☆5~

247 25 59
                                    

Seonghwa-

Bu gün hafta sonuydu. Ve San'ın bizimle geçireceği ilk doğum günü... onu mutlu etmemiz gerekiyordu. Bu bir kaç günde zevkini, neyi beğenip beğenmediğini az da olsa anlamaya başlamıştık.

Bu gün için planımız şu şekildeydi; Wooyoung, San'ı dışarı çıkaracak ve bende -Mingi ve Yunho ile- evi süsleyecektim.

Mingi elinde ki süslerle içeri girdiğinde pasta taşıma işini Yunho'ya kitlemişti.

"Hayvan herif yardım etsene"

"Ağır mı geldi prenses"

Mingi süsleri bana fırlatıp pastayı kucağına aldı. Yunho hala sövmeye devam ederken ben kafamda dağılan simleri temizlemeye çalışıyordum.

"Bu sim ne lan"

"Süs işte"

"Simle ne yapacağız oğlum balon alsaydınız yeterdi"

"Sus işte"

"Kelime oyunu mu yaptın çenn"

"Iyy vıcıklaşmayın be"

Mutfağa giden Mingi'nin arkasından bağırdığımda arkasını dönüp Yunho ve bana öpücük atmıştı.

"Bezdim, yether yether"

Sevgilisi gözden kaybolunca söylenen Yunho'ya yan bir bakış attım. Kedi köpek gibilerdi. Kedi demişken benim San'ım ne yapıyor acaba?

***

Divine pow-

San kaşlarını kaldırarak etrafına bakındı, birisinin onu izlediğini düşünüyordu. Wooyoung bankta oturmuş telefonuyla ilgilenirken o yeni edindiği arkadaşları ile kaydırakta oynuyordu. San umursamayarak omuz silkti ve oynama devam etti.

"Sumin onu bana ver!" diye bağırdı Hunter, Sumin'in elindeki sarı arabayı işaret ederek.

"Hayır o benim" diye bağırarak karşılık verdi Sumin de, Hunter onu kovalamaya başlamadan hemen önce.

İki küçük çocuk parkın içinde sarı araba için bağrışarak birbirlerini kovalarken San'ın yanına küçük bir çocuk yaklaştı.

"Merhaba!"

San koşuşan arkadaşlarını izlemeyi yanına gelen küçük kız çocuğuna baktı. San, kendisinden büyük duran kızla tanışmak için elini uzattı. "Merhaba... ben San, ya sen?"

Kızda San'ın elini tutup sıktı. "Eunchae" Kız masumca gülümserken San onun neden burada olduğunu merak etti.

Çünkü gördüğü kadarıyla bu kadar güzel bir elbiseyle tozlu yerlerde sürünerek kaydıraklarda oynayacak bir tipe benzemiyordu.

Kız, San'ın ona olan iğneleyici bakışlarını fark ettiğinde hafifçe boğazını temizleyip gülümsedi. "Ben seni çok sevdim... birlikte dondurma almaya gidelim mi?"

San'ın içinden ne kadar "Niye sen alamıyor musun? Git al dondurmanı" demek geçse de diyemedi. Ona insanları kırmamayı öğretmişlerdi. Ve karşısındaki tanımadığı kızı geri çevirmenin kabalık olacağını düşünüyordu.

"Peki hadi gidelim"

Eunchae, San'ın elini sıkıca tutup peşinden sürüklemeye başladığında San konuşmak için dudaklarını araladı. Ama sonra kızın, bileğini tutan elini güçlendirdiğini fark ettiğinde duraksayıp elini kendine doğru çekti.

Kız ne kadar güçlü olursa olsun karşısında bir kedi çocuk vardı ve onun gücüne karşı koyamazdı. Sonuçta Eunchae, insan olan küçük bir kızdı.

Cat Boy [WOOSANHWA]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin