5 | Sütlü Tavşan

22 1 6
                                    


!DİKKAT!
Bu bölüm tecavüz içerir. Etkilenecek hassaslıkta olanlar bu bölümü geçebilirler.

Merdivenleri ışık hızıyla çıkıyordum. Aklımdan 1001 düşünce geçiyordu.

Merdivenler çatı katının arka tarafındaydı. Niye asansörsüz yaparlar ki şu koca yeri! Merdivenleri hızla çıkmaya devam ettim ve çatı katına çıkan merdivenler tam karşımdaydı.

Onlara uzun süre bakmanın zaman kaybı olduğunu düşünemeden Jungkook'a ne olduğu hakkında düşüncelerim kafamda uçuşuyordu.

Jungkook'un bir korkunç bağırmasıyla daha bu bütün soru işaretleri kafamda bozuldu ve bu işin zaman kaybı olduğunu tam bu sıra anladım. Hemen son merdivenleri de hızlıca çıktım.

"JUNGK-"

Çatı katına geldiğimde, Jimin çatı katının sağ tarafındaydı, Jungkook ise aynı yerinde duruyordu. Jungkook'un üstü neden yırtık?! Önünde bir adam, o şerefsiz Jungkook'un bacağına dokunuyordu! NELER OLUYOR LAN?!

"TAEHYUNG! NE OLUR JUNGKOOK'U KURTAR, NE OLUR!" diye bağırdı Jimin.

O bağırdıktan sonra tüm gözler bana kaydı.

"ŞİMDİ SİKTİM BELANI!" diye bağırdım, tüm tadilatı önleyerek.

Jungkook'sa kafası yana eğik, gözleri kapalı, bir şeyler mırıldanıyordu.

Silahımı arka cebimden çektiğim gibi o pisliğe uzattım.

"ÇABUK UZAKLAŞ ONUN YANINDAN!" dedim.

O uzaklaşmaya başlayınca, her adımında, silahımla kafasını takip ettim.

"CANINA MI SUSADIN LAN?!" diye bağırdım.

Adamın önüne geldim.

"ANİ HAREKET YAPARSAN ALIRIM KELLENİ!"

Ayağa kalktı, elleri havada bir şekilde.

Bir anda hızlanıp elini silahıma uzattı.

Silahımı hemen geri çekip, sırtımın yanından onun ayağına vurdum.

"YER Mİ LAN KIM TAEHYUNG?"

Ona karşı son konuşmamı yaptıktan sonra, masum bir şekilde bayılmış Jungkook'umun yanına geldim.

Dürtükledim, dürtükledim gözlerini açmadı.

En son gözünün kenarına dokundum ve acıtmadan yavaşça çektim. O zaman gözlerini açtı.

İlk sanki karanlık bir yerde, alışmışsın, sonradan ışığı açmışsın gibi gözlerini kıstı. Sonradan gözünün çekildiği yana baktı, kısıkça.

"Taehyung, sen misin?" dedi sarhoşmuş gibi.

Sanırım narkozlu olduğu için uyanınca unutur.

"Evet benim güzelim, uyan hadi."

"Uyanmak istemiyorum Taehyung, uyanmak istemiyorum. Nolur Kang-dae'yi uzaklaştır, dokunmasın bana, dokunmasın. İstemiyorum Taehyung."

Dediği şeylerle sanki içimden bir parça uzaklarda kayboldu.
Üzüntüm sinire dönüştü içimde. Sinirimi nereden çıkaracağımı çok iyi biliyordum.

"BENİM OLANA DOKUNMAYA NASIL CÜRET EDERSİN?!"

Hemen onun olduğu tarafa gittim.

Ardından taşşağına tüm sinirimle bir tekme attım.
Onun bağırışlarıyla, nasıl daha iyi intikam alırım diye düşünürken, güzel bir yumrukta dudaklarına attım.

"BENİM OLANA DOKUNANIN, ELİNİ KIRARIM!"

"NE OLUR YAPMA, NE İSTERSEN YAPARIM!" diye yalvarmaya başladı, amına koyduğumun.

"Tamam, kabul o zaman." dedim.

Oh çekti ve sırıtarak ayağa kalkmaya başladı.

"SİKTİR GİT AMINA KOYAYIM!" dedim.

Dedikten sonra hızlı bir şekilde, dirseğime tükürüp gözüne vurdum. Kör oldu herhalde. Ay çok üzüldüm, canım benim.

Çok sesli bağırdı. Zevkime zevk kattı tabii.

Silahımı ona doğrulttum ve tetiği çektim.

"Tecavüzcü hayatına 'bay bay' de bakalım."

"YAPM-"

Sözünü bitirmeden alnının ortasından vurdum. Aman, çok üzüldüm.

O, benim. Sadece benim.

Jungkook'un yanına gittim.

"Geçti güzelim, geçti."

"O nerde?" dedi yine mırıldanırcasına.

"Gitti, her şey bitti."

"O zamaaan bir muzlu süüt içebiliiirr miiyyyiizz?" dedi.

Ah, nasıl kıydılar sana be güzelim.

Güldüm.

"Bir şey yok sütlü tavşan. İçeriz merak etme sen."

"Jimin, ben Jungkook'u taşıyacağım. Sen inip arabaya binebilirsin."

"Nasıl yani? Kucağında mı indireceksin?"

"Nasıl indirmemi istersin? İstersen ben ayaklarını oynatayım, sende karnını falan dik tut. Nasıl fikir ha?"

"Aman, aman. İyi, bir şey demedik."

Jimin aşağı inmeye başladı. Bende Jungkook'u kucağıma alıp arkasından inmeye başladım.

Arabaya geldiğimizde, Jungkook'u Jimin'in yanına, arkaya koydum. Bende öne geçip arabayı sürmeye başlarken de telefonumu alıp sağ kolum Min Yoongi'yi aradım.

"Yoongi."

"Efendim patron?"

"....... adresinde, çatı katında ki cesedi hemen yok edin."

"Tamamdır patron. Hiç merak etmeyin."

"Bay."

"Görüşürüz patron."

Arama kapatıldı.

"Nasıl bu kadar sakindi-" dedi, Jimin.

"Günlük aktivite."

"Hee-"

.

Jimin'i evine bıraktıktan sonra, eve geldik. Jungkook'u odasına bıraktım. Min Yoongi ve birkaç koruma evde değildi. Demek ki hala cesedi yok ediyorlar.

Kendi odama gittim ve işlerimle ilgilenmeye başladım.

Bir kapı kilidi açılma sesi geldi. Herhalde Yoongi'ler geldi.

"PATRON! PATRON!" diye bağıran ses, Yoongi'nin sesine çok benziyordu.

Kapıyı çalmadan, nefes nefese içeri girdi.

"Kapısız köyden mi geldin Yoongi? Ne oluyor? Niye bağırıp çağırıyorsun?"

-

Hahhhaaayyytttt böyle merak edeceğiniz yerlerde kesmeyi çok seviyorum ya WĞSİHWOSİNNSOJNWLJ Eeeee bölüm nasıııl??

Bu arada bu fic hic popüler degiiiill. O yuzden bu fici paylasir misiniz plss.

HAYALETLERE YAZİYORMUS GİBİ HİSSEDİYORUM FİCİ YA 😭😭

(galiba biraz uzgun)

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 02, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Maid - Boss | tkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin