Merhaba çiçeklerim🌸
Kusura bakmayın bu defa beklettim sizi ve bu kısa bölüm beklentinizi karşılamayacak belki de ama bu ilk ve son beklemeniz olacak, söz veriyorum.
İşin özünde, tamamen farklı kurgulara sahip iki hikayeyi aynı anda yürütmek hiç kolay değilmiş, onu anladım.
Ama bundan böyle her iki hikaye için de sınır ile ilerleyeceğiz, bu bölümün sınırı 100 oy, 50 yorum. Ama yorumdan kastım sınırı aşmak için yapılan emoji şeklinde yorumlar değil, daha çok hikaye hakkında düşüncelerinizi yansıtan, satır aralarına yapacağınız yorumlar. Sınır aşıldığı anda, yeni ve uzun bir bölümle tekrardan karşınızda olacağım😊Bölüm şarkısı: Mabel Matiz - Mübhem
İyi okumalar🤍
AYSİMA ERDEMİR
Bazı hatalar vardır ki, bedeli hiçbir şekilde ödenemez, bir kefareti yoktur. İşte bunu anladığınızda herşey için çok geç olabiliyor çoğu zaman.
***
Bora, işlediği cinayetin ağırlığı altında eziliyordu. Evet, bir cinayet işlemişti. Birisinin umutlarını öldürmekte bir cinayetti, hatta cezaların en büyüğünü hakediyordu. Çünkü umutları katledilen insan ölmezdi, yaşardı. Lakin kan revan içinde kalmış umutlarının çaresizliği omuzlarına yük olur, onu yaşayan bir cesetten farksız kılardı.
Bora, hiç pişman olmayacağını sanmıştı, nitekim öyle de olmuştu. Aysima'yı arkasında bırakıp giderken, bir kere bile olsun geriye dönüp bakma gereksinimi duymamıştı. Çünkü geride bıraktığı kadın, kendisi için ayağına vurulmuş bir prangadan farksızdı o zamanlar.
Aysima'ya gerçekten aşık olmuştu, hatta ona yıldırım nikahı ile evlenmeyi teklif eden de oydu. İlk başlarda mutluydu ama zaman geçtikçe, sevdiği kadın bir fazlalık gibi gelmeye başlamıştı gözüne.
Öyle ki, Aysima'nın onun için yaptığı fedakarlıkları bile görmez olmuştu gözleri. Bora'ya göre, yaptıkları evlilik taşımak zorunda olduğu bir yüke dönüşmüştü sadece. Oysa ki, Aysima bir kere bile olsun şikayet etmemişti hiçbir şeyden.
Bora'nın davranışlarının farkında olan genç kız, ilişkilerinin son hızla ilerlediği uçurumu farketmiş ve evliliklerini kurtarmak için elinden geleni yapmıştı. Lakin o zamanlar bilmediği ama yaş aldıkça öğreneceği bir gerçek vardı: Bir ilişkinin yürümesi için tek bir tarafın emek vermesi yeterli değildi, olmazdı.
Bora, genç kadını yıllar sonra gördüğü o güne kadar, bir kere bile merak etmemişti. Çünkü içinde bir yerlerde, hâlâ hayatına başka birini almamış olmasının rahatlığı vardı. Bencilliğin sınırlarında dolaşan genç adam, Aysima'nın hayatının sonuna kadar kendi yasını tutacağını zannederek tatmin etmişti kendini.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırık Can Parçaları
Chick-Lit"Aysima olmuyor, anlamıyor musun? Bir heves uğruna evlendik ama yürütemiyoruz işte." "Bir heves uğruna mı? Yaşadıklarımız bir heves miydi senin için?" "Evet! Bir hevesti, çocuktuk anlayamadık sadece." Sevdiği adamın tüm yaşadıklarını geçici bir heve...