12. BÖLÜM

986 27 8
                                    

Bölüm şarkıları:
Hakan Peker-Karam

İyi okumalar 💕

YÜREK

Elvin'den

Saat sabah dokuz olmuştu. Pars kucağımda uyuyordu, nefesi hızlandı. Tişörtümü sıkmaya başladı, saçlarını tekrar okşamaya başladım. Nefesi bir süre sonra düzene girdiğinde uyuduğunu anladım. Telefonumu alıp resmini çektim, "Canımın içi, artık iyi ol." Diye mırıldandım.

Pars gözlerini ovuşturarak uyandı, hala kucağımdaydı. İki metre dört santimlik bebeğim. "Günaydın." Dedim. "Günaydın." Dedi uykulu sesiyle. Doğruldu, "Dur sırtına dikkat et." Dedim. Telefonu çalmaya başladığında sehpaya uzanıp telefonu aldı. "Söyle Ufuk."

"..."

"Aynısını yaptım ama benim sevgilim var."

"..." Pars güldü.

"Hayır gelmem, siz gidecek misiniz?"

"..."

"O zaman benim ne işim var?"

"..."

"İzinliyiz iki hafta."

"..."

"Bakarız, yengen izin verirse gelirim."

"..." Kapattı.

"Ne oldu?" Diye sordu bacaklarımı koltuktan sarkıttım, "Bizimkiler haftaya tatile gidelim diyor. Berk, Umut, Ufuk ve ben. İstersen seninle gidebiliriz tatile?" Dedi Pars sorar gibi. "Yok çocuklarla git sen, bende köye gidecektim iyi oldu aklım sende kalmaz." Dedim. "Nasıl istersen." Dedi ve bana uzanıp dudağımı öptü. Karşılık verdiğimde beni kendine çekip belimden tuttu ve tek hamlede kucağına oturttu.

Ellerim omuzlarındaydı, o ise bir elini belimde diğerini kalçamda gezdiriyordu. "Senin için öldüğümü söylemiş miydim?" Diye fısıldadı kulağıma. "Söylemiştin." Dedim. Kucağında kıpırdandığımda belimdeki elini sıktı, "Mesajlarda bana neler yaptığını hatırlatırım." Dedim ve kucağından kalktım. "Ne, Elvin ne yapıyorsun?" Dedi şok içinde. Ayağa kalktım ve salondan çıktım.

Pars arkamdan mutfağa girdi, ben çay yapmak için tezgaha yaklaştım. "Elvin beni böyle bırakmayacaksın değil mi?" Dedi, ellerini iki yanıma koydu. "Umrumda değil." Dedim ve çayın suyunun dolmasını bekledim. "Öpeyim o zaman, seni hiçbir şey için zorlamam." Dedi, boynumu öpüp sandalyeye oturdu. Hali olmadığı belliydi. "Çok yorgun hissediyorum, ayakta durmak yordu, elektrik falan. Çok yoruldum Elvin. Nefes alamıyorum artık." Dedi Pars. "Çok kötü hissediyorum, hiçbir şey anlamıyorum yaşadığım hayattan."

Pars'tan

Okuduğum kitapta biz söz vardı, 'Tanrı biliyor ya, çoğunlukla bir daha uyanmama arzusu, hatta ümidiyle yatağa giriyorum: Ve sabahleyin gözümü açıp yine güneşi görünce neşem kaçıyor.' Eğer bu söz bir insan olsaydı büyük ihtimalle ben olurdum.

(Genç Werther'in Acıları'ndan alıntıdır.)

"Pars, daldın." Dedi Elvin, bakışlarımı ona çevirdim. "Özür dilerim." Dedim, bana doğru geldi ve kafamı göğsüne koydu. Bir çocuk gibi oraya sığındığımda konuşmaya başladı, "Her yorulduğunda, düşeceğini hissettiğinde burası seni bekliyor olacak tamam mı? Ben seninle sadece mutlu anlarımız için beraber değilim Pars, senin yaşadığın şeyler çok ağır, ki bana daha çok az şey anlattın, ben hep yanındayım." Dedi.

Bir süre sakinleşmeyi bekledim, "Bir şey eksikse alıp geleyim, sigara alırım hem." Dedim. "Bir tane ekmek alabilirsin." Dedi Elvin. Kafa sallayıp odama gittim, üzerime sadece gri bir tişört giyip evden çıktım. Mahallemiz her zamanki gibi sessizdi, biraz aşağıda kalan fırına girdim. "Günaydın, bir tane ekmek alabilir miyim?" Dedim cebimden para çıkartırken. İçeri giren iki genç çocuğa kulak misafiri oldum. "Gördün mü Binbaşı Çevik ve timi kaçırılmış, iyidir inşallah abim ya." Dedi biri.

KOMUTANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin