instagram: bsaa.752
EVGözlerimi açtığımda beyaz ışık gözümü aldı, hastanedeydim. Kafamı sağa çevirdiğimde omzumun altındaki sargıyı gördüm. Kolumu kıpırdattığımda canım yandı ve hafifçe inledim. Ufuk'u o zaman fark ettim, koltuktan kalktı ve gülerek bana baktı. "Komutanım, sonunda." Dedi. Kaşlarımı çattım, "Ne?" Diyebildim sadece.
"Üç gündür baygınsınız." Dedi Ufuk. Ben şaşkınlığımı üstümden atamadan doktor ve hemşire içeri girdi. "Günaydın Demir Bey, nasıl hissediyorsunuz kendinizi?" Diye sordu doktor. "İyi." Dedim kısaca. Doktor bana yaklaştı, kolumu havaya kaldırırken acıyla inledim. "Tamam, size kol askısı takacağız. İstanbul'da tekrar kontrola gidersiniz." Dedi doktor. "İstanbul mu?" Diye sordum.
"Komutanım siz ve ben bugün İstanbul'a gidiyorum." Dedi Ufuk. Doktor çıktığında Ufuk üzerimi değiştirmeme yardım etti. Siyah bir eşofman ve siyah bir tişört giydirdi. Saçlarım dağınık kaldı. Hastaneden çıkarken kol askım takıldı ve Ufuk omuzlarıma bir ceket bıraktı. Hava soğuktu, bir arabaya bindik.
"Ufuk, telefonum nerede?" Diye sordum. Ufuk cebinden telefonumu çıkartıp bana uzattı. Sol kolumla alıp hızla Dilan'ın attığı onlarca mesaja girdim.
Dilan'ım: abi selam
Dilan'ım: ya uyumadan once konussaydik keske ozledim
Dilan'ım: abi neredesin ya
Dilan'ım: ya dunden beri bakmiyorsun iyi misin
Dilan'ım: ABIIIIII
Dilan'ım: cildiracagim kimse bir sey demiyoe
Dilan'ım: berk abiye yazdim hocbir sey soylemediPars: Dilan.
Anında aktif oldu ve yazmaya başladı.
Dilan'ım: ABI SEN NEREDESIN YA MERAKTAN OLDUM ALLAH ASKINA NEREDEYSE DORT GUN OLDU SANA ULASAMIYORUM
Pars: İstanbul'a geliyorum, gelince konuşalım.
Dilan'ım: nasil istanbula geliyorsun bu kadar kisa kalmak icin mi gittin abi bir sey var gozunu seveyim soyle ya
Pars: Kızın korkudan yazması düzeldi. İyi gibiyim.
Dilan'ım: abi lutfen soyle noldu
Pars: Vuruldum.
Dilan'ım: bayilcam sanirim
Telefonumun şarjı bitti, "Hay sikeyim." Dedim ve telefonu yanıma bıraktım. "Komu- Demir Abi, iyisin değil mi?" Diye sordu Ufuk. "İyiyim, ağrım var sadece." Dedim. Kafamı koltuğa yaslayıp gözlerimi kapattım.
Gece 4.40
Ufuk'un evine gelmiştik. Çantaları bana taşıtmadığı için kendimi kötü hissetmeme rağmen yukarı çıktım. "Abi senin evinmiş gibi rahat et." Dedi Ufuk çantaları bırakırken. Ceketimi askıya astım ve beraber salona oturduk. Bütün yol uyuduğumuz için şu an uyuyamazdık, Ufuk kendine sigara yaktı. Bana da bir tane yakıp verdi.
Öğlen 15.20
Siyah kısa kollu tişört, siyah bol bir pantolon ve üstüme bir ceket almıştım. Ufuk beni mahalleye bıraktı ve gitti. Elvin'lerin evine gittim ama annesi okulda olduğunu söyledi. Yolda giderken bir çiçekçiye uğradım ve kırmızı lale aldım. Sonra bir taksi çevirip okula gittim. Kimse derste değildi, çardakların olduğu bahçeye girdim ve bir kız grubunun oturduğu çardağa baktım. Elvin oradaydı, çardağa biraz daha yaklaştığımda gözlerimiz kesişti.
Elvin şok içinde bana baktı, ayağa kalktığında kızlar kafasını çevirip bana baktılar. Elvin yanıma gelip bana sıkıca sarıldığında yaram sızladı, "Ah." Diye mırıldandım. "Pars koluna ne oldu? İyi misin? Ne zaman döndün?" Diye soru yağmuruna tuttu beni Elvin. "Doğum günü hediyem kurşundu Elvin, önemli bir şey değil." Dedim ve devam ettim. "Dün dört gibi döndüm."
"İyi olduğuna emin misin?" Diye sordu Elvin beni inceleyerek. Çiçekleri ona uzattım, "Hangi çiçeği seversin bilemedim." Dedim. Üstünde kırmızı dekolteli bir kazak vardı, altında siyah bir pantolon vardı. "Kırmızı severim." Dedi Elvin çiçekleri alırken. Arkadaşlarından biri yanımıza geldi, kızıl saçlıydı. Daha fazla incelemeye gerek duymadım. "Eniştemiz mi Elvin?" Diye sordu.
"Yok. Arkadaşım." Dedi Elvin. Gözlerimi kaçırdım, "Ben gideyim, akşam konuşuruz." Dedim ve yanlarından ayrıldım. "Pars!" Diye seslendi Elvin, ona döndüm. "Özlemişim." Dedi ve bu sefer dikkatlice sarıldı. Kolumu göğüs hizasında sarıp ona sarıldım. "Bende seni özlemişim." Diye fısıldadım. Birkaç erkek bana bakıyordu, tanımışlardı. "Binbaşı Çevik?" Diyerek yanıma geldi biri. Elvin'den ayrıldım, "Evet." Dedim.
"Ya abi ben sana aşırı hayranım ya!" Dedi adam. "Eyvallah." Dedim yavaşça yanlarından uzaklaşırken. Elvin gülerek el salladı. Hızla okuldan çıktım ve yeniden taksi çevirdim. Dilan okulda olmalıydı, öğlenciydi. Ona şu an hediye alamazdım, taksi durduğunda parasını ödeyip indim.
Okula girdim, dersteydiler bu yüzden sınıfının önüne gittim ve beklemeye başladım. Zil çaldığında birkaç çocuk bana çarparak çıktı, omzum sızladığında kendi kendime küfür ettim. Herkes çıkmıştı ama Dilan yoktu. Bende sınıfa girdim, bir arkadaşıyla oturuyordu. Çaktırmadan yanlarına yaklaşıp masaya yaslandım. Dedikodu yaptıklarını anladım, "Sonra ne olmuş?" Diye sordum. Dilan kafasını kaldırıp bana baktı, "Abi!" Diye bağırdı bir anda.
Sandalyeden kalktı ve beni süzdü, "Kolun, vurulmuştun ne oldu?" Diye sordu telaşla. "İyiyim." Dedim. Gözleri doluydu, bana yavaşça sarılıp ağlamaya başladı. "Şşt, ağlama bebeğim." Diye fısıldadım. "Çok korktum." Dedi. "Dilan canım yanıyor." Dediğimde benden ayrıldı. Sınıftaki birkaç erkek bana yaklaştılar, "Abi senin boy şaka mı?" Dedi biri. Dilan çocuğa bakıp gülümsedi, neden gülümsedi?
"Şaka oğlum, altında biri daha var." Dedim sırıtıp. "Lan bu adam asker değil mi?" Dedi birisi. "Yok barmenim." Dedim. Dilan baya güldü, "Abi biraz konuşalım mı?" Dedi. Kafa salladım ve kolidora çıktık. "Abi mahkemeyi ne yapacağız?" Diye sordu Dilan. "Bakacağım Dilan, ev alacağım yakında." Dedim kafamı eğip. "Ev almana gerek yok." Dedi gülümseyerek.
"Ne demek yok?" Diye sordum. "Evini yaptırdık, Elvin ablayla." Dedi Dilan. Bir anda gülümsedim, "Şaka mı yapıyorsun?" Diye sordum. "Yo." Dedi Elvin son harfi uzatarak. Eğilip ona sarıldım, kolum ağrıyordu ama aldırmadım. "Aşkımsınız." Dediğimde Dilan şok içinde bana baktı. "Yani sen aşkımsın." Diye düzelttim.
•
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOMUTAN
Teen Fiction"Ben seni sadece bir dakikalığına değil ömrümün sonuna kadar kahraman olarak bileceğim."