Chan'dan
Yuna eve sarhoş gelmişti onun için çok üzülüyorum ama kimseyi dinlemiyor son yaşadıkları ona ağır geliyor tek korkum kendine zarar vermesi eğer böyle bir şey yaparsa kendimi asla affetmem.
Chan: Yuna?
Yuna:(Sarhoş hemde öyle böyle değil) Sen kimsin amk?
Chan: Hadi gel yatalım uymaya ihtiyacın var.
Yuna: (Bağırarak) IMDAT SAPIK VAR !
Han'dan
Yuna'nın sesi ile uyandım hemen aşağı koştum.
Yuna ve Chan'ı gördüm Chan'a "ne oluyo" bakışı attım.
Chan: Sarhoş.
Yuna: Sensin sarhoş, sapık.
Yuna bana doğru gelip bana sarıldı.
Yuna: Aşkım seni çok özledim!
Chan: Yuna o Han ben buradayım.
Yuna: Aşkım beni bu sapıktan kurtar!
Chan: En iyisi onu sen yatır.
Han: Hadi gel Yuna uyman gerek.
Yuna: Bana aşkım desene bebeğim.
Han: He aşkım tamam Hıhı.
Yuna'yı odasına götürdüm üstünü örtüp tam gidecekken elimde tuttu.
Yuna: Aşkım benimle yat lütfen!
Han: Olmaz Yuna.
Yuna: Küserim.
Han: Olmaz dedim.
Yuna: Peki tamam bende tüm gece ağladım.
O sırada odaya Chan girdi.
Chan: Ne oldu?
Han: Ay yanımda yat diyor.
Chan: Yuna ben yatayım mı senin yanında?
Yuna: Aşkım beni bu sapık la bırakma!
Chan: Bana sapık demeyi bırak.
Chan: Han, sen yat bari.
Han: Emin misin?
Chan: Yaw bi şey olmaz senin yavşamayacağını biliyorum, yani umarım.
Han: (Hafifçe gülerek) Ee ayıp ediyorsun.
Chan: Bir şey olursa çağır beni.
Han: Tamam.
*Chan çıkar*
Yuna: Aşkım seni çok özledim (Piç smile)
Han: Hadi uyu yarın konuşuruz.
*Yuna Han'ın üstüne çıkar*
Yuna: Ama ben oyun oynamak istiyorum(Piç smile)
Yuna'yı üstümden çekerek kenara yatırdım.
Han: Hadi Yuna yat artık.
Yuna: "Aşkım" dersen yatarım.
Han: Olmaz.
Yuna: Lütfen yoksa uyumayız ve oyun oynarız..
Han: Tamam aşkım hadi uyu artık.
Bunu demek istemedim ama başka çözüm yoktu Yuna'nın yanına yatıp uyumaya çalıştım birden elimi tutup beline sardı geri çekmek istedim ama ne kadar inatçı bir bilseniz.
Uykuya dalmasını bekledim Böylece sonra kendi odama gidebilirdim ama onun uyumasını beklerken kendim uyuyakalmışım.
Yuna'dan
Sabah baş ağrısı ile uyandım yanımda birisi yatıyordu ilk başta Chan sandım birden odaya Chan girince ona baktım ve jeton düştü.
Yuna: Bir dakika sen burdaysan bana sarılan kim?
Kafamı çevirdiğimde Han'ı görmemle yataktan fırlamam bir oldu bunun üstüne Han uyandı.
Yuna: Lan bu niye benim yanımda !?
*Han ve Chan gülmeye başlarlar*
Yuna: Lan niye gülüyorsunuz Han sende neden benim yanımdaydın?
*Chan olayı anlatır*
Yuna: Ee şey, ben yani..
Han: Tamam tamam sorun değil zaten ben senin yanından gidecektim ama senin uyumanı beklerken ben uyumuşum.
Chan: Şimdi seninle konuşmamız lazım, neden Yuna, son zamanlarda iyice kendini kayıp ediyorsun.
Yuna: Chan, bak ben bilmiyorum tamam mı bu aralar yaşadıklarım ağır geliyor ve ben dayanamıyorum.
*Chan Yuna'ya sarılır*
Chan: Ama böyle yaptıkça hem bize hemde kendine zarar veriyorsun.
Han: Seni böyle görmek canımızı yakıyor.
Chan: Han haklı Yuna.
Han: Neyse ben sizi baş başa bırakayım.
*Han çıkar*
Chan: Ve bu arada sigarayı bırakmadığını biliyorum.
Yuna: Ben-ben özür dilerim gerçekten ama inan bana sigaraya ayırdığım 2 dakika beni o kadar rahatlatıyor ki biliyorum bırakmam gerek ama inan bana ki bırakmaya çalışıyorum.
Chan: Biliyorum bebeğim ve sana inanıyorum hepimiz sana inaniyoruz.
*Chan Yuna'yı alnından öpüp odadan çıkar*
Üzerimi değiştirip aşağı indim koltuğa oturup televizyon izlemeye başladım.
Seungmin: Yuna kahvaltı hazır gel hadi.
Yuna: Aç değilim size afiyet olsun.
Jeongin beni kolumdan tutup masaya oturtu.
Jeongin: Hadi bakalım eğer Changbin gibi küçük kalmak istemiyorsan yemen gerek.
*Yuna güler*
Changbin: La bebe sus bak bu kaslarla seni boğarım.
Yanımda duran Changbin'i yanağından öptüm.
Yuna: (gülerek) Sen ona bakma yani evet çok haklı ama takma kafana.
Changbin hafifçe omzuma vurdu ve bana ters ters bakmaya başladı.
Yuna: Ya Chan ben burde şiddette uğruyorum sen öyle boş boş bakıyorsun.
Chan: Basit sende ona vur.
Yuna: Olmaz!
Chan: Neden?
Changbin: Çünkü vursa'da işlemez zaten.
Yuna: Ondan değil canım hayvanlara vuramam özellikle öküzlere hiç vuramam.
Changbin ağzına bir domates atıp ayağa kalktı bana bakıp "Kaç benden" bakışı attı
Ben ise Felix'in arkasına saklandım.
Yuna: Lix koru beni!
Felix: Naneleri yerken bana mı sordun!?
Yuna: Aşk olsun Felix!
O sırada Changbin arkama geçmiş ama fark bile etmedim.
Changbin: Selamünaleyküm.
Birden arkamı döndüm ve Changbin'i gördüm.
Bana iyice yaklaşmıştı evet bu tuhaftı ama eğer Chan tepki vermiyorsa sorun yok demektir.
Changbin: Öküz ha?
Yuna: E-evet ama tatlı bir ökü-
İşaret parmağını dudağıma koyup sözümü kesti.
Changbin: (bu bakış ile😏) Şşş kendini yorma, ben sana yapacağımı biliyorum.
Gözlerim fal taşı gibi açılmıştı.
Yüzüme bakıp kahkaha atmaya başladı ve geri çekildi.
Changbin: (gülerek) Ahh yüzünü görmeliydim.
Yuna: Ahh çok kötüsün!
Changbin: Ne canını yakmamı istiyorsun eğer istediğin oysa sorun yok.
Dedi ve bana yeniden yaklaştı.
Yuna: Yok kalsın.
Dedim ve onu isttim ama yeriden bile kıpırdamadı.
Yuna: Changbin çekil!
Sadece güldü ve çekildi.
Hyunjin: Yuna eğer Chan ile sevgili olmasaydın best ship siz ikiniz olurdunuz.
Hepimiz Hyunjin'e baktık.
Ve ben gülmeye başladım
Yuna: (gülerek) Ben mi bu ökü-
Changbin: Kaşınıyorsun Yuna değil mi?
Hepsi: Öyle.
Yuna: Tamam sustum, neyse ben gidiyorum görüşürüz.
Hepsi: Nereye?
Yuna: Ee birazda abim gili sinir edeyim.
Chan: Iyi tamam dikkat et kendine.
Yuna: Tamam sizi seviyorum içinizdeki öküzü hariç
Dedim ve güldüm.
Changbin ise bana sert bir bakış attı.
Devam edicek
