Bölüm 22.

2.2K 194 64
                                    

Bu bölümü kısa bir geçiş bölümü yaptım. Fikirlerinizi bildirirsiniz. Gelecek bölüm için ben de heyecanlıyım 🤭

Sınır: 30 yorum.

×××××

Esir'in doğum gününün üzerinden neredeyse iki gün geçmişti. Ama o aramayı bırakın, bana mesaj bile atmıştı. Ben de atmadım, atmayacaktım da.  Madem benim için Eren'i bile karşına alamıyordu hayatına bensiz devam ederdi. Ben korkup, saklanan birisiyle birlikte olamazdım. Her zaman açık ve rahat yaşayan birisi olmuştum. Bundan sonra da öyle olacaktım.

Ama yalan söylemeyeyim, ondan bir şeyler bekliyordum. Adım atmasını, beni yanıltmasını istiyordum. Ama o beni hiç yanıltmıyor, aksine haklı olduğumu gösteriyordu.

Bu iki gün boyunca sürekli ondan bir şeyler bekledim. Ama bir adım yoktu. Bize bile gelmemişti ve bu cidden garipsenecek bir durumdu. Normalde Eren onu sürekli eve çağırırdı.

"Abla, evde abur cubur var mı?" Elimde bardakla masa önünde duruyorken Eren'in sesiyle kendime geldim. Kafamı kaldırıp ona baktım.

"Evet var, neden ki?" Elimdeki bardaktan bir yudum su alıp masaya bıraktım. Kafam o kadar doluydu ki, bu iki gün boyunca doğru dürüst ders bile çalışamamıştım.

"Esir gelecekte, bir şeyler atıştırmaya." Kalbim hızlanmaya başlarken dudaklarıma bir gülümseme kondu. En azından sonunda onu görebilecektim. Belki bu sefer aramız düzelirdi. Eğer bu sefer de söylememek konusunda ısrar ederse, bu iş bitmiştir. Herkes kendi yoluna devam ederdi.

Ben onu artık gerçekten seviyordum ve onunla gerçekten bir ilişkide olmak istiyordum. Ama ben kimsenin sırrı olamazdım.

Eren mutfağa gittiğinde suyumdan bir yudum daha aldım. Tamam, biraz heyecanlanmıştım. İki gün sonra ilk kez görüşüp, konuşacaktık. Biraz heyecan yapmam gayet normal değil miydi? Kesinlikle öyleydi.

Kapı çaldığında açmak için yeltensem de, Eren'in sesiyle durdum.

"Ben açarım." Neşeli sesi mutfaktan geldiğinde hareket etmeyi kesip durdum. Olabildiğince normal görünmeye çalışarak sanki ödev yapıyormuş gibi kafamı masaya dağılmış kağıtlarıma gömdüm.

"Ya senin neyin var böyle, iki gündür üzerinden tır geçmiş gibi." Eren elleri Esir'in omzunda salona girdiğinde kafamı kaldırıp ona baktım. Gözleri benim yeşil gözlerime değdiğinde hemen kafasını çevirdi. Kaşlarım bu harekete çatıldı.

Bu da neydi şimdi?

"Selam Esir." dedim ona gülümseyerek. Kollarını göğsünde birleştirerek boğazını temizledi.

"Selam." dedi oldukça kısık sesle. Sanki bir mahcubiyet vardı sesinde. Suç üzerinde yakalanmış çocuklar gibi duruyordu şu anda. Gözleri ben dışında evin her yerinde geziyordu. Masa üzerinde dağınık olan kağıtlarda bile gözleri bende olduğundan daha çok oyalandı.

"Bu durum iyice canımı sıkmaya başladı ama." Eren onun omzunu hafifçe ovuduğunda Esir kafasını iki yana sallayarak onun ellerinden kurtuldu.

"Eren yapma şunu." Bir başka bir durum daha buydu. Esir asla Eren'den rahatsız olmazdı. Ama şimdi sanki ona dokunmasını istemiyordu veya başka bir şeye sinirliydi ve sinirini çıkaracak bir şeyler arıyordu.

"Kardeşim, ben mi dedim sana kızla öpüş diye." Gözlerim genişlerken sanki beynimden vurulmuşa dönmüştüm. Donup kalırken Esir hızla kafasını bana çevirdi.

Kalbime saplanan acıyla yutkundum. Ne yani ben az önce doğru mu duydum? Yoksa bana mı öyle geliyordu?

"Ya alt tarafı Kayla'yla öpüştün. Zaten kızın da yüzüne bakmadın, kesin bozulmuştur." Eren konuşmaya devam etse de, sesi artık kulağıma boğuk geliyordu.

My best friend's sister | [G×G]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin