TATLI BELA-BXB

15.bölüm

KOLPA- BÖYLE AYRILIK OLMAZ.

OKAN KALKMAZ...

Elimdeki çapayı toprağa vurarak kazarken ilerde benim kazdığım yerlere domates fidanları eken hasan amcaya bir bakış attım.

"kaç tane fidan kaldı"diye bağırdığımda hasan amca şapkasını çıkartarak bana baktı.

"ne o evlat yoruldun mu "dediğinde gülümsedim.

"sence oradan yorulmuşa mı benziyorum"dediğimde yaşlı adam sırıttı.

"daha ekecek bir sürü fidan var evlat bir kaç tane daha kaz sonra mola verelim bende yoruldum"dediğinde başımı salladım. sabah beşten beri tarladaydık. önce tarlayı düzenlemiştik sonra da hasan amcanın getirdiği domates ve salatalık fidanları ekmeye başlamıştık fakat lanet olsun ki bitmiyordu. arkama bir bakış attım.

 nerdeyse tarlanın hepsini bitirmiştik az kalmıştı. derin bir nefes alarak küçük çukurları kazmaya devam ettim.

eskiden iş yapmaktan kaçınırdım ama bir yıl içinde bu çiftlikte bütün işleri yapabiliyordum. başta zor gelse de hasan amcanın sayesinde her şeyi atlatmış o uyuşuk okan yerinde tarlada adam gibi çalışan okan vardı.

derin bir nefes verip son çukuru da kazdıktan çapayı sırtıma alarak hasan amcaya doğru yürüdüm.

yaşlı adamın yanına geldiğimde "benim işim bitti "dediğimde öğleni geçmişti. yaşlı adam gözlerini bana çevirdi sonra da arkamdaki tarlaya çevirdi. bende o sırada soğuk suyumu içiyordum.

elini omuzuma koyarak sıktığında "aferin evlat "dediğinde hafif öksürdüm.

"az kaldı boğazımda kalıyordu ya "dediğimde yaşlı adam güldü. "de haydi yemek yiyelim "dedi elindeki fidanı bırakarak eve doğru yürürken hasan amca tarladan sonra yapacağımız işleri anlatıyordu.

"akşam hasat festivaline gidiyoruz "dediğinde "ben gelmesem "dediğimde yaşlı adam "biraz insan içine karış evlat öyle olmaz "dediğinde ne desem faydasızdı bu yüzden mecbur kabul ettim.

öğle yemeğimizi yedikten sonra tarladaki işlerimizi bitirdikten sonra ahıra geçip ineklerini sütünü sağıp onlara yemek verdikten sonra koyunların yünlerini kestim. bu iş çok zevkliydi. 

hele ki o yünsüz kalmış koyunlar o kadar tatlıydılar ki, insanın içine sokası geliyordu.

ikindiye kadar işlerimizi bitirdikten sonra hasan amca eve girdiğinde "birazdan çıkalım sende hazırlan "dediğinde yaşlı adamı kırmamak için başımı salladım.

biraz kulübede dinlendikten sonra üstüme beyaz bir gömlek giydim. altımda mavi bir short giydikten sonra kulübeden çıktığımda  hasan amca çizgili bir gömlek siyah bol bir pantolon giymişti.

festival alnına kadar sohbet ederek gittiğimizde festival kasabanın meydanındaydı. her yerde rengarenk panayırlar vardı. insan kalabalığı içinden geçerken küçük satış tezgahları vardı insanlar yaptıkları ya da yetiştirdikleri ürünleri satıyordu.

"evlat sen festivali gez ben şimdi geliyorum "dedi hasan amca başımı salladım. meydanın ortasına doğru giderken etrafa bakıyordum, burası çok güzeldi.

meydanın ortasında meydan heykeli vardı. ve heykelin önünde küçük bir sahne vardı. sahnede benden büyük olan bir grup şarkı söylüyordu.

Kim derdi ki seninle
Bir gün ayrılacağız
Geçip giden yılların
Ardından bakacağızKim derdi ki, bir tanem
Gün gelip bıkacağız
Ben ve yenik yüreğim
Yalnız mı kalacağız?Böyle ayrılık olmaz
Böyle yalnız kalınmaz
Böyle ayrılık olmaz
Böyle yalnız kalınmaz

bazı yerlerde de gösteriler bile vardı. meydanın içine girdiğimde etrafa hayranlıkla bakarken bir el omuzuma dokunduğunda kalbim kasıldı. arkamı yavaşça dönerken aşina olduğum sima ile gözlerimiz buluştuğunda birden zaman benim için durdu.

"okan "dediğinde unutmaya yüz tutmuş sesini duyduğumda kulaklarım sağır oldu.

Hani verdiğin sözler?

Hani ellerin ner'de?
Hani huzur bulduğum
Deniz gözlerin ner'de?
Hani sen hep benimdin?
Şimdi ner'desin, ner'de?Hani verdiğin sözler?
Hani ellerin ner'de?
Hani huzur bulduğum
Deniz gözlerin ner'de?
Hani sen hep benimdin?
Şimdi ner'desin, ner'de?

***************************************************************************************

ALIN SİZE DİZİ TADINDA BÖLÜM YORUMLARINIZ ÇOK ÖNEMLİ HADİ BAKALIM GENÇLER PAMUK ELLER YORUMLARA.