15

51 5 2
                                    

Sıla yutkundu, açık tutmaya zorladığı gözlerle Arık'a yalvarır bakışlar atarken ne diyeceğini bilemedi.

Vajinasının üzerinde duran sıcak el, aklını tamamen başından almıştı. Söylemek istediği şeyler yavaşça zihninden uzaklaşırken tek diyebildiği şey fısıltı şeklinde çıkan bir "Lütfen..." olmuştu.

Arık, geniş bedeni ve yatak arasında sıkıştırdığı Sıla'nın kulağına eğildi. "Lütfen... Ne?" dedi sakin ve kısık bir sesle.

Kulak memesini emmeye başladığında Sıla'nın havaya bıraktığı titrek nefes, yüzünde tatmin olmuş bir gülümseme belirmesini sağladı.

Öpücüklerle boynuna inip sertçe emmeye başladı dudaklarının altında kalan yumuşak teni, vajinasını üzerinde parmaklarını yavaşça aşağı doğru indirdi.

Klitorisinin üzerinde yavaşça hareket ettirmeye başladığında Sıla'nın kendisini yukarı kaldırıp eline itmesiyle hafifçe güldü. Dairesel hareketlerle Sıla'yı okşarken kulaklarına ilahi gibi dolan inlemeler doğru yerde olduğundan emin olmasını sağladı.

Orta ve yüzük parmaklarıyla aşağı doğru kaydı, parmaklarını kaplayan kaygan sıvıyı hissedince gülüşüne hakim olamadı. Sıla'nın boynundan ayırdı dudaklarını, kapalı gözlerini aralayıp meraklı bakışlarını ona çeviren kızı görünce kalbinin sertçe çarpmaya başlamasına pek de şaşırmadı. Onun masumiyeti, Arık'ın bedenindeki tüm hücrelerin heyecanla kaynamasını sağlıyordu.

"Bebeğim... Seni bu kadar etkiliyor muyum?" diye sordu tok bir sesle. Sıla, utançla gözlerini çevirdiğinde "Göz temasını ayırmak yok demiştik, değil mi?" diye ekledi kesin ve uyarır bir şekilde.

Sıla, kendini zorlayarak bakışlarını tekrar içini alevlendiren gözlere çevirdi. Vücudu resmen duygularıyla overdose olmak üzereydi.

"N-nasıl yani?" diyerek Arık'ın sorusuna soruyla cevap verdi.

"Diyorum ki..." Arık, elini Sıla'nın eşofmanından çıkarıp parmaklarını ağzına götürdü. Sıla'nın gözlerine şehvetle bakarken parmaklarına bulaşan sıvıyı diliyle temizledi. "Bu kadar çabuk ıslanman beni mutlu etti."

Yataktan destek alarak doğruldu ve Sıla'nın eşofmanın bel lastiğini elleri arasına aldı. Sorar gözlerle Sıla'ya bakarak:

"Bunu gerçekten istediğine emin misin? Rızan var mı?"

Sıla, dolan gözlerinin ardından gülümseyerek başıyla onayladı. Arık'ın böyle düşünceli davranması ve isteklerine önem vermesi çok hoşuna gitmişti.

Dominant olması ve emir vermeyi çok sevmesine rağmen böyle hassas bir konuda dikkatli davranması, böyle bir devirde takdir edilesi bir şeydi. Bir kez daha ne kadar şanslı olduğunu düşündü. Arık'ın başıyla onaylamış olmasını yeterli bulmayıp sözlü onay beklediğini fark edince:

"Evet, istiyorum." dedi sonunda.

Arık, derin bir nefes alıp Sıla'nın bakmaya doyamadığı bacaklarını soydu. Bir gün bunu yaşayacaklarını biliyordu ancak o günün bu gün olduğunu bilmiyordu.

Güneş neredeyse gökyüzünü tamamen aydınlatmış, perdenin arasından sızarak kendi güneşinin de altında parlamasına izin vermişti.

Eşofmanı yere bıraktıktan sonra yatakta biraz aşağı kaydı, Sıla'nın bacaklarına küçük öpücükler bırakarak yukarı doğru ilerledi.

Sıla, utangaç bakışlarını Arık'tan ayırmadı. Hem ne yapacağını merak ediyordu hem de ona verilen emire uyuyordu. Arık, tenine bıraktığı her öpücükle dudaklarının değdiği yeri yakıyordu resmen. Kasıklarına geldiğinde zaten hızlı atıyor olan kalbi, göğüs kafesinden fırlayıp çıkmak istercesine çarpmaya başladı.

KUYTU (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin