"Kalbimde bir yerde bir orman yanıyor"
10. Bölüm
Zümra'dan
Uyandığımda başımda keskin bir sızı vardı. Başım çok ağrıyordu. Etrafa baktığımda Konakta olmadığımı fark ettim. Yani başımda uyuyan Mirza'yı da tabi. "M-mirza kalk Mirza" diye dürttüm Mirza'yı. " kalk burası neresi?" Dedim. Mirza'da kalkıp gözlerini ovaladı. "Burası benim dağ evim aea sıra buraya geliyorum dün akşam da sen iyice kendinden geçince dağ evine geldik" dedi. Kendimi geriye atıp elimle başıma vurdum. " Allah'tan bugün izin günüm de" dedim sabırla. "Dün gece kendinden baya geçmiştin bende geçmiştim...öpüştük" dedi. Beynimden vurulmuşa döndüm. " Ne demek öpüştük Mirza ne demek?!" Diye bağırdım. " Bağırma sakin ol ondan sonra sızdın zaten hem ilk sen beni öptün" dedi Mirza çok güzel bu kadar içersem olacağı buydu. "Bir daha sakın bana yaklaşma sakın" dedim bağırarak. "Zümra yeter bir daha bana sesini yükseltirken eğer savcı felan dinlemem canını yakarım seni babanıda gördük başından savar gibi verdi bize anne desen en başında hevesliydi oğlu ölmesin diye" diye bağırdı Mirza. İşte bu sefer canım yanmıştı annem olacak kadını Dilan sanıyordu sol gözümden akan yaşı hızla silip odadan çıktım. Heni en zayıf noktamdan vurmuştu lavaboya girip elimi yüzümü toplarladım ve lavaboda çıktım. Kabanımı giyip aşağıya indim kapıdan çıkınca Mirza arkamdan geldi. " nereye?" Diye bağırdı. Ben dinlemeden arabama yönelip bindim Mirza yanıma gelip cama vurdu " aç şu kapıyı" dedi. Fakat ben dinlemedim gaza bastım uzaklaşınca Mirza Aradı." Zümra beni deli etme geri dön gel kızım sağ başında nereye gideceksin" dedi bağırarak. " bildiğim yer olduğu için sıkıntı yok Mirza Ağa hayde işin rastgele" dedim ve telefonu kapattım. ( baban başından savdı zaten seni) bu cümle bir insanın en fazla ne kadar ağrına gidebilirdi mezarlığın önünde durdum. Aşağıya inip annemin mezarına geldim.Anne ben geldim Zümra'n geldi ninni kızın. Mezarın başında çöküp ağlamaya başladım. Anne beni çok üzüyorlar Anne kızına çok ağır hakaretler ediyorlar annem canım annem. sürgün edilirken tek bir kelime söyledim seni Hanımağa olacaksın kendi konağının hanımı dedim 3 gün sadece Anne 3 gün sonra öldü dediler inanmak istemedim ilk başta ama fotoğrafını attılar Anne şakağından kanlar akıyordu gözlerin kapalıydı hiç bir şey yapamadım Anne elim kolum bağlı sadece ağladım günlerce ağladım ama geri gelmedin Anne kalktım Anne ayağa kalktım ve savcı olacağım dedim. Hiç bir şeye boyun eğmeyeceğim dedim. Olmadı Anne sözümün altında kaldım yapamadım cesur olamadım bakma sen herkese bağırıp çağırıyorum ben çok güçsüz bir kızım Anne kocasına baş kaldıramayan bir kız Mirza denilen adam bugün Dilan karısının annem olduğunu iddia etti o kadar çok ağrıma gitti ki Anne o kadar bağırıp çağırmama rağmen onun benim annem olduğu iddia etti anlamadı hiç bir şey anlamadı canım çok yanıyor Anne bir an çıkıp herşeyi anlatasım var ama dilim varmıyor Annem adına laf gelir diye seni anamıyorum. Rana Anne Rana senden bana kalan tek hatıra ona tek bir şey olsa ben ölürüm Anne senin kokun var onun üstünde Anne Anne ben sana layık bir kız değilim ben senin cenazene bile gelemedim Anne ben sana layık kız değilim annem ben sana su bile dökemedim. Çiçek ekemedim sen mezar çiçeklerini çok seversin annem en çok sevdiğin Çiçek güldü beyaz gül hemde masumluğu ve naifliği gösteren Çiçek annem seni çok özledim hala özlüyorum seni.
Saatlerce annemin mezarında ağladım. İçimi döktüm anneme kaç günün nefreti vardı içimde onu kustum saat 3 olmuştu ne yani 5 saattir mezarda mıydım? Olsun annemin yerini kimse tutmazdı ağlamaktan helak olmuş gözlerim kıpkırmızı idi şişmişti. Konağa geldiğimde gözyaşlarımı silip derin bir nefes aldım ve konağa girdim. "Yenge çok korktuk başına bir şey geldi diye" dedi Azad güldüm. " Vallaha mı ya? Sagolun beni unutamadığınız için" dedim dalgaya vurarak. Azad'ın yüzü düştü Barlas bir deme gereğinde bulunmadı yemej odasına geçtiğimde Mirza oradaydı. " nerdesin sen?" Dedi. " sana hesap vermek zorunda değilim Mirza Ağa bu seni ilgilendirmez" dedim ve odama çıktım Mirza'da arkamdan geldi ve kapıyı sertçe çarptı beni tutuo sertçe duvara yaslaydi. " Ne demek lan sanane senin kocanım ben bana haber vermeden basıp gidiyorsun dağın başına" dedi bağırarak itip tokadı bastım. " sen benim hiç bir şeyim değilsin kıt misin sen beynin yok mu senin sen benim kocam değilsin Mirza Ağa bir koca karısını gerdek gecesi zindanda atmaz ona hakaret etmez tehdit etmez anladın mı sen benim bir şeyim değilsin bunu o kafana sok" diye bağırdım tüm konak şuan bizi dinliyordu muhtemelen. "Zümra bak canını yakacağım sonra adım şiddete maruz adam çıkacak sabrımı zorlama benim" dedi. " vursana bi hadi kaldırsana elini niye korktun mu savcı olduğumdan mı korktun benden korkma Mirza Allah' tan kork pislik" dedim ve arkamı döndüm. Mirza kapıyı sertçe çarptı ve çıktı kendimi duşa attım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ağa'nın Minik Savcısı
Gizem / Gerilim"senin bir ateşte yanmana gerek yok " dedi kısık ve mahcupluk dolu ses tonu ile fısıldadı "sen kendin bir ateşsin. İçinde ve çevrende bulundukların ateşinde yanıyor" halka küpemi de takıp ona döndüm buz gibi bir ifade ile "bu kadar çabuk anlayacağın...