6.bölüm

57 17 7
                                    

MERHABA ARKADAŞLAR BİLİYORUM BU BÖLÜM BİRAZ UZUN GELDİ FAKAT NE YAPABLIRIM ANCA YAZABILIYORUM. VE BIRSEYE ÇOK ÜZÜLÜYORUM ARKADAŞLAR YERERI KADAR VOTE VE YORUM GÖREMIYORUM VE BU BENİ ÇOK ÜZÜYOR İSYAN ETMIYORUM SADECE SÖYLEMEK ISTIYORUM AZICIK VAKTINIZI BANA AYIRSANIZ. SİZLERI GERCEKTEN COK SEVIYORUM BOL BOL VOTE VE YORUMLARINIZI BEKLIYORUM. (Multimedya olayları gerçekleşeceği resimler.)

{İYİ OKUMALAR.}

Gözleri aralanıyor saatlerin o tiktak sesini işitebiliyordu kulağında hailee. Elleri buz tutmuş ayakları kıpırdanırken bedenin'in soğukluğu genç hailee'yi telaşlandırmıştı. Saatine uzanmak istiyor tüm o gıcırtıları yok etmek istiyordu kulaklarından. Zoraki bir şekilde elleri saatine ulaşırken düşecek gibi olsada kendini dimdik tutmayı başarabilmişti hailee. Tik tak sesleri kulaklarından yok olduğu an derin nefesler aldı nazik bedeni. Buda neydiki? Yavaş,yavaş yatağından doğrulurken terliklerini ayağına geçirip aşağıya indi. Ahh dedi birden bire. Birde bugün okul vardı değilmi? Koşar adımlarıyla odasına geri dönerken lovobaya girip panik hariketleriyle yüzünü yıkamaya çalışırken yerde yedek bir oyuncak parçasının olduğunu farkedemeyerek ayağının kaymasıyla yere düşmeyi başarmıştı genç hailee. Bir yandan sol eliyle kafasını ovalarken bir yandanda sağ eliyle ayağa kalkmayı başarabilmişti hailee. Hızlı ve nefessiz adımlarıyla odasına girerken anneannesi ve dedesin'in neden onu kaldırmadığını düşündü bir an. Amann boşver diye sallarken yatağına geri dönmek istedi bir düşünceyle. Fakat bunun imkansız olacağını bildiği için vakit kaybetmemek için gardrobuna doğru yürümeye başladı. Kapaklarını kıracak bir şekilde dolabına, çullanırken üstünü başını silkeledi. Bu tozda neyin nesiydi? Gordorobunun içindeki formalarını  yatağına sererken üzerindeki pijamalarını çıkarıp küçücük formasını üzerine geçirdi genç hailee. Aynanın karşısına düzgün bir şekilde otururken küçük pembe tarağını eline alarak uzun ve dümdüz şaçlarını usulca taradı genç kız. Hafifçe dudaklarına çilekli
Parlatıcısını sürerken sandalyeyi sert bir şekilde ittirerek odasından çıktı. Neden bu kadar sinir yapamak zorundaydıki sanki? Bu aralar kendini iyi hissetmiyor sadece ama sadece yağmurun kokusu ve dansın tutkusu kendine getirebiliyordu  genç hailee'yi. Ancak yaralarına saran ancak onu kendine getiren bu trajik sevgiyi ozaman hissedebiliyordu... soğuk ve acımasız bedeninde.kalbi okadar ağrıyor okadar hizssizleştiriyorduki küçücük elleri...sevgi sözcüğü bir hiç uğrana kullanılmış gibi hissettiriyordu içgüdesel dünyasına. Beyni bu düşünceler arasında savaş verirken soğuk bedenini krem rengi duvarlara yaslayarak ellerini başının üzerine sıkıştırdı. Aslında...aslında bir dünyası vardı genç hailee'nin bir kalbi, bir beyni... hissizliği soğukluğu... soğuk bedenini krem rengi duvarlardan ayırırken aklında canlandırdı yağmurun karaya değiş sesini. Bedeni hafifçe kasılırken rüzgarın uğultusu içini gıcırdattı. Soğuk ve keskin nefesleri rüzgarlara karışırken susmak istedi bir an duymak, anlamak, hissetmek. Sıkı sıkı bir dala tutunmaktı genç kızın hayalleri. Fısıldamak hayatın o nefes kesici görünümünü izlemek. Aşık olmak sevdiğini adamın kokusuyla birlikte can vermek.  Kötü Hislerini bir büyü kadar hissizleştirmek bağlanmak... sevdiği adamın koynunda yaşlanmak sadece...sadece birkez olsun saçların okşamak onunla mutlu olmak onunla rahat nefes almak. Genç hailee'nin hayelleri bunlardı. Bunları yaşamak geride kalan tüm kötü anıları unutmak. Gözlerinin  dolduğunu  hissetti hailee. Neden ağlıyorduki neden bu gözler tüm bu hayeller için gözyaşı döküyordu. Sarılmak kucaklaşmaktı tüm ihtiyacı olan. Koştu genç kız sadece koştu. Annenannesi maria hanım'ın vicuduna yapışarak soğuk ellerini bedenine sardı ağlamak istiyordu herşeyi unutmak hatırlamak ah tabi sonrada okula gidip jacksona sarılmak. "Kuzum ne oldu sana ağlama benim güzel kızım bende ağlarım bak sonra." Genç hailee anneannesin'in bu hallerine tebessüm ederken ellerini vicudundan çekerek kendini koltuğa attı. "İçimden geldi anneanne ağlamak içimi dökmek istedim." Anneannesi maria hanım hailee'yi okadar iyi tanıyorduki asla ama asla boş şeylerden ötürü bir gram daği olsa gözyaşı dökmeyeceğini biliyordu. "Ee Maria sultan benim gitmem gerek eh bilirsin okulum var." Anneannesi maria hanım hailee'yi kapıya kadar terlik yağmuruna boğarken hailee kaçamak tavırlarıyla evden çıkmayı başarabilmişti. Derin derin nefesler alırken okula doğru adımlarını atmaya çalıştı ağlamaktan biraz yorgun düşmüş gibi hissetsede kendini toparlamaya çalışarak omuzlarını silkti. Asla pes etmeyecekti bunu benimseye bilmiş kendi ayaları üstünde durmayı başarabilmişti. Okula girdiğinde hocaların nöbetçi masasının orada bağrıştıkların duyabilmiş koşar adımlara sınıfa girmeyi başarmıştı neler oluyordu burada? Jackson telaşlı gözlerle hailee'yi kucaklarken. "Neler oluyor jackson bu okulun hali ne?" Jackon hiçbir soruya cevap vermiyor bir an önce buradan çıkabilmek adına büyük çabalar sarf ediyordu."çok kötü şeyler oldu hailee hemen buradan çıkmamız lazım güzelim." Hailee'nin boğazına büyük bir yumru otururken neler olduğunu sorabilmek istedi fakat boğazındaki lanet düğüm buna izin vermedi." Hailee kendine gel ve beni dinle 2 tane silahı saldırı ah adamlar işte silahları var ve...? Hailee'nin devam et bağrışlarıyla jackson hailee'yi dağa sıkı sardı." Halit hoca... halit hocayı vurdular hailee edebiyat öğretmenimizi vurdular." Genç kız nefes nefese jackson'un kollarını ittirirken nefes alamadığı hissetti. İşte ozaman tüm hisleri birbirine karışıp havada süzülmüştü kirli düşüncüleriyle birlikte. "Ben gidiyorum." Dedi jackson'a. Hızlı adımlarla koridorda koşarken silah sesleri tiz kulaklarında yankılanıyor buna ramen koşmaya devam ediyordu." Allah belanızı versin." Halit hocanın son nefesleri ardında bu kelimeyi fısıldaması hailee'yi gülümsetti. Derdi neydi? Bir insan orada can çekişiyor o gülümsüyordu gerçekten iyi değildi." Hocam dayanın nolur...nolur benim için dayanın bakın geldim." Halit hoca son nefesleri ardında hailee'nin yanağını okşarken ambulans diyebilmişti sessiz fısıltısı. "Hailee cebindeki telefonu ararken evde bıraktığı aklına gelmesiyle sesli bir küfür savurdu. Tanrım lütfen yardım et lütfen. Derin nefesleri bedeninde küçük bir boşluk yaratırken ölmek istedi o an. Kalbi o kadar donmuştuki büyük bir buz parçası gibi ortadan ikiye ayrılmıştı. "Yardım edinn kimse yok mu?" Gözlerini halit hocaya çevirmek istemiyor ona öleceğini söylemek içinden hiç ama hiç gelmiyordu. Korkuyordu çünki lanet olsunki korkuyordu. Yeniden koştu hailee, hiç durmadan nefes almadan... silah sesleri git gide genç hailee'nin soğuk bedenine yakınlaşırken uçurumun dibine ulaştığını o an hissetti. " vay vay vay bir kurban dağa bakıyorumda güzellik koşa koş geldin ne bu acele?" Genç kız tiksintili gözlerle iki adamı izlerken yüzlerine tükürdü. Siyah maskeli adam sinirli bir şekilde hailee'ye ilerlerken şaçından çekip kolunu yomulttu. Genç hailee acı dolu küçük bir çığlık atarken ne olduğunu anlamadan adamın bacaklarına tekmeyi savurup koşmaya devam etti. Dışarıya çıktığında koşusu hızlanırken dağınık şaçları rüzgarın etkisiyle ağzına girerken gözlerinin dolduğunu hissetti. Korkaktı işte korkak bir kuzu. Ayakları yol boyunca ıslanırken ayakkabılarını jacksonun yanında unuttuğunu hatırladı. İşte işte ozaman gözleri doldu genç kızın jackson dedi kendi kendine. Hızlı hızlı jacksonların evine yönelirken kapıyı tekmeledi. "Aççç kapıyı çabukk lütfen aç." Fısıltıları küçük bir boşlukla kaybolurken ağzındaki tuzlu tadı dudaklarında hissetti. Kapının açıldığını hissettiği o an bedenini herkimse ona teslim etti. Uzun şaçları yere şaçılırken yara bere içindeki yüzünün okşandığını hissetti." Şşş geçti güzelim ne oldu anlat bana." Bu douglas'ın sesi douglas'ın bedeniydi. Tüm güzellikler ona aitti douglas'a." Douglas." Zorlukla çıkan sesi çatallaşırken "beni bırak jackson'u kurtar douglas..."

Aşk  Yemini (ARA VERİLDİ.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin