Arkadaşlar öncelikle uzun bir aradan sonra sizler ile bir şeyler paylaşmak benim için çok değerli ve kıymetli. Sizleri ve sizlerin yorumlarınızı çok özledim. Bölümlerimin kısa olduğunun farkındayım açıkçası -kendi görüşüm-bölümlerin kısa olması hem kitabı okurken motivasyonunuzun artmasına hem de kitaptan sıkılmamanıza sebep olduğunu düşünüyorum. Keyifli okumalar.<3
Not: Uzun zamandır karakterler üzerinde çizimler ve grafikler hazırlıyorum aynı zaman da olayın geçtiği yer için de onları da en yakın zaman da sizlerle paylaşacağım.
Saat az önce 09.00 olmuştu. Dünden beri uyuyamamıştım çünkü uyuyacağım zaman beni bekleyenin ne olduğunu biliyorum. Aslında uyumasam da beni aynı tuzağa çekebiliyordu ama sanırım uyurken daha kolay oluyordu. İşini kolaylaştırmak aptallık olurdu. Uyumadığım gibi hiçbir şey de yememiştim, odadan çıkıp mutfağa gitmem gerekiyordu ama artık bedenim ve ruhum o kadar çok yorulmuştu ki ayağa kalkacak gücü kendimde bulamıyordum. Birkaç saniyelik dalgınlıktan sonra kapının çalınması ile irkilmiştim bu artık ben de fobi olma durumuna doğru gidiyor gibiydi. İçeriye Kelvin girdi '' Artık koca bir kız oldun umarım kendi kahvaltın için mutfağa gelmeyi düşünürsün çünkü bir hizmetçin de yok'' gözlerimi istemsizce çevirip '' Ben de tam geliyordum, ayrıca şurada bir tane yumurta kırmak senin için çok zor olmalı'' o mutfağa doğru giderken arkasından hızlıca gidip kafasına koca bir tokat indirdim ''Offff'' bu baya acıdı belli etmeden kıkırdadım Kelvin'i seviyordum ne kadar beni gıcık etse de o benim şu zamanlarda bulunduğum durumda bana en çok yardım eden de oydu. Mutfaktan mükemmel kokular geliyordu bu unutamayacağım koku kesinlikle Emmily teyzemin mükemmel pastası. Mutfağa girince Emmily teyzemi göremedim, Kelvin bana doğru dönüp '' Annem sabah ve akşamları geçici işler de çalışmaya başladı nadiren görmen çok normal'' konuyu anlamaya çalıştığım da aklımdan geçen ilk şey Kelvin'in babası olan Felix uzun zamandır para göndermiyordu.'' Kelvin bana biraz olanları anlatmak ister misin?'' Kelvin ilk başta çok isteksiz olmak ile birlikte içini artık dökmesi gerekiyordu ve yavaşça kalbini bana açtı'' Babam yurt dışına ailemin yanına gideceğim dediğin de çok normal karşılamıştım. Ama üç ay dönmeyince bu olayı abarttığını düşünmeye başladım annem aradığında a yani bir işe girdiğini ve birkaç haftaya döneceğini söyledi. Ama...'' Kelvin'in gözünden akan yaşlar bu sefer duramıyor gibiydi '' Ama ne? '' dedim kısık bir sele '' Babam olacak o adam annem ve beni bırakıp başka bir kadınla yeni bir hayata başlamış oysa hala biz buradayız neden bir insan bu aşağılık durumu ailesine yapabilir, işte annem bu olayları duyunca babamın gönderdiği paraları almamaya başladı ve bazen hiç eve gelmediği oldu ben çalışayım dediğimde izin vermiyor ama o izin vermese de bulabildiğim işler de çalışmaya gidiyorum'' Kelvin'in göz yaşlarını saklama aşamasından sonra '' Hadi bir yumurta kırmak bu kadar zor olamaz demi'' bu çocuk hayatta gördüğüm en gereksiz insanlar listesinde yerini koruyordu. Dolaptan yumurta alıp tavayı üsteki çekmecen alacak iken, o an elimden yumurtanın elimden düşmesine neden olan olaya şahitlik ettim televizyonda rüyamda gördüğüm adamı gördüm bir haber sunucusuydu yine alçak gülümsemesi ve insanları kendine çeken görünüşü, bu o adamdı ama artık yetmişti yine yorulmaya başladım. Kelvin hızlı bir şekil de yerinden fırlamıştı '' Tamam anlaşıldı yumurtada yapamıyor bu hanımefendi'' Gözümden yaş akmaya başladı çünkü beynimin oyununu artık anlayamıyordum. Kelvin '' Tamam alt tarafı şakaydı abartma kuzen '' koşarak odaya gittim ve yatağın üstünde duran kocama resimde duran annem ve babama sarıldım '' Anne siz olmayınca bu kabuslar iyice artmaya başladı anlayamıyorum siz benim tek panzehrimdiniz şimdi siz de yoksunuz kim iyileştirecek bu yaralarımı, hayat artık çok yorucu olmaya başladı arkadaşlarım, yakınlarım bir anda yok oldular özellikle Giray ve İpara çok sinirliyim neredeyse kaç aydır gelmiyorlar kendimi zaten yalnız hissediyordum onlar olmayınca bu duygu daha fazla ağır basmaya başladı. Kabuslar bırakmıyor her şeyi denemeye başladım bazen- '' bunu söylemeye dilim varmıyordu, kocaman bir ''Oh'' çekip hiç umurum da olmadan uyumak için iyice yatağa sokuldum
***
Uyandığımda kâbus görmemenin verdiği şaşkınlık ve mutluluk vardı anlamıyordum bu kabusların olayı neydi. Yataktan kalktığımda birtakım sarsıntılardan sonra ayakta durmayı başarabilmiştim, camdan dışarıya baktığımda artık ay kendini yavaş yavaş göstermeye başlamıştı ama bir gariplik vardı olması gerekenden daha büyüktü sanki küçücük ve önemsiz olmaktan sıkılmıştı biraz kendini gösterme vaktiydi sadece zamanın gelmesini beklemişti. Birkaç saniyelik dalgınlıktan sonra Kelvin'in sesini duydum '' Açılay bura da bireyler buldum ama sana gerekli bir şeyler varsa atmayayım'' büyük ihtimalle benim odamın dışın da bulduysa bana ait değildi çünkü çok fazla eşyalarımı savurmayı sevmezdim '' Geliyorum '' odadan çıktığımda mutfağın yanında genelde kiler olarak kullandığımız daracık bir yer vardı, sıkış tepiş yere girdiğim de çok tozlanmış bir yer de olduğu anlaşılıyordu. Kelvin yere çömelmiş küçük bir kutunun içini yoklamak adına salladıktan sonra yanın da eskimiş birkaç kağıtla uğraşmaya başladı. Kelvin'in bıraktığı kutunun üstün de çok tanıdık b ir arma vardı koca bir Anka kuşu gövdesi ve arkasında çok sıcak olduğunu belli eden bir ateş çok güzel bir arma olduğunu düşündüm. '' Öyle bakacağına yardım etsen daha iyi olmaz mı?'' üstüme birkaç buruşmuş kâğıt fırlatarak. Dizlerimin üstüne doğru çömeldim kutuyu önce incelemeye başladım çok ağır değildi. Kilitli bir kutuydu ama içinde ses çıkaran eşyalar olduğu kesindi Kelvin'e aldığı yeri sordum bana baya eski gözüken bir karon kutuyu gösterdi ama içinde anahtar benzeri bir şeye rastlamadım '' Al belki işini görebilir '' küçük bir dalga geçme faslından sonra elindeki çekiç gibi adını bilmediğim şeyi aldım. '' Tabi sadece teyit etmek için baktım yoksa ben de bilirdim kırmayı'' bana yan yan bakan Kelvin '' Ya... demiyor da kendime aksiyon arıyorum '' tatlı bir tebessümden sonra kilitli kısmı dikkatlice kırmaya çalıştım çünkü kutuya zarar gelsin istemiyordum çok eşsiz duruyordu. Birkaç denemeden sonra yere yuvarlanan kilit ayağıma geldiği için biraz acıtmıştı. Kapağı açtığımda sanki milattan önce kalmış kağıtlar vardı ve kutunun tam kapağının için de anlamadığım sembollerle sanki bir tarih vardı. Kutuyu karıştırdığım da birkaç renkli taş ve birkaç mektup vardı. O an tüm dikkatimi üstüne çeken bir şey gördüm koca harfler ile '' Açılay'a'' yazıyordu ben ne alakaydım. Desene yine başrol olmaya aday olmuştum ama artık başrol olmak eğlenceli değildi. O an mektubun elimden düşmesine sebep olan bir şey daha gördüm ''Baba'ndan'' Kelvin bana doğru dönük tuhaf bir bakış attı ve gözümden akan yaşı fark edince ciddileşti, elimdeki mektubu alarak biraz da o inceledi. Mektubu bana doğru uzatıp '' Sanırım sen okusan iyi olur '' ellerim titreyerek aldım ve buğulu gözlerimle okumaya çalıştım.
'' Açılay'a
Merhaba Açılay, umarım benim ufaklığım iyidir. Eminim iyisindir. Sen bu mektubu okuduğunda ben çok büyük ihtimalle olmayacağım bundan bu kadar emin olmamın sebebini söyleyip söyleyememekte kararsızım annen böyle mektupla öğrenmeni istemiyor ve merak etme bulacaksın. Evet şimdi öncelikle bu satırları yazarken zorlanıyorum çünkü gözyaşlarım kâğıdı baya yıprattı. Öncelikle şunu bilmelisin ki seni her şeyden çok seviyorum eğer bunu belli edemediysem çok üzgünüm ama bu mektup da bazı gerçekler öğrene bilirsin. Açılay, hayatın boyunca sana hayata dair öğretmem gereken her şeyi öğretmeye çalıştım aynı şekilde annen de ama olanlardan dolayı üzgünüm güzel kızım. Belki kutunun içine bakarsan için de birkaç fotoğraf göreceksin onlar benden sana bir hatıra bir aralar birlikte baktığımız o güzel uzay manzaralarından bazıları. Ve bilmenin istediğim son şey ise karanlıktan korkma ve eğer çıkmaz boş bir kuyuya düşersen kalbinin ışığını kullan. Ha bu arada ofiste gizli kasanın yerini ve şifresini biliyorsun oraya hemen bak. Açılay sana az önce de dediğim gibi en iyisini en iyi şekilde öğretmeye çalıştım ama maalesef baban bir hata yaptı ''Yalan'' sana asla yapma dediği şeyi yaptı özür dilerim kızım...'' Kâğıdın bu kısmından sonra mürekkep savrulmuş gibi bir görüntü vardı. Ellerimi ve bedenimi serbest bıraktım ve anlamsız bakışlarla yere bakmaya başladım. Artık gerçekten yorulmuştum. Hayat beni koca bir ikilemde bırakmaya başladı artık neye ve kime güveneceğimi bilmiyordum. Belki de kimseye ama babam bana ne hakkında yalan söyledi, dizlerimi kendime çekip tüm kızgınlığım ile bir çığlık attı bunu duyan Kelvin bana yaklaşıp bir kardeş sıcaklığıyla sarıldı '' Kelvin çok yoruldum. Bunlar sana da mantıklı geliyor mu, çünkü bana gelmiyor'' dedim. Kelvin bana iyice sarılıp ''Bu dünyada her şeyin anlamı vardır'' dediğini duyduğumda içim sızlayarak '' Ya sorun bu dünyayla ilgili değilse'' hayat beni nereye sürüklüyor bilmiyor kafam çok karışık ve ne yapmam gerektiğini bilmiyorum şu an tek doğruluğu ve güvenirliği kesin olan '' Kırık Kalbim''.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Ardındakiler
FantasyYeni bir hayat, kimsenin bilmediği yeni bir evrende yılar öncesinden büyük bir patlama ile dağılan ve yozlaşan bir toplum, tekrardan birleşiyor ve yeni kral ve kraliçesini istiyor kötü planları olan bir ağabey, ve onun karşısında her şeyini yitirmiş...