KORKAK GRYFFİNDOR [SİRİUS BLACK ]

•Bir•

Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın <3

..

" Hey Hudson!"

Miara bıkkınlıkla ona seslenen James Potter'a döndü. Ne istediğini tahmin etmek zor değildi. " Efendim Potter? Müsaade edersen iksir dersine yetişmem lazım senin aksine." dedi iğneleyici bir tavırla. James Potter, Miara'nın okulda rahatça iletişim kurduğu azınlık sayıdaki insanlardan biriydi ki bunda James'in Lily aşkı oldukça etkiliydi. Miara'nın en yakın arkadaşı olan Lily Evans ile bir saniye daha fazla konuşma şansını kaçırmamak için James çareyi Miara'yı darlamakta bulmuştu. Böylece son üç senedir birbirlerine dostça takılmayı sağlayabilecek bir arkadaşlık gelişmişti ki bu Miara'yı içten içe geriyordu. Çünkü Ego Sirius Black, kalbine hiç iyi gelmiyordu. Oysa onun aksine Sirius, Miara'yı sadece James'in zambağının arkadaşı olarak görüyordu. Miara, Sirius'un onun adını bilmediğine emindi.

James heyecanla ona doğru adımlarını hızlandırdı. Miara'ya karşılık vermemesi konunun Lily ile alakalı olduğuna emin olmasını sağladı kızın.

"Lily çiçeğimi kimse baloya davet etmedi değil mi?"

"Etmedi Potter, ancak her an birisi Lily'i davet edebilir ve Lily'de kabul edebilir ki senin öğle yemeğinde ettiğin kırk yedinci teklifi reddetmesi başka birinin davetini kabul etme ihtimalini arttırıyor gibi gözüküyor. Bu durumda ne yapmayı planlıyorsun?"

"Lily çiçeğimi davet etmeye cesaret edecek kişi sümsükus ile aynı kaderi paylaşacağını bilmiyor olmalı!"

"Sana kaç kere daha Severus'a şöyle seslenme diyeceğiz?"

"Sümsükus sümsüklük yapmayı keser ve Lily'den uzak durursa bunu tekrar değerlendirmeye almayı düşünüyorum Hudson."

Ona gözlerimi devirdi kızıl saçlı cadı. "Potter kaybol." Ancak çocuk kızın peşinden koşarak tekrar önünü kesti ve kızı durdu. "Sahiden Lily'le akraba olmadığını söylüyorsun değil mi şimdi sen?"

Miara Gözlerini tekrar devirerek ofladı. Saç renklerinin aynı olması, ikisinin de boy ve kilolarının birbirine çok yakın olmasıyla beraber ikisinin de profesörlerin gözdesi olması insanların onları sık sık kardeş sanmalarına yol açıyordu.

Miara, Lily ile 1. Sınıftan beri çok yakın arkadaştı öyle ki yazları ailesi gündüz işe gittiği zaman gizlice şömineyi kullanıp Lily ve ailesini ziyarete gidiyor, Petunia'nın onaylamaz bakışları eşliğinde küçük salonlarında beraber ders çalışıyorlardı.

Mrs. Evans Mrs. Hudson'a göre oldukça sıcak kanlıydı ve ilk kez onla tanışınca gerçek bir anne kız ilişkisi görmüştü Miara.Bir muggle olmasına ve Lily'nin okuduğu şeyler ona oldukça mantıksız gelmesine rağmen her zaman onu ilgiyle dinliyor ve destekliyordu ayrıca Petunia'nın onu kıskanmaması için elinden geleni yapıyordu fakat bunun işe yaramadığını Petunia'nın zaman geçtikçe değişen tavırlarından daha da iyi anlamıştı genç cadı.

Ancak onu en çok şaşırtan şey annesinin aksine Mrs. Evans'ın çocuklarını birbiriyle yarıştırmaması ve oldukları gibi kabul etmeleri olmuştu. Oysa annesi Gryffindora seçildiğinden beri Miara'ya  her yıl sınıf birincisi olmasına ve SBD'lerden 9 O ile bizzat Dumbledore tarafından ailesine bunu bildiren ayrı bir mektup gitmesine rağmen; aile içinde oldukça dışlayıcı bir tutum sergiliyordu. Miara bazen kofti olsaydı annesinin ondan daha az utanacağını düşünmeden edemiyordu ki Miara koftilere de oldukça saygı duyan ve asla onlara yukardan bakmayacak kadar alçakgönüllü bir cadıydı.

Yine de her şeye rağmen Miara ailesine asla ağzını açıp bir şey demeyi yıllardır öğrenememişti. Miara, Gryffindorlarda olan o cesaretin kırıntısına sahip olmadığına emindi.

Kafasında onu boğan düşüncelere daldığını fark eden James elini kızın gözünün önünde sallayarak onu kendine getirdi. " Hey sana diyorum. Bak, Sirius'a şimdiden 8 kız teklif etti bile üstelik daha hiçbirini kabul etmedi. Remus ve Peter'ın yanında oturup Lily çiçeğimi uzaktan istemiyorum."

Miara, Sirius'un adını ve devamındaki cümleyi duyması ile yüzü düştü ancak hemen kendini toparlayıp yürümeye başladı.

"Görüşürüz Potter."

Arkasından birden ne olduğunu anlamaya çalışan kafası karışık bir James Potter kalmıştı. Yanlış bir şey mi demişti acaba?

..

Dorcas'ın önündeki balkabağı suyunu hızlıca içip tekrar konuşmaya başlamasını hayretle izledi Miara. Bu kadar hızlı ve çok yiyip içip kilo almamasını anlamıyordu bu kızın.

"Hadi ama Miara, bari sen yapma. Büyücü balolarının nasıl olduğunu hepimizden daha iyi biliyorsun; ikna et şu büyükannem kılıklı kızıl kafayı."

Dediği şeyle kıkırdayarak Lily'e döndü Miara. Kaşlarını çatmış gülmemeye çabalayarak Dorcas'a bakıyordu.

"Aslında fena bir fikir değil Lils. Eğlenebileceğin insanlar olduğu zaman balolar gerçekten büyüleyici olur."

Lily kararsızca bana baktı. "İyi de kimle gideceğiz?"

"Potter'ın sana teklif gelmemesi için etrafa tehditler savunduğuna eminim."

"Marlena susup yemeğini yer misin lütfen?" Lily kızararak başını önüne eğdi. İtiraf edemese de içten içe o da James'ten hoşlanmaya başlamıştı ancak bunu kendine itiraf ederken bile yanakları al al oluyordu.

Miara gülümseyerek Lily'e döndü. " Potter iksir dersine giderken epey vakit kaybettirdi bana. Onun yüzünden Slughorn ile aynı anda sınıfa girdim. Bence Potter işini bir düşünebilirsin Lils."

Lily kızıl saçlarının arasından az ötede oturan ve Sirius ile heyecanlı heyecanlı konuşan James'e baktı. Ardından hızla başını çevirip saçlarıyla aynı renk olan yüzünü yelleyip ayağa kalktı. "Ben doydum. Kütüphaneye geçiyorum kızlar. Miara geliyor musun?"

Miara Lily'nin ayağa kalkması ile bakışları buraya dönüp ayaklanmaya hazırlanan Potter'ı görünce oldukça doymasına rağmen kafasını iki yana salladı. "Bugün çok yorulmuş olmalıyım. Bir tane daha çoban turtası yiyip sana yetişirim."

Lily onu onaylayarak kaçarcasına büyük salonun çıkışına yöneldi.

Ardından ise James hızlı adımlarla tekrar şansını denemek adına yürümeye başladı.

Miara, o sırada James'in Lily tarafından kırk sekizinci kez reddedileceği ve 'çiçeğim naz yapıyor bir sonrakinde kabul edecek' diyeceği üzerine Peter ile 10 galleon'una iddiaya giren Sirius Black ile göz göze geldi.

Miara'nın kalbi hızla çarparken gözlerini hızlıca çekti. Turtasını didiklerken kafasında defalarca kez bakılmalarını düşünürken; Sirius Black, Miara'ya dikkat bile etmemişti.