Sınav

139 5 1
                                    

Sedef'le okul tuvaletindeydik. Ikimiz de aynaların karşısına geçmiş saçımızı düzeltiyorduk. Daha sonra Sedef  bir anda "Barış ile aranda bir şeyler mi var? Bir anda fazla yakın oldunuz gibi." dedi.
 
Dışarıdan olay gerçekten böyle mi görünüyordu?!

"Hayır aramızda hiç bir şey yok. Sadece güzel arkadaşım ve senin biricik kardeşin Ömer yüzünden bana sürekli sünger Bob diyip duruyor ve bakma böyle sakin konuştuğuma kafayı yememe az kaldı." dedim.

Sedef güldü ve " Sana onun lakabını söyleyeyim mi?" dedi.

Bir lakabı varsa bu benim fazlasıyla işime gelirdi.

Hemen "Evet, lütfen!" diye cevapladım.

Sedef tekrar güldü ve " balık." diyip tuvaletten çıktı.

Balık.

Bu ufak zaferin sevinciyle ben de tuvaletten çıktım. Koridorda biraz ilerlemiştim ki yanımdan "Bob." diye bir ses duydum. Kafamı sağa çevirdim ve  Barış ve arkadaşlarının  hemen yanımda olduğunu fark ettim. Onlara döndüğümde bana sırıtmaya başladılar. Ben de güldüm ve "balık." diyip onu yüzündeki afallamış ifadeyle baş başa bırakıp sınıfıma gittim.

                              ...

Okul bitmiş ve herkes gitmişti. Ancak kurs olduğu için ben, Adora, Selin ve Ceylan kantinde kurstan önce karnımızı doyuruyorduk. Kantinin penceresi okulun arka tarafını görüyordu ve bir çok kişi de evine o taraftan gittiği için o taraf  genelde kalabalık oluyordu. Ayrıca o tarafta aşağıya inen bir merdiven de vardı ki ben de evime o merdivenden  gidiyordum. Ama bu sefer orası biraz fazla kalabalıktı. Bizim okuldan bir sürü çocuk orada toplanmışlardı. Ceylan " Kanka baksana Barış da orada." dedi. Bana gösterdiği çocuğa baktım. Aslında biraz Barış'a benziyordu. Ama o değildi. Çünkü Barış'ın çantası mavi renkti. Bu çocuğunki ise siyah.
"Yok ya Barış orada değil." dedim.
Daha sonra kantinden çıkmak üzere arkamı döndüm. Arkamı dönmemle Barış'ın bana sırıtan yüzünü görmem bir olmuştu.

Allahım. Neydi günahım!

Bir şey olmamış gibi davranmaya çalışıyordum ama nafileydi. Konuştuklarımızı duymuştu ve pis pis sırıtıyordu. Bu çocuk sırıtmaktan başka bir şey bilmiyor muydu?!

Hemen kantinden çıkıp sınıfa gittim. O kantinde 5 dakika daha durmam akıl sağlığım için ters etki yaratırdı. Bakalım daha ne rezillikler yaşayacaktım.

                               ...

Eve geldiğimde evde kimse yoktu. Annemler ve kardeşim önce halamlara oradan da akşam bir düğüne uğrayacaklardı. Evde tek olmam işime geldiği için mutluydum. Daha sonra Adora beni aradı ve dışarıda voleybol oynayalım mı diye sordu. Tamam diyip aşağıya indim ve voleybol oynamaya başladık. Tabi mahalleden bir kaç çocuk da bizimle oynuyordu.

Kafamı yukarıya kaldırdığımda Barış'ın bizi izlediğini gördüm. Ona baktığımı görünce sırıttı. Ben de daha sonra ona şakasına mesaj yazdım.

Ayça: Gel sen de oyna.

Barış: Tm. Dur geliyorum.

İyide ben şaka yapmıştım.

Yaklaşık 5 dakika sonra Barış aşağıya yanımıza geldi ve bizimle voleybol oynamaya başladı. Tabi arada Adora'nın sinir krizleri geçirmesi dışında pek de bir sorun yoktu.

Hava kararınca hepimiz evlerimize gittik. Annemler hala gelmemişlerdi. Karnım acıktığı için kendime bir şeyler hazırlamaya başladım. Daha sonra telefonumun titremesiyle masaya yönelip telefonumu elime aldım.

İMKANSIZLIĞIN ÖTESİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin