolurken yavaşça mırıldandım.

"Yok bir şey, geliyorum."

Çok tehlikeli bir şey olacaktı.

Hızla adımlayarak Aron'un gösterdiği yere adımlarken omuzlarıma gelen saçlarımı bir elimle topladım. Kafamı toplamalıydım. Ölümle burun buruna geleceksem ciddi bir şey olacaktı. Tüm hislerimi kullanmaya çalışmalıydım.

"Afeders-"

Sertçe omzumun birine çarpmasıyla hafifçe savrulurken karşıma bakarak bir çocukla göz göze geldim.

"Ah! Afedersin bugün güzel hanımlara çarpıyorum sanırım."

Eğilerek yere düşen çantamı kibarca alırken gülümseyerek bana baktı.

"Buyrun."

Elindeki deri çantayı bana uzatırken gülümsemesiyle göz göze geldim. Fazla yakışıklıydı ama bir erkek için fazlasıyla güzeldi de... Kibarlığıyla gülümserken bir çok kişinin gönlünü kolaylıkla aldığından emin olarak elindeki çantama uzandım.

"Sürekli güzel bulduğunuz birilerine çarpıyor musunuz?"

Gülerek çantamı alacağım sırada elinin elime değdiğini hissederken mavilerimi kaldırmamla onunla göz göz geldim.

DKT- Dokuz Kuyruklu TilkiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin