*Her bir gün insana yeni bir bilgi yeni bir biçim katar , sen katmaz gibi hissedersin belki fakat senin aklına yerleşeni göremezsin*
12.01.2018
'Küçükken hayalini kurduğum araba(Land Rover'ım) ve mesleğe (Radyo TV ve sinema) sonunda kavuşmuştum ve en çok yapmak istediğim yani belgesel çekimi için farklı ülkeleri gezmeyi 1 yıl öncesinde hayal bile edemeyeceğim şeyi şu an nasıl olduysa yaşıyorum...
Belgesel çekimleri için ekip ile birlikte Kenya'ya doğru yol alıyoruz bu benim için bir ilk heyecanlı bir o kadarda meraklıyım... Arabadan indikten sonra sanki gerçek değilmiş gibi hissettim nede olsa ilk yurt dışına çıkışımdı daha bulunduğum yeri keşfetmeden oranın yerlilerinden biri beni kolumdan çekiştire çekiştire bir saman eve getirdi içerisinde yaklaşık yedi çoçuk vardı belki daha fazla ilk başta yardım isteyecek sandım ve ekip arkadaşlarıma haber vermek için çıkmak istedim çünkü ekipten dillerini bilen bir tek çağandı daha arkamı dönmeden boynumda bir ağrı hissettim ve bir el arkamı dönmeye kalkıştığımda çocuklar üzerime gelmeye başladı ne olduğuna anlam veremiyordum yalnızca boğuluyordum öyle hissediyordum ilk dizlerimin üzerine çöktüm ve en son arkamdan Asena diye ismimi haykırıyorlardı' rutin olarak kendim gibi garip rüyalara alışıyordum yavaş yavaş , yeni evime taşındığımdan beri kabus görüyordum bu da bu rüyalardan sadece birisi; belki de şehre yalnız 2 saatlik uzak mesafede ve orman içinde olduğumdan bu duruma alışmam lazımdır o da zamanla olacaktır inşallah ve alışana kadar garip rüyalar görmeye katlanacağım ama en azından hayalim olan iki şeyi rüyada bile olsa hissetmiştim arabam ve mesleğim 3. de vardı ama onu zaten gerçekleştirdim babam sayesinde; ayrı bir eve çıktım ahşaptan ve kafa dinleyeceğim bir yer, eskiden dedemin olan bu evi babam şimdi bana vermişti neyse zaten ikinci olarak mesleğime kavuşmama da sadece 24 saat kalmıştı o işte bittikten sonra geriye sadece arabam kalıyor şuan geçici olarak babamın arabasını kullanıyorum en azından kendi arabam olana kadar zor olacak ama başaracağıma eminim ... Aslında gündüz uyumam ama bu gün fakültenin yorgunluğundan dolayı akşama doğru saat 6 gibi uyumuştum şuan 8 olmuş gece nasıl uyurum bilmiyorum biraz hava almaya çıksam iyi gelir ama üşengeçliğim bunun önüne geçip 'en iyisi balkonda bir tavşan kanı çay' diyor. Çayımı alıp balkona geçtiğimde Gökçe arıyordu aniden aklıma gelmesiyle ufak bir kalp krizi yaşadım çünkü yarınki diploma törenin de Gökçe'nin kıyafetini ayarlayacağıma söz vermiştim ve kıyafetin K'sine dair hiç bir şey yoktu ortada en azından yumuşatarak açmam lazım telefonu ...
-Gökçemm nasılsın görüşmeyeliiii
-Görüşmeyeli mi daha dün sabah kampüste kahve içtikya
-Yaaha bilmiyomusun sanki balık hafızalı olduğumu ahahahha ee sen nasılsın bitanem nasıl gid-
-Asena yine ne oldu çok fazla canımlı cicimli konuşmaya başladın hayırdır ?
-yok ya neşem yerinde o yüzden
-Pek inandırıcı gelmedi ama neyse , bu arada elbisem nasıl ne renk çok meraklıyım sabah erkenden sendeyim haberin olsun
-Merak etme seveceğinden hiç şüphem yok bekliyorum sabah
-Tamam canım görüşürüz .
*Evet şimdi bu saatte yola koyul bakalım Asena hanım 2 saat sonra açık dükkan bulursan ne mutlu ama yok ise yarın giyisi dükkanlarında cansız manken olarak hazırlan* üşenip balkona bile çıkmayan ben bugün şimdi 2 saatlik yolu nasıl gideceğim bilmiyorum tek bildiğim erkenden yola koyulmam gerektiği. yola çıktıktan 2 saatlik yolun sonunda şehre giriş yaptım Gökçe tesettürlü olduğu için zor olsa da yana döne yaklaşık 1 saat boyunca dükkan aradım en sonunda bir tane bulmuştum oda tam kapanırken yakaladım ama elbiseyi bulmam aramam kadar zor olmadı çünkü fizik ölçülerini biliyorum neyse sonucuma ulaşmıştım ama hala bu dükkanın bu saate kadar açık olmasına şaşkınım merakımı gidermek için kasada görevliye sordum çok da merakıma değmiş gibi bir cevap alamadım.. Daha sonra eve geri dönmek üzere yola koyulduğumda yolun yarısında ormanın içinden iki çift altınımsı göz gibi bir şey üç dakikadır olduğu yerdeydi ama ben hız kesmeden ilerliyorum birazda korktuğumdan arabada yola devam ettim bir kaç dakika daha aynı şey devam ederken en sonunda merakım korkumun önüne geçtiğinden oraya doğru bir ışık yaktım ama hala o çift küçük ışıktan başka bir şey yoktu daha fazla kurcalamak istemedim benim merakım en fazla bu kadardı o yüzden doğru eve gittim zaten bir süre sonra kayboldu onunla birlikte merakım da. geldiğimde saat 1.30'e gelmişti yarın ki giyeceğim elbiseyi ayarladıktan sonra alarmı sekize kurup yattım.
Sabah alarm sesi yerine kapı sesiyle uyandım pijamamın tek paçası yukarı da teki aşağıda gidip kapıya baktığımda Gökçe erkenden hazırlanmak için kapıda duruyordu tam takır gelmişti anlaşılan burada hazırlanacaktık.
-buraya gelmek için iki saat önceden mi kalktın Gökçe gerçi normalde de böyle ama bugün daha bi erken kalkmışsın
-Hoşbuldum hanımefendi müsaaden olursa bir gireyim de soluklanayım
- hoş geldin buyur buyur ben bir yüzümü yıkayıp geliyorum
...
-Fakülte biricisi olan sensin ama ben senden daha bir heyecanlıyım off
-fakülteyi birincilikle bitiren bir arkadaşın olduğundandır haha (yine anlık bir kalp krizi yükleniyordu ben nasıl unuttum 1. olduğumu bu kafayla nasıl 1. oldum ondanda şüphem var ama...) *gökçeye çaktırmadım unuttuğumu*
-konuşma hazırlamadın dimi Asena
-doğaçlama yapıcam ya gerek yok içimden ne geliyorsa öyle
-vay be iyi şanslar o zaman.
Hazırlandıktan sonra yola koyulduk tören alanına girdik babam oradaydı 1 saat öncesinden gelmişti. Konuşmasıydı kep atmasıydı derken zaman hızla akıp geçmişti bugün bu balık hafızamla yıllar geçse bile unatamayacağım bir an vardı ki o da ben konuşma yapmaya çıkınca babamın göz yaşlarını saklamaya çalışmasıydı herkesden saklasa bile benden kaçamaz. Törenden sonra babam yanıma gelip başı güzel ama sonlara doğru yine her zamanki gibi can sıkan konuşmasını yapmıştı:
-Kızım beni böyle gururlandırdığın için teşekkür ederim ama keşke annen de bu anını görebilseydi bugünün tek eksiği o-
-Baba lütfen bu güzel günümü onun adını anarak mahvetme aklıma bile gelmedi şuna emin ol ki benim annem de babamda sensin bir daha sakın konusunu açma ne bugün nede başka bir gün.
Babam hep böyleydi her konusu açıldığında yeniden yeniden ve yine yeniden nasıl parçalandığımı bilmiyordu sanki her ne kadar istemesem ve nefret etsemde bir yerlerde eksikliğini hissediyordum ama asla görmek dahi istemiyorum bu zamana kadar eksikliğimi bastıran bir babam var. annenin ne demek olduğunu bilmek istemiyorum aynı bir annenin çocuk ne demek olduğunu bilmemesi gibi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEAN
FantasySenin karanlığın olan benim gün ışığım... İki farklı dünya ve birbirinden bağımsız hayaller