"Jay bana bak sevgi aşk meşk anlamam ben. O çocuktan kurtulacaksın."
Jay arkadaşının sinirine hak verdi o an. Onu terk etmiş birisini ne diye koruyordu ki zaten. Niye onun uğruna arkadaşlarının emeklerini ve yaşadığı zorlukları görmezden geliyordu?
"Jay duydun mu beni? Söyle ona gitsin başka yerde kalsın. 17 yaşındaki katil bir çocuğun sorumluluğunu niye sen alıyorsun? Kendimizi tehlikeye atıyoruz ya! Bugün şirketi arayacaklar yarın da şirketin sahibi olan bizlerin evini. O çocuk senin evinde çıktığında ne olacak? O çocuk ıslahevine ya da tımarhaneye gidecek sen de işin içinden çıkamazsan ya hapse düşeceksin ya da büyük bir tazminat ödeyeceksin. Sonra da ortada ne bir şirket ne de bir Jay kalacak... Bunu hem kendine hem sana destek olan ben ve Heeseung'a hem de bu şirket ile geçinen çalışanlarımıza yapamazsın."
"Sunghoon tamam. Tamam göndereceğim onu."
"Tanrım şükür. Yine bize karşı çıksaydın benim de elimden bir kaza çıkabilirdi."
Jay stresle telefonu Sunghoon'un yüzüne kapattı ve telefonu yere bıraktı. Yani 'onu neden affettim ki, o beni yalnızca incitti.' şeklinde düşünmek elbette basitti. Jungwon'un Jay'i yarı yolda bıraktığı ve onu çok büyük bir depresyon dönemine sürüklediği de su götürmez bi gerçekti ama Jungwon'dan vazgeçmek bu kadar kolay mıydı? Jay'e göre Jungwon açtığı yaraları tamir edebilecek tek kişiydi. Ama hala Jungwon'un o yaraları iyileştirmek istediğinden emin olamamak Jay'i mahvediyordu.
"Jaaay! Ne yapıyorsun o kadar süre kilerde? Hadi ben salonu hallettim bitmedi mi işin ya?"
Jungwon kilerden içeri adımı attı ve yerde oturmuş elindeki deftere yaşlı gözlerle bakan Jay'i görmüştü.
"Hey noldu? İyi misin Jay? "
Jay nasıl cevap vereceğini bilemiyordu. 'Yalnızca beni terk etmenin izleri hala kalbimde ve zihnimde. Beni terk edişini atlatamamam bir yana seni yeni bulmuşken ve sana güvenmek isterken arkadaşlarım haklı olarak bana ve şirkete zarar vereceğini savunuyor. Tüm bunlar da beni kalp ve mantık arasında seçim yapmaya zorluyor.' mu demeliydi yani? Bu durum nasıl açıklanabilirdi ki?
"Jay neden ağlıyorsun, sorun ne?"
'Sorun sensin.'
"Sorun sensin Jungwon"Jungwon içindeki endişe kıvılcımını hissetti. Gergince Jay'e doğru adımladı.
"Ne oldu? Ne yaptım ki? Jay endişelendirme beni. Polislerle mi alakalı? Ayrıca o defter ne? Jay panik oluyorum noldu?"
"Jungwon beni neden terk ettin ki..?"
"Ha..?"
"Sana güvenemiyorum Jungwon. Çok güvenmek istiyorum, çok çok istiyorum sana gözüm arkada kalmadan sırtımı yaslamak. Ama ne zaman sana gülümsesem beni terk ettiğin zamanki depresyondaki halime ihanet ediyor gibi hissediyorum. Acımı bu kadar kolay unutmak yanlış geliyor. Ne yapmalıyım? Seni sevmek istiyorum Jungwon. Ama şimdiki gibi değil; daha içten, daha güvenerek sevmek istiyorum seni. Ancak sanırım bu mümkün değil. Sanırım seni içim rahat bir şekilde sevemeyeceğim. Sanırım sana bir daha güvenemeyeceğim Jungwon."
Jungwon hiç bu kadar üzülebileceğini düşünmemişti. Bir insan nasıl bu kadar parçalara ayrılabilirdi?
Buraya gelme fikri her ne kadar polislerden korunmak için ortaya çıksa da sanırım Jungwon için daha farklı hissettirmişti. Sanırım Jungwon sadece polislerden korunmak istemiyordu, Jungwon Jay tarafından korunmak istiyordu. Jay'in ona değer vermesini, koruyup kollamasını istiyordu ve işittiği sözcükler Jungwon'u sarstı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
all of them ' enhypen
Mystery / ThrillerJungwon hayal görüyor olduğuna inanmak istiyordu. Gördükleri gerçek olamazdı değil mi? Yine zihni ona oyun oynuyordu. Evet, kesinlikle; yine saçma aldatmacaların biriydi bu. Jungwon yavaşça elini ablasının kırmızı alnına dokundurdu. Eline bulaşan k...