Hayatım boyunca hep ağladım.
Hayatım boyunca hep mutsuzdum.
Mutlu olmam için gerekli olan her şeyim olmasına rağmen mutlu olamadım . Belki onlar olmasaydı mutlu olurdum. Sürekli tartışan annem babam vardı mesela. Beraber mutlu olmamaları beni hep mutsuz etti beni. Beni hep incitti. Bazen de " Ben mutlu olmaya layık değilim " dedirtti. Böyle düşünmek eskiden acıtırdı ama zaman ilerledikçe her şeyi daha çekilir hale getirdi. Sonuçta herkes hakettiğini yaşıyordu. Bende bunu hak ediyordum.Her gün olduğu gibi atışmaların ve sözlü tartışmaların olduğu eve kapıyı açarak girdim. Artık alıştığım için onları takmadan odama gidecekken duyduğum tek cümle beni olduğum yere çiviledi.
" O kadın için beni boşamana izin vermicem. " Tek cümle beynimde birkaç kez tekrar etti ve olayı algıladı. Babam annemi aldatıyordu. Babamın evli olmasına rağmen bir kız arkadaşı vardı , bir metresi çok vardı . İyi aile babası artık başkasının ailesiydi.
" Bağırma çocuklar duyacak. "
" Duysunlar " diye bağırdı annem " Duysunlar ki babalarının nasıl bir adam olduğun öğrensinler. "
Olduğum yerde döndüm küçük adımlarla salona geçtim. Annem ve babam ara vermeden yüksek sesle tartışırken bizim , yani en azından benim duyduğumu bilmiyorlardı. Babam sinirden yüzünü ellerinin arasına alıp bana , benim orda olmadığımı bilmeden bana döndü. Birkaç saniye elleri yüzünde bekledi , sonra yumruk yaptığı tek elini ısırırırken beni gördü. Gözlerinde saf cesaret ve yorulmuşluk vardı. Ağzını oynatarak teslimiyetle " Kızım " dedi. O an annemin hiç durmadan aralıksız konuşmasını duymadık. Yorgun gözleri , yorgun ve yıkılmış gözlerime kilitlendi. İçini anlatmaya çalıştı. Sustu ... Bana susarak her şeyi anlattı. Yapamazdım . Babamın bu sefer yaptıklarını affedemezdim. Birşey demeden geriye doğru birkaç adım attım. Sadece babamın duyacağı şekilde " Terastayım " deyip kaşar adımlarla çıktım evden. Tek kat yukarı çıkıp sadece bana ait olan terasa girdim kapıyı ardımdan kapattım. Sinirliyken yaptığım gibi bir baştan bir başa hiddetle yürüdüm. Duyduklarımı idrak etmek istemiyordum. Benim bu yaşadıklarımı sırdaşıma anlatmam gerkiyordu . Bu yaşadıklarımı beraber anlamalıydık. Hiddetle sırtımdaki çantadan ve hırkadan kurtuldum. Kahve dalgalı saçlarımı bileğimde ki tokayla bağlarken masama yürüdüm. Ve bana senelerce sırdaşlık yapan defterimi özenle rafından alıp açtım.
Evet 20 yaşında bir kız olmama rağmen orta ergenler gibi günlük tutuyordum . Ama bu benim için farklı bir günlüktü ve emin olun günlüğüme yazdığım her satır aramızda biraz daha bağ oluşturuyordu. Köşede kalem kutumda duran senelerdir atmadığım doldurup doldurup kullandığım siyah tükenmez kalemimi aldım. Açtığım tertemiz sayfaya , masaya gömülerek , adeta birinden korur gibi sakınarak yazmaya başladım. Tarihî atıp içimi dökmeye başladım.
17 Nisan 2023
" Babam ...
Annem ... "Yazmaya devam edecekken arkamda duyduğum sesle arkama döndüm. Görünürde kimse ve birşey yoktu. Biraz garipsesem de yazmaya geri döndüm.
" Hayatım bir savaştı ve tek savaşçısı bendim. Karşımda bir ordu varken ben hepsine imkansız olduğumu bile bile tek başıma karşılık verdim . "
Ensemde hissettiğim nefesle hızla sağıma döndüm . Kimse yoktu. Peki kimse yoksa benim ensemde hissettiğim nefeste neyin nesiydi? Peki ya sırtımda hissettiğim sıcaklık? Biraz öncekinden daha büyük bir kuşkuyla yazmaya devam ettim.
" Sanırım ben galip olmak istemiyordum. Tek umursadığım onlara karşılık verebilecek gücümün olduğunu göstermekti. Sende biliyorsun ki şu yaşıma kadar yapmaktan sıkılmadığım ve kendimi buna mecbur hissettiğim bir şey vardı ' Kendimi kanıtlama çabası . ' Ben herkese kendimi kanıtlamak istedim. "
Sağ tarafımda hissettiğim sıcaklıkla kalemim durdu. Soğukkanlı olmayan çalışarak olayı idrak etmeye çalıştım . İçeride kimse yoktu ve ben benim sağım da biri var gibi hissediyorum. Tuhaf ama sanki kalp atışını ve nefes alıp verişini hissediyorum. Biraz daha öyle durup sıcaklığın geçmesini bekledim. Ama olmadı hatta sanki biraz daha yaklaştı. Öyle ki sanki burnunun ucu boynuma temas ediyordu. Boynumda hissettiğim sürtünme ve nefesle gözlerimi sıkıca kapattım. Elimde duran kalemim masaya düştü. O an şuurum imkansız bir şeye... Algıladığım o imkansız şeye kapandı. Ve son hissettiğim sırtımdan ve boynumdan tutan eller oldu.
🌼🌼🌼
Bölüm tanıtım gibi oldu ama heycanla yazdım umarım seversiniz. Devamı gelsin mi? Ve devamında ne bekliyorsunuz? Sabırsızlıkla bir sonraki bölümü beklicem.
Sevgiyle ve papatya ile kalın 🌼❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlıktaki Sima
ParanormalGörmediğim sadece hissettiğim birine karşı oluşan duygularım vardı. Belki her şey bir hayalden ibaretti ama vardı. O karanlık sima bana yaşamayı öğretti. karanlık ilk defa aydınlık oldu. artık karanlıklarım bile aydınlıktı.