0.1

23 7 0
                                    

21

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

21.30

"Kamera açık mı şu an?" Önüme gelen sarı saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırarak konuştuğumda kameraman arkadaşım Taehyung boşta olan eliyle evet işareti yaptı. Birkaç saniye söyleyeceklerimi içimden tekrarladım. Hata yapıp tekrar çekmek zorunda kalmak istemiyordum.

"İyi akşamlar sevgili izleyiciler, ben Park Chaeyoung. Bu akşam sizlerle birlikte itfaiye istasyonundayız. İtfaiyecilerin sıradan bir geceleri nasıl oluyormuş bunlara şahit olacağız."

Yüzüme yerleştirdiğim samimi bir gülümse ile konuştuktan sonra Taehyung'a işaret vererek kaydı durdurmasını söyledim. İnsanların ilgisini çekebilmek için kameranın karşısında oldukça heyecanlı bir şekilde konuşmuştum ama işin aslı bu akşam muhtemelen fazlasıyla sıkıcı geçecekti. Böyle bir yerin nasıl bir haber değeri olabilirdi ki?

Bir süre etrafı kayıt altına aldık. Uzun uzun konuştum. Buraya gelmeden önce yaptığım araştırmaları anlattım. Taehyung ise o büyük kamerası ile hiç yorulmadan beni videoya çekti.

Neredeyse 3 yıldır bu mesleğin içindeydik. Taehyung ile işe başladığım ilk gün tanışmıştım ve o günden beri kendisi benim gerçekten sevdiğim bir arkadaşımdı. Taehyung olmasaydı bu yorucu işe nasıl dayanırdım en ufak bir fikrim yoktu.

"Tekrardan hoşgeldiniz. Bugün sizlere bu iki arkadaş eşlik edecek." Buraya ilk geldiğimizde bizi karşılayan adam konuştuğunda birkaç saniye bu orta yaşlı, kibar adamın ismini hatırlamaya çalıştım ama başarısız oldum. En sonunda pes ederek bakışlarımı yanındaki iki adama gezdirdim.

"Bu Park Jimin bu da Jeon Jungkook." Samimi bir tavırla elimi uzattım. "Merhaba Chaeyoung ben de." Dedim iki adamın sırayla elini sıkarken.

Jimin denen kişi bir itfaiyeciye göre oldukça çelimsiz gözüküyordu. Ona bakınca fark ettiğim ilk şey dipleri gelmek üzere olan turuncu renkli saçlarıydı. Jimin'i sokakta yürürken görsem itfaiyeci olduğu asla aklıma gelmezdi.

Jungkook denen adam ise daha iriydi. Jimin'e bol gelen tulum Jungkook'a neredeyse yapışmak üzereydi. Fiziği ben burdayım diye bağırıyordu. Aynı şekilde yüz hatları da Koreli bir erkeğe göre daha çekiciydi. Kıvırcık saçlarındaki buklelerin birkaçı yüzüne geliyordu bu da ona ayrı bir hava katıyordu.

Kimse bana itfaiyecilerin bu kadar yakışıklı olduğunu söylememişti.

Taehyung'un kolumu dürtmesi ile transtan çıkarak elimdeki mikrofonu düzelttim. Konuşmaya başlamadan önce boğazımı temizledim ve karşımda duran iki kişiye çevirdim tamamen vücudumu. Üzerimde gereksiz bir heyecan oluşmuştu. 3 yıldır kamera karşısında olmama rağmen şu an ellerim titriyordu.

"Bugün bize eşlik edecek olan kişiler Jimin ve Jungkook. Öncelikte burada olmayı kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederiz. Sizi biraz tanıyalım." Mikrofonu ilk olarak uzun boylu olan adama yani Jungkook'a uzattım.

"Merhaba, ben Jeon Jungkook. Yaklaşık iki yıldır bu meslek ile uğraşıyorum."

"Neden bu meslek peki?"

"Küçüklükten beri ilgim vardı. İnsanlara yardım etmeyi seviyorum." Şansa bak benim de küçüklükten beri itfaiyecilere karşı büyük bir ilgim vardı. Bir an şakayla karışık bunu dile getirmeyi düşünsem de anında bu fikirden vazgeçtim. Gereksiz şakalar yapmanın pek yeri değildi.

"Sizce bu akşam bir ihbar olur mu? Eğer bir ihbar alırsanız bizim de sizinle gelmemizde bir sakınca yok değil mi?"

"Genelde akşamları sakin geçer ama tabi ki neler olacağını bilemeyiz. Ayrıca bizimle gelebilirsiniz tabi ki ama umarım kimsenin bu gece yardıma ihtiyacı olmaz." Jimin son cümleyi söylerken gözlerini kısarak gülümsedi. Jimin Jungkook'a hitaben daha samimiydi ve konuşmayı seviyordu.

Tabi ki ben de birisinin yardıma ihtiyacı olmasını istemezdim ama işin sonunda bu belgesel televizyonda yayınlacaktı. İnsanların ilgisini çekmemiz gerekiyordu yani heyecanlı bir şeyler olmalıydı.

Röportajı yaptıktan sonra Jimin bizi akşam yemeğine davet etti. Hep birlikte yemekhaneye geçtik. Bir anda erkek nüfususun fazla olduğu bu odaya girince çekinmiştim ama bu çok kısa sürdü çünkü buradaki herkes çok kibar ve arkadaş canlısıydı.

Jungkook'un sol tarafına oturdum Taehyung ile birlikte. Birlikte yemek yedik, sohbet ettik. Jimin'in anlattığı komik hikayeler yüzünden gülme krizlerine girmiştik. Gerçekten aşırı komik ve samimi birisiydi.

Ara sıra Jungkook ile de konuşmaya çalışmıştım ama ağzından kerpeten ile laf aldığımı fark edince vazgeçmiştim. Sanırsam yeni tanıştığı kişilere karşı pek sevecen birisi değildi.

Gecenin ilerleyen saatlerinde itfaiyeciler dinlenmek için kaldıkları odalara geçtiklerinde koca istasyon sadece bana ve Taehyung'a kalmıştı. Ortak alandaki masalardan birine oturarak çektiğimiz video kayıtlarını kontrol ettik.

Bana kalırsa videolarda Jungkook dışında ilgi çekici hiçbir şey yoktu. O adama karşı anlamsız bir çekim hissediyordum ama  duygularımız karşılıklı değildi.

"Biz bütün gece ne yapacağız burada?" Taehyung kamerayı masaya bırakırken konuştuğunda omuz silktim. Hiçbir fikrim yoktu ama bir an önce heyecan verici bir şeyler olması gerekiyordu aksi takdirde patronumuz ile büyük bir sorun yaşayacaktım.

Ve Tanrı yüzüme güldü.

Alarm sesi uzun ve boş koridorda yankılandığında hızlıca ayaklandık ve koridora yöneldik. Bu sırada görüş alanıma odadan çıkan Jimin, Jungkook ve tanımadığım bir adam girdi. Üstü çıplak olan Jungkook beyaz tişörtünü üzerine geçirirken o an zamanın durmasını ve onun fiziği inceleme fırsatı yakalamak istedim.

Jimin o itfaiyecilerin indiği meşhur direkten aşağı kaydığında diğerleri de onu izledi. "Ben bu koca kamera ile oradan inemem." Diyen taehyung'a karşı onu kolu sürükleyerek koşar adımlarla merdivenlerden indirdim.

Kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu. Sonunda düzgün bir haber yapabileceğim için heyecanlanmıştım. Alt kata ulaştığımızda Jungkook ve Jimin çoktan üstünü giyinmiş ve itfaiye arabasına binmişlerdi. Tanrım, ne kadar hızlıydılar böyle. Ben iki merdiven inene kadar nefes nefese kalmıştım.

"Bizi de bekleyin." Bağırarak konuştuğumda Jungkook seslendi. "Acele edin." Hızlıca arabanın arka tarafına bindikten sonra Taehyung'un elinden kamerayı alıp araca binmesini kolaylaştırdım.

Sirenler çalışmaya başladığında çoktan yola çıkmıştık.



Geçen Rec isimli korku filmini tekrar izledim. Öyle boş boş otururken bu ikiliye uyarlayayim dedim ortaya böyle bir şey cikti. Tabi ki konuya eklemeler yaptim ama genel olarak film ile aynı ilerler gibi.

İlk bölüm hakkinda yorum yaparsiniz beni çok mutlu ederseniz

Kipsss öptüm

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: 6 days ago ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

rec, rosekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin