"Olacak olan bu." Stheno hizmetçinin birkaç dakika önce onun için getirdiği çayı yudumlarken konuşmuştu. Fincanın mor rengi vardı. "İmparatoriçe seçilecek ve diğer kraliçeler gönderilecek."Aidios oturduğu kanepede azıcık öne eğildi. Az önce marki Corio'nun soruşturma için onları topladığı salonda şimdi ikili baş başaydı. "Peki ya siz, kraliçem?"
"Ben", dedi Stheno çayını izleyerek, "ben de gideceğim."
"Ama bu nasıl olur?" Aidios belini dikleştirdi. "Size bunu yapamazlar."
Stheno kaşlarını kaldırıp, boşver, der gibi göz devirdi. "Benim için değil, kendin için endişelen." Fincanını masaya bıraktı.
"Neden onu yanınızda tutuyorsunuz, birinci kraliçe?" Aidios kısık sesle konuşuyordu. Salonda yalnız olduklarından birbirlerini kolayca duyuyorlardı. "Siz desteklediğiniz için kraliçe Sapphire'nin imparatoriçe olacağı söyleniyor. Merakımı mazur görün."
"Sarayın içindede casuslar olabilir, kraliçe Aidios. İmparatoru izliyorlar. Aynı savaşta var olan casuslar gibi." Bunlar gerçek mi, yoksa kraliçe Stheno yaşadığı trajedilerden sonra delirdi mi, diye düşündü Aidios. "Kimin casusu bilmiyorum, ama eğer imparator ailesinin değer verdiği birini görürlerse onun canını almak isteyeceklerdir. Sapphire'yi yem olarak kullanıyorum."
"Nasıl..."
"Merak etme. Eninde sonunda Sapphire'yi öldürme atağına geçecekler ve o zaman onları yakalayacağım." Zamanında hamileyken zehirlendiği için mi böyle yapıyor? Hareketleri hiç mantıklı değil!
"Nasıl Sapphire'ye güvenebilirsiniz?" Aidios'un gözleri dolar.
Stheno'nun gözleri aniden Aidios'u bulur. "Ona güvenmiyorum, kraliçe Aidios. O aranızdan en çabuk gözden çıkarabileceğim kraliçe olduğu için onu seçtim."
✼
Fedor,
Önümdeki evrakları masada kenara bırakıp kafamı kaldırdım. Sağımda Alcander dikiliyordu. Karşımdaki açık mavi kanepede oturan Themis'e baktım. Durmadan elleriyle oyalanıyordu. Belli ki heyecanlıydı.
"Dük Jackson geldi mi?" Alcander'e bakarak soruyu sormuştum.
"Haber gönderdik. Yolda olmalı."
Başımı onaylar anlamda salladım. "Kraliçe Stheno nasıl? Son zamanlarda hayli sorun çıkarıyor."
Alcander derin nefes aldı. Söylediğim cümleler canını sıkmış olmalı ki imparatoruna düşmanı gibi baktı. "Kraliçe Stheno harika bir insan!" Alelacele kurulmuş bir cümle. "Onun imparatorluğa kattıkları çok değerli!" Stheno'yu aklamak için konuştu da konuştu. Sakince onu dinliyordum. "Aç ve yardıma muhtaç insanlara hep destek oldu." Belini dikleştirdi. "Biliyorsunuz ki ben onun vakfı sayesinde buralara kadar geldim." Alcander'in ailesi iflas etmiş bir vikonttu. Stheno'nun imparatorluğun hazinesiyle düzenlediği vakıf Alcander gibi birçok çocuğa destek olmuştu.
Bu sırada kapıdan Stheno'nun sesini duydum. "Beni mi övüyorsunuz, vikont?" Yavaş adımlarla ve memnun yüz ifadesiyle geliyordu. "Uzun zamandır bu kadar sevinmemiştim."
Alcander baş eğdi. "Siz en iyisini hak ediyorsunuz, kraliçem."
Stheno bana doğru döndü. Dün geceki ağlak suratından şimdi hiçbir iz kalmamıştı. "Görünen o ki imparatorumuz beni gözden çıkarmış." Ellerini önünde birleştirdi. Bakışları beynimi delip geçmek aklımdakileri ve aklımdan ötede olanları -duygularımı- öğrenmek istiyordu. "Eğer ağabeyiniz eski imparator burada olsaydı..." Yüzüne üzüntü oturdu. "...çok kızardı." Bakışlarımı ondan çektiğimde meraklı sesi yeniden kulaklarıma vardı. "Bu kadın kim? Themis'e bakarak söylemişti. Themis anında ayağa kalkıp baş eğdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lanet - Kristal Taç
FantasíaCadı Sofi'nin, prens Ailios'a duyduğu öfke, büyüyle mühürlendiği zaman, taşları yerinden oynatacaktı. Zaman geriye doğru akarken cadı Sofi'nin dileği tüm geçmişi değiştirmiştir. Şimdi onun tek amacı prensin anne ve babasını mahvetmekti. Böylece impa...