Her geçmişin kırık bir sırrı , her sırrında kanayan bir yarası vardır 🖤
4. BölümZümra'dan
Meydana giderken önüme siyah bir jip tarzı araba çıktı aninden önüne kırıp geride bıraktım. Meydana ilerlediğimde kalabalık vardı doğru yere gelmiştim. Etrafa baktığımda ise Rana, Dilan denilen kadınla kavga ediyordu herkeste onu izliyordu. Aşağıya inip kalabalığa doğru ilerledim. Beni görenler çoktan konuşmaya başlamışlardı bile Rana'nın yanına varınca seslendim "Ablacım" dedim Rana beni görünce "abla" diye boynuma sarıldı. Gözlerim Dilan karısından önce yerde oturan çifti görüş açısına aldı. Dilan karısı kulağımın dibinde bağırınca irkildim "Oğlum bak Zümra geldi ölmeyeceksin berdel olacak" diyince histerik bir kahkaha attım "Bana sordun mu Dilan Hanım" dedim.
" Yılan seni buraya kadar ne için geldin sen ha?" Öylece durmuş Dilan'ın rezilliğini izliyorduk hala konuşuyordu etrafıma baktığımda bir kız gördüm kıza yaklaşıp kısık bir sesle " bu kadın ne anlatıyor?" Diye sordum. "Ne bilim ben bir şeyler anlatıyor" dedi. " Civan Ağa kızın geldi hadi bir şeyler yapsana" dedi. " Dilan yeter rezil olduk yürü" dedi Civan Ağa. " Saygıdeğer mardin ahalisi maalesef idam olmayacak yani şuan olmayacak yarın aynı saatte tekrar buluşmak üzere hoşçakalın" dedim ve milletin dağılmasını sağladım karşı taraf ve biz kalmıştık " Beliz hanginiz?" Diye sordum. " B-Benim" dedi ağlamaklı bir sesle. Kızın yanına gidip yere çöktüm ve ellerini çözüp ayağa kaldırdım. "Ölmeyeceksin" dedim kesin bir dille. "Ama A-Abim" diyebildi. "Abin sana hiç bir şey yapamaz kimseden korkma kendinden kork başını dik tuttuğun sürece gerekene gerekli cevabı verdiğin sürece kimse sana diş geçiremez anladın mı? Beni" dedim kollarından tutarak sarıldım. " ama iş işten geçti" dedi. "Abin kim ?" Dedim sert bir sesle. " Mirza YAMAN" dedi. Etrafıma baktığımda kimse yoktu arkamda bir nefes hissetim döndüğümde upuzun boyu ve endamı ile karşımdaydı. " benim Mirza da sen kimsin de benim kararıma el atıyorsun?" Dedi sert bir sesle " Ben Zümra Karahanlı" dedim. Adam etrafa sadece bir bakış attı ve herkes dağıldı. Adam arabasına doğru giderken arkasından gittim. Ve omuzuna dokunduğum ande bileğimi tutup sertçe sıktı ağrı hissedince gözlerimi kapattım. " bana bak ufaklık seninle uğraşamam şimdi evine git ve benden gelecek olan haberi bekle" dedi " bana bak Mirza. Ben senin tanıdığın kocasının ayağını sürten kocasına cümbür cemaat geceler hazırlayan Ayakkabısı silip ayağına giydiren sırf Ağa'nın karısıyım diye demek için Kuma sırasına dizilmek için kadınlığını hiçe sayan kadınlara benzemem Adam ol anladın mı ? Beni" dedim sert bir sesle . Kendimi arabanın kapısı ile onun arasında buldum.
" bana bak ufaklık. Bana böyle ahkam kesemezsin sen bur bir ikincisi sandıklarının hepsine benzersin yakında!" Dedi. " nasıl olacakmış o? Pardon da senin idrak yolunda enfeksiyon var herhalde?" Dedim. " hadi evine git sen işim gücüm var seninle uğraşamam" dedi " Eğer gelinimizin kılına zarar gelirse yakarım bu Mardin'i beni tanımıyorsun beni Hafife alma" dedim ve arabama bindim Mirza denilen adam bindiğim arabayı görünce agzi açık beni izledi Gaza basıp oradan uzaklaştım.Civan Ağa
Konağa geldiğimizde herkes sinirliydi. " bana tüm ahaliye rezil olduk ya kız geldi herşeyi mahvetti" diye bağırdı Berham. "Amacı oydu beni rezil etmek başardı da" dedim sinirle etrafta dolanırken. Hekres öfkeli hal alırken kapıdan içeri giren topuklu ayakkabının sahibine baktık Zümra gelmişti. " Zümra bana bak" dedim fakat bakmadan önümden geçti. "Hazar 5 dakika sonra çalışma odasında ol" dedi ve yukarı çıktı. " bu ne saygısızlık ağaya hanıma ha" dedi Şilan. "Ne hanımı ya Dilan Hanımağa felan değil babamın karısı sadece konağın asıl hanımı Zümra Karahanlı o da geldiğine göre kesin sesinizi" dedi Rana. " kız şıllık seni ne demek hanımı o ha ben buradayken" dedi Dilan. "Sen mi hanımsın bu halinle hahaha" dedi ve gülerek yukarı çıktı. Hekres odasına çıkarken bende odama çekildim akşam konuşacaktım onunla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ağa'nın Minik Savcısı
Mistério / Suspense"senin bir ateşte yanmana gerek yok " dedi kısık ve mahcupluk dolu ses tonu ile fısıldadı "sen kendin bir ateşsin. İçinde ve çevrende bulundukların ateşinde yanıyor" halka küpemi de takıp ona döndüm buz gibi bir ifade ile "bu kadar çabuk anlayacağın...