YÜREKTEN GELEN

952 46 0
                                    

Bölüm Şarkı Önerileri ;

Unstoppable 
Anıl Piyancı Zeynep Bastık : Bırakman Doğru Mu?
Evdeki Saat : Uzunlar
Yüz Yüzeyken Konuşuruz : Dinle Beni Bi'
Aşk Yok Olmaktır
Derya Uluğ : Sana Çıkıyor Yollar

________________________________________________________

1 Hafta sonra

-Dikkatli olun. Dedi melisa gülümseyerek. 

-Olacağız. Dedim. Bu sırada Yusuf Melisa'nın elinde ki koca bavulu dikkatlice aldı. Tüm tasarımlar onun içindeydi. 

-Final günü gelmeye çalışacağız. Dedi annem heyecanla. Gülümsedim. 

-Size güveniyoruz. tam destek size bizden. Dedi melek anne neşeyle. Ama bir yandan da buruk bir ifade vardı üzerinde. 

-Hadi gidin ve kazanıp geri gelin. Dedi babam burukça gülümseyerek. Başımı salladım. Her birimiz ailelerimizle hızlıca vedalaştık. Sonra havalimanına doğru ilerledik. 

Önümüzde ki devasa cam kapılar iki yana açıldıktan hemen sonra derin bir nefes alarak içeri girdim. Yanımda Yusuf, leyla ve abim arkamda ise çocuklar vardı. İlk olarak bilet gişesine ilerleyip daha önce aldığımız biletleri kestirdim. Hemen sonra sorumlu bir kaç kişiyle görüşerek çocukların pasaportlarını ve çıkış izinlerini hallettim. İşlemler uzun sürse de başarıyla tamamlayabilmiştim. 

New York uçağı birazdan kalkacaktı. Çok fazla zamanımız olmadığı için son kontrolleri tamamlayıp uçağa bindik. Yolculuk 10 saatten biraz fazla sürmüştü. Nihayetinde New York havalimanında bizi yarışma kurulunun gönderdiği temsilciler karşıladı. Kalacağımız otele kadar eşlik ettiler. Bir de yarışma kurallarının yazılı olduğu bir kitapçık ile birlikte her birimize giriş kartı verdiler. Bizi otele bıraktıktan sonra onların işi bitmişti. Otelde bir başkası yardımcı olacaktı. En üst kat da en lüks 10 oda tamamen bize tahsil edilmişti. Aynı zaman da otel yönetimi spor salonu ve antrenman odalarını ücretsiz kullanabileceğimizi söylemişti. 

Tüm bunlar bir yana New York gerçekten göz kamaştırıyordu tabi. Sadece havalimanı ve otel arasında ki yolları görmüş olsam da bu bile yeterdi. 

Odalarda ikişer kişi kalacaktık normalde. Yalnızca Duru, Yusuf ve ben birlikte kalmaya karar verdik.  Odaya girdiğimiz gibi bavulları bir kenara bırakıp terasa koştum. En üst kattaydık ve otel de baya yüksekti. Dolayısı ile şu an neredeyse tüm New York ayaklarımın altında gibiydi. Hayranlıkla etrafa bakınıp durdum bir süre.

Biraz sonra Yusuf geldi yanıma. Kollarını belime sararak çenesini omzuma yasladı. 

-Manzara çok güzel. Dedim. Mırıldanarak beni onayladı. 

-Sence yarın ilk elemeleri geçecek miyiz? Diye sordum derin bir nefes alarak.  

-Geçecez. Dedi kendinden çok emin bir sesle.

-Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?

-Çünkü size güveniyorum. 

Derin bir nefes alarak ona doğru döndüm. Belimi balkonun demirliklerine yaslayarak kollarımı boynuna sardım. 

-Ama ben korkuyorum. Dedim gözlerinin içine bakarak. 

-Korkma. Çünkü ben senin elinden gelen her şeyi yaptığını çok iyi biliyorum. Herkes biliyor. Hepiniz yaptınız çünkü. Dedikten hemen sonra rüzgardan önüme gelen saçlarımı yavaşça kulağımın arkasına sıkıştırdı. Sonra devam etti. 

-kazansanız da kazanmasanız da benim için tek şampiyon siz olacaksınız. O yüzden korkma. 

Gülümsedim başımı onun göğsüne yaslayarak sıkıca sarıldım. Bir süre öylece birbirimize sarılarak orada kaldıktan sonra yavaşça geri çekildim. 

KUĞU GÖLÜ BALESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin