-Vay canına bu Jimin değil mi?
-Ta kendisi...
-Hey Kang Seo ağzını kapa çenen yere düşecek
-Aman tanrım çok güzel
- Kesinlikle Lee Yeseol'dan daha iyi
-Heeseung ona aşık olmakta çok haklı
Bu fısıltılar ve muhteşem elbisemin arasında zarafetle yürüyordum. Bana doğrultulan bütün iltifatlara büyük bir asaletle gülümsememi sunuyordum. Balo kraliçesi olarak konuşma yapacaktım. Sahnenin önünde ise partnerim, Heeseung bana gülümseyerek bakıyordu. Gülümsemesine karşılık verdim ve az sonra da balonun gözde çifti olarak dans etmeye başladık. Bütün gözler üzerimizdeydi ama biz birbirimize bakıyorduk sadece... Nihayetinde şarkı bitti ve Heeseung beni hafifçe geriye egdirdi. Artık dudaklarımız arasında milimetreler vardı. Bütün salon nefesini tutmuş bizi izliyordu. Gözlerimi kapattım ve kendimi ona bıraktım.
Ama bir şey oldu.
-RİNAAA GEÇ KALIYORSUN HAYATIM
Hayır.
-HADİ AMA BUGÜN OKULUN İLK GÜNÜ
HAYIR HAYIR HAYIR
Gözlerimi bile açmadan Heeseung 'u sıkıca tuttum. Ama sarsılmaya başladım. Gözümü açmamam gerekiyordu yoksa hepsi gidecekti.
-KİME DİYORUM BEN ALOOO
Ve yüzüme inen su damlacıklarıyla gözlerimi araladım...
-Kızım dedim sana o kadar geç yatma diye değil mi? Hadi kalk çabuk hadi hadi
-Of anne yaa
Yorganı mızmızlanarak üstümden attım ve ıslak gözlerimi ovaladım. O rüyanın içinde yaşamayı dilerdim...
İstemeyerek de olsa ayağa kalktım ve hazırlandım. Arabada bekleyen annemin yanına gitmek için aceleyle ayakkabılarımı giyerken bir yandan da ağzıma tıkıştırdığım ekmekle cebelleşiyordum. Şuan resmen tek ayakta kambur bir şekilde zıplayan garip bir varlığa benziyordum.
-Selam, Jimin'di değil mi? Sende mi geç kaldın yoksa?
işittiğim sesle zıplamayı bırakıp donakaldım. Gözlerim kocaman olmuştu. Bir anda durumun absürtlüğünün farkına vardım ve aceleyle dik durup ağzımdaki ekmeği elime aldım. Arkamı döndüm ve onunla karşılaştım. O çok mükemmeldi... Her zerresi kusursuzdu. Vücudu pürüzsüzdü ge harika bir gülüşe sahipti... Ah, gözlerinden bahsetmedim değil mi? Gözlerine gelecek olursakda-
-Hey! İyi misin?
-Ha!Ha.. İyi... Evet, iyiyim.
Aptal Rina aptal Rina aptal Rina aptal Rina aptal Rina aptal Rina aptal Rina
-Pekalaa, okulda görüşürüz.
-Görü... şürüz... Vee gitti bile...
-Her zaman aynısı oluyor şaka mı? Neyse bakalım bir gün umutsuz vaka olmaktan çıkacağım. Evet. Ayy annemi unuttum.
Gelen agresif korna sesiyle irkildim ve hızla ön bahçeye koştum. Arabaya atladım ve annemin dırdırlarını duymazlıktan gelerek yolu izlemeye basladım-tabiki birini düşünerek- (she's so me😔) okula vardığımızda ise arabadan indim ve kayan çantamı koluma geri taktım. Okula bakarken annem çoktan gitmişti ve yine tek başıma kalmıştım. Resmen bir hayatta kalma oyununun dördüncü ve final sezonunu yaşıyormuşum gibi hissediyorum. Ve koluma biri çarptı.
Evet, yanılmamak bana bahşedilen inanılmaz bir güç.-Pardon Jimincik bilerek oldu
Yeseol... Şaşırmadım.
Yere düşen çantamı almak için eğildiğimde çantamdan kulaklığımın düştüğünü gördüm. Tam uzanacakken biri benden önce davrandı ve onu alıp ayağa kalktı. Bende çantamı koluma takıp yerden kalktım. Önümde dikilen çocuğa dikkat kesildim. Onu geçen üç sene içinde bu cehennemde hiç görmemiştim. Ona baktığımı fark edince kaşlarını kaldırdı ve sempatik bir gülüşle kulaklıklarımı bana uzattı.
-Sizin olmalı. Buyrun.
-Teşekkürler
Utana sıkıla verdiğim cevabı duyunca bir kez daha güldü ve bana elini uzattı.
-Aslında bende çok utangacımdır. Arkadaşım olmaya ne dersin?
Arkadaş? İlginç olabilir. Elimi uzattım.
-Jimin, Yoo Jimin.
-Park Jay. Memnun oldum Jimin.
Yorum yapmayı ve oy kullanmayı unutmayınn🤍🤍🤍
ŞİMDİ OKUDUĞUN
you belong w/me • Heerina
Teen FictionKarina : Beni fark edememen normal. O topuklu ayakkabı ben sneakers anlatabildim mi?