"Saye!" diye bir ses duyarak uyanmıştım. Annem beni hep böyle kaldırır. Bazen de hiç umursamaz. Çünkü onun ilgi odağı abim Kayraydı. Abimi çok seviyor. Beni hiç sevmiyor. Ama alıştım artık çünkü ben böyle büyüdüm. Neredeyse 10 yıl geçti. Abimle aramda 6 yaş falan var. Ben 10 abim ise 16 yaşında. Annemin yaşını bilmiyorum çünkü karşısına geçip hiç sormadım. Peki abimi neden mi bu kadar seviyor da beni hiç sevmiyor. Çünkü benim abim otizmli. İşte bu yüzden. Abime hem baba hem anne oldu. Abime bi kere bile babamın yokluğunu hissettirmedi. Ama ben hep babamın yokluğunu hissettim. Annem her gün abimle konuşur sohbet eder. Ama benim yüzüme bile bakmaz. Şimdi yalan olmasın annem benle ara sıra konuşur oda abim için çünkü annem bana küçükken "ben sonsuza kadar abine bakamam ben yokken abini hep koru" demişti. Hatta söylemekle kalmayıp beni dövüş kurslarına yazdırmıştı. Hatta ve hatta belki abim boğulur diye beni yüzmeye bile yazdırmıştı. Aklını kaçırmıştı yani. İlk başta inkar etsem de ilerleyen zamanlarda gitmeye başlamıştım. Ah tabi ya babam vardı. Babamı unuttum. Hemen anlatayım. Babam bizi ben 1 yaşındayken falan terk etmişti. Onu hiç görmedim. Annem hiç bir yerde onun fotoğrafını görmek istemiyor. Hatta bir kere bilmeden anneme gidip babamı sordum. Annem bana çok kızmıştı. Ama nedense gözlerinde bir korku görmüştüm. Hala nedenini bilmiyorum. Babamın nasıl biri olduğunu bile bilmiyorum. Neyse zaten hiçbiri umurumda değildi. Abim bile. Annemden nefret ediyorum. Ama abimden nefret etmiyorum. Sadece onu da umursamıyorum. Neyse birazda kendimden bahsedeyim. Ben 10 yıldır hep dışlanmış biriydim. Dışarı çıktığımda herkes benden korkardı. Ama şimdi öyle değil. Kendime kimseyi sevmeyeceğime söz vermiştim. Öylede yapıyorum. Ama sadece gölgemi seviyordum. Çünkü gölgemi gördüğümde şöyle diyordum "gölgem hep yanımda galiba beni seven sadece o bende seni seveceğim gölge." işte bu yüzden. Adımın anlamı da "gölge." çok şanslıyım galiba. Hatta bazen salak gibi gölgemle konuşuyorum. Ama bana iyi geldiğini düşünüyorum. Şimdi ise çoktan uyanmış kendime kahvaltı hazırlıyordum. Evet annem sadece abime kahvaltı hazırlıyordu. Tabağımı alıp tam odama geçecekken annem "saye" dedi şaşırarak arkama döndüm. Konuşmaya devam etti "abin için ilaç al parayı koydum oraya" dedi ve tezgahı işaret etti. Parayı almak için ilerledim. Sonra abimin sesini duydum. "evet! evet! saye saye ilaç alacak! ilaç! ilaç!" gülücüklerle beraber sürekli tekrar etti. Ben ise ona dönüp sadece gülümsedim. Daha sonra parayı aldım. Ve yanında kağıt gördüm. Üstünde ilacın ismi yazıyordu. Onu da alıp evden çıktım. Eczane o kadar uzak değildi hemen gelmiştim. Eczacı abiye ilacın adını söyledim. Abide bana hemen ilacı verdi. Ve hemen parayı uzatıp çıktım. Yolda giderken oyuncak dükkanı gördüm. Dükkanın kapısında duran gitar dikkatimi çekti. Mor bir gitardı. Ve üstünde ışıl ışıl yıldız vardı. Boyu ise küçüktü ama bana uygundu. Çok güzeldi. Ama dikkatimi asıl çeken şey şu anneme geçenlerde yine buradan geçerken bu gitarın bir benzerini görmüştüm. Anneme hevesle sormuştum. Ama annem bana almamıştı. O gün cevabı bilmeme rağmen sormuştum. İşte umudum vardı. Neyse gözlerimi gitardan alıp yola çevirdim. Ve yürümeye devam ettim. Çok olmadan da eve varmıştım. Bahçe kapısını tam açarken arka bahçenin duvarından simsiyah birinin atladığını gördüm. Elimdekileri bırakıp arkasından koşmaya başladım. Hiç durmadan onu takip ediyordum. Ama sonra bir anda kayboldu. Her yere baktım. Ama hiç bir yerde bulamadım. Sonra da boşverdim. Eve doğru tekrar yürüdüm. Bahçe kapısını açtım. Ve içeri girdim. Kapıya doğru ilerledim. Ve zile bastım. Ama kimse açmadı. Cama doğru gittim. İçeri bakmaya çalıştım ama perdeden dolayı hiç bir şey gözükmüyordu. Bahçede gezerken odun parçası buldum. Kapıyı kırmaya çalıştım. Ama olmadı. Adam eve mi girmişti? nasıl girmişti ki? arka bahçeye koştum. Yerde kırık cam parçaları gördüm. Pencereye baktığımda ise camın kırık olduğunu gördüm. Hemen oradan içeri atladım. Abim yoktu. Ama annem yerde yatıyordu. Kanlar içindeydi. Annemin yanına gittim. Ona baktığımda çok şey hissetmedim. Ama nasıl olduysa yere oturup annemin saçlarını okşayarak ağlıyordum. O gün ilk defa ağlamıştım. Nasıl oldu bende anlamadım. Yarım saattir orda öylece ağlayarak anneme bakıyordum. Bunu neden yapmışlardı. Hiç bilmiyordum. Sonra bir an aklıma abim geldi. Hemen ayağa kalkıp abimin odasına gittim. Orda yoktu. Annemin odasına gittim. Yatağın altından ses geliyordu. Eğilip baktım. Ve evet abim ordaydı sanırım kriz geçiriyordu. abim sürekli "anne gitti anne anne gitti bıraktı beni ne yapacağım anne!" diyordu. Bende ona "geçti sakin ol geçti bitti abi hadi gel" dedim. Ama hala devam etti konuşmaya ayağa kalktım ve annemin telefonunu aldım. Polisi arayacaktım ama numarasını bilmiyordum. abime sordum hemen "abi polisin numarası nedir?" abim cevap vermedi. Tam telefonu koyacakken abim "155! polis polis! 155 polisin polis 155!" bu seferde böyle söylenmeye başladı. Hemen polisi arayıp olayı anlattım. Ve 30 dakika ya kadar polisler burada olmuştu. Ambulansla gelmiştiler.Hem abime bakıyordum. Hem polislere,hem anneme,hemde ağlıyordum. sadece tek bir sorum vardı. "ne yapacağım?"....