03082023-
"Prensin durumu daha da kötüleşmiş. Baksanıza artık davetlerde dahi görünmüyor."
"Geldiğini duymuştum oysaki. Prenslerin müsabakalarını asla kaçırmazdı."
"Artık yürüyemediğinden bahsediliyor."
"Eskiden yakın oldukları Kuzey Krallığı ile biten dostlukları konuşuluyor haftalardır. Prens Hyunjin'in gezisini dahi gölgede bıraktı bu hadise."
"O şifalı topraklardan gelen sağlıkçıların dahi çözüm bulamadığı tek ölümlü olsa gerek. Kim Seungmin'den bahsediyoruz. Her zaman yapacak bir şeyi olurdu."
"Yavaş yavaş öldürüyor hastalığı onu. Ne acı..."
"Prensin krallığı en az kendisi kadar yalnız ve çaresiz şimdi. Kuzey ile artık biten dostluklarının bir nedeni olmalı."
Hyunjin kulaklarını kapatmak, bir daha hiçbir şeyi işitmemek istedi. Günlerdir görmüyordu değerli prensini. Kuzey topraklarında ilk defa boğulduğunu hissediyor, yalnızca Jisung'un yanında olmak istiyordu.
Bir kaç gün geçmişti fakat bir asırdan farksızdı geçen zaman.
Davet salonunun kalabalığının arasına karışarak kaybolmuştu önce. Gürültünün susması için gecenin karanlığında pekte uğranılmayan ağaçlarla dolu bahçeye zor atmıştı sıkışmış ruhunu. Nöbetçi askerlerin endişeyle kendisine doğru gelmelerini izin vermeden eliyle gitmelerini emretmişti sabırsızca.
Bedenini buluşturmuştu yaprakların kapladığı toprakla.
"Konu Jisung olduğunda herzaman dalgınlaşırsın."
Ayağa kalkmasını istercesine kendisine uzatılan elle irkilmişti.
"Duyduklarının seni etkilemesine izin veremezsin. Prensin hastalığı karşısındaki duruşunu kendi gözlerinle gördün."
Yabancıladığı gözler kendinden emin şekilde bakıyordu Prense.
"Kraliyetinizin prensiyle bu şekilde konuşamazsınız."
Kuzey'in güçlü lordu, aynı zamands kraliyet ordusunun genç komutanıydı şimdi kendisiyle resmiyetsiz şekilde konuşan, prens Jisung'a adıyla hitap eden.
"Kraliyetimin Prensi yerden kalkmalı bunun için. Üzerindeki kıyafetlerin işçiliği sonbaharın toprakları için fazla hassas."
"Yerden kalkmak için bir sebebim yok."
Asil kanına sahip olmadığı öne sürülerek tahta çıkışını desteklemeyen soyluların başında elbette Lee Felix'de vardı. Genç Lordun gücü öyle büyüktü ki taht varisi olarak seçilen Hwang Hyunjin'in yerine aday gösterilmişti.
"Uzun zaman oldu Prens. Zaman değişti."
Fakat asil savaşçının söylediği gibi zaman değişmiş, Hwang Hyunjin gözünde yalnzıca korumak istediği birine dönüşmüştü.
"Davetlerden nefret ederdin."
"Bir süreliğine güvenliğiniz için size eşlik edeceğim. Neresi olursa olsun."
"Gerçi benden de nefret ederdin."
İlk gençlik yıllarıydı döndüğü günden beri zihnini bir saniye olsun terk etmeyen.
Lord Lee Felix'in kahkahalarına karışan Prens Jisung'un kahkahaları...
Karşsındaki asil askerin sesinin kulaklarındaki yansıması yalnızca buydu.
Felix hala havada olan elini salladı büyük bir sabırla.
"Elinizi verin Prens. Sizi buradan çıkaralım."
Parmaklarına dolanan parmaklarla gülümsemişti. Hyunjin yorgunca bir sarılma sunmuştu ilk gençliğindeki yeri farklı olan askere.
Her şeyin yolunda olduğunu söylemesini istercesine sarılmıştı varlığına.Canının yandığını hissetmişti Felix. Deliler gibi aşık olduğu prensi ilk defa bu denli çaresiz görmüştü.
"Jisung'a hiçbir şey olmayacak Hyunjin."
İçi ferahlasın diye dökülmüyordu cümleler dudaklarından. Sahiciydi hiç olmadığı kadar. Hiçbir şey olmayacaktı Jisung'a.
"Bu kadar zayıf olamazsın."
Oğlu için endişe eden kral, bizzat yanında olmasını istemişti güçlü lordun. Prens Hyunjin yanındaki hiçbir askerin varlığına katlanamıyordu çünkü.
Güçlü askerin sözünü dinleyebileceğini biliyordu yalnızca. Felix, buzlar eridikten sonra herzaman sadık olmuştu ona ve Kuzey Krallığın'a.Yakındı onlara.
Hyunjin'in değerlisi Han Jisung'a dahi adıyla seslenecek kadar hemde.
"Toparla zihnini. "
-
03082023
Syglr
Svglr
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ölüm nelere kadir? / hyunsung
FanfictionAsil Prens Han Jisung, henüz nefes alıyorken tadar ölümü.