Yalnızlığa mahkum bir hayatınız olsa korkarak yaşar mıydınız? Yalnızlığın hüküm sürdüğü bir dünya hayal edin. Alışılmışın dışında arkadaşlıklar, dostluklar ve belki de aşklar. En yakın arkadaşınız ve ya hayatınızı adadığınız bir kadın. Yine de yalnız olur muydunuz? Belki de hayatınıza giren insanların sizin yalnız olmanızla uzaktan yakından hiç bir alakası yoktur. Belki de hayatınıza giren insanlar sizi yalnızlığa sürüklemiş olabilir.
"Bahaneler üretilir, üretildikçe çoğalır. Bir şeylere başlamadan önce bahane üretmeyi bırakın."
Anlamsızlıklar çoğalır çoğaldıkça her şey anlamsız hâle bürünür. Korkuyla yaşamanın ne anlamı var? Kuşkuyla uyanmanın ya da şüphelerle uyuklamanın anlamı ne? Bir doğruya odaklı ilerlemenin yararı ne? İstenildiği gibi yaşamak varken neden tutunur insan saçma sapan bahanelere?
"İstediğin gibi yaşa, istediğin gibi sürdür ve istediğin gibi öl."
Gidebilmek bu kadar kolayken insanı tutan şey ne? Kimse kimseyi umursamıyorken bu bağlılık niye? Hiç beklemediğiniz anda beliren o ışık süzmesine doğru yürüyün. Karanlıkta kalmaktan hatta karanlığa bürünmekten daha iyi geleceğine eminim. Bazen delirecek gibi olur ya insan ufak bir şeyden ya da sebepsiz. Anlam veremez hiçbir şeye. Neden diye sorgular durmadan. Ne yapacağını bilemez de sinirini başka bir şeyden çıkarır ya hani. Belki de o an duramaz ve öfkesi kendini hatta çevresindekileri etkiler. Sevilebilmek bu kadar kolayken uzaklaşmak neden?
"Ruhunuza sahip çıkın ki size güzel şeyler sunabilsin."