23. Bölüm

128K 8.7K 433
                                    

Korkmaya başlamıştım. Cem tam bir zorbaydı. Babasının ismine çok güveniyor, hiçbir şeyden korkmuyordu. Eğer zamanında Poyraz müdahale etmemiş olmasa bana zarar verebilirdi. Ama Poyraz müdahale etmişti, sonra da Alp. Şimdi ikisi de yoktu ve gerçekten çok yalnız hissediyordum. Bir ümit judo bilen Hande hâlâ buradadır diye sınıfa göz gezdirdim ama Cem ve arkadaşlarından başka kimse yoktu.

"Saçma sapan konuşma, çekil şuradan," dedim sertçe. Cem'i göğsünden tekrar itmeye çalıştığımda bileğimi yakalamış ve sıkmıştı. Aynı zamanda o güzel ama iğrenç sırıtışı yüzünden hiç eksilmiyordu. Arkadaşları ise ponpon kızlar gibi arkadan gülüyorlardı.

"Sen bittin kızım," dedi Cem ve gülerek kafasını iki yana salladı. Derince nefesimi verdim ve sesimi titretmeden konuşmaya çalıştım.

"Çekil ded-"

"Bir sorun mu var?" Sınıfı dolduran gür sesi duyunca kafamı hızla oraya çevirdiğim gibi okulun güvenlikçisini gördüm. Gülmekten, neredeyse ağzım yırtılacaktı. Adamın kaslı duruşu karşısında Cem ve arkadaşları kafalarını hayır anlamında salladılar. Birbirlerine tedirgin bir bakış attıktan sonra kapıya yöneldilerse de yanımdan geçerken Cem'in, "Daha bitmedi," dediğini duyduğumdan emindim.

Güvenlik görevlimizin sorgulayan bakışlarındaki altında kalmıştım. "Bir sıkıntı var mı?" diye sordu.

"Biraz rahatsız ediyorlar beni," dedim.

Arkasından bakan güvenlikçi kafasını yukarı aşağı salladı. "Uygun bir zamanda müdüre belirtirim." Güvenlik görevlisine teşekkür ettikten sonra kapıya doğru yürüdüm. Kapının ağzında, bugün yanımda oturmuş olan beyaz kapüşonlu çocuğun rahatça yaslanmış durduğunu gördüm. Kafasını eğdiğinden sadece kapüşonundan fışkıran kumral-kahve kıvır kıvır saçları görünüyordu. Elindeki elmayı havaya atıp tutuyordu.

Bir çocuğa bir de güvenlik görevlisine baktım, herhalde adamı o çağırmış olmalıydı. Teşekkür anlamında hafifçe kafamı eğdim. Ben geçerken elmayı havaya fırlattı ve ellerini cebine sokup merdivenlere doğru yöneldi. Elmayı yere düşmeden önce son anda yakaladım. Tuhaf tuhaf elmaya baktıktan sonra, içimi saran sıcaklıkla beraber bir ısırık aldım ve diğer sınıfın yolunu tuttum.

***

Öğle yemeği vakti geldiğinde, okulumuzun yeni starı Hande'yi sonunda ele geçirebilmiştim.

Koridorda insanların onun hakkında konuştuğunu duymuştum. Onu arkasında bir kalabalıkla yürürken de görmüştüm. Yemekhanede, bir masa arayarak dolaşırken ve herkes bize bakarken Hande dağılmış, yorulmuş görünüyordu.

"Aman Tanrım," dedi alnını ovuşturarak. "Yıllarca dövüştüm, böyle bir şey görmedim," dedi kolunu gösterirken. Bileğinde birisinin parmaklarının izi çıkmıştı. "Bu kadar ilgiye dayanamıyorum. Sen nasıl dayandın acaba?"

"Ben mi?" deyip gözlerimi kırpıştırdım. Bu erkeklerden tek farkım... Kız olmamdı. O kadar ayı bir insandım ben. Hande gibi alımlı davranabilen bir kız değildim. "Böyle bir ilgi yoktu," dedim sırıtarak. "Sen çok güzel olduğun için."

Hande önce tebessüm ederek baktıysa da sonradan gülmeye başladı.

"Ne?" diye sordum gözlerimi kırpıştırarak.

"Hiçbir şeyden haberin yok," dedi ve kafasını iki yana sallayarak gülmeye devam etti.

Ona gözlerimle soru işareti fırlatarak dik dik baktım.

"Kimse sana yanaşmadı, çünkü yapamadılar," dedi Hande gülümseyerek.

"Nasıl yani? Anlamıyorum," dedim. En sonunda beynim kulaklarımdan akacaktı.

DEVRİM- Erkek Lisesinde Tek KızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin