•Beş•

502 48 4
                                    

Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın <3

..

Başındaki korkunç ağrı ile gözlerini açtı genç cadı. Gözlerini kısarak etrafına baktı. Yatakhanesindeydi.

Aklına dolan anılar ile dehşetle yataktan fırladı.

"Sirius Black beni öptü!"

Ayak ucuna patırtıyla düşen Marlene hızlıca ayağa kalktı. "Ne demek Sirius Black beni öptü?? Sen ciddi misin? Ahmak herif seni odaya getirdiğinde hiçbir şey söylemedi, sadece oturduğunuz bankta sızdığını anlattı. Sonra da defoldu gitti."

Miara kalbi hızlı hızlı atarken yatağına geri oturdu. Dün ne olmuştu da tek aklında kalan Sirius Black ile karnının kasılmasına sebep olan öpüşmeyi yaşayacak duruma gelmişti.

"En son masadaki kadehleri içtiğimizi hatırlıyorum, ah tabi ya ateş viskisi sokmuş olmalı çapulcular.." Miara kafasını kaşıdı. "Sonra, balkonda dışarı baktığımı hatırlıyorum. Arkamı döndüğümde Sirius oradaydı. Bi anda.. ah işte anlasana."

Marlene gülmemeye çalışarak ona baktı. Miara'nın üç arkadaşı da kızın yıllardır Sirius Black'ten hoşlandığını çok iyi biliyordu.

"Gülme Marlene!"

Kız ağzına kilit çeker gibi yaparak arkadaşına döndü. "Galiba bende dün alkolü biraz fazla kaçırmış olmalıyım. Dorcas ve Lily'nin sabah kar yağdığını ve kahvaltıdan sonra yürüyüş yapmaya çıkacaklarını söylediklerini hatırlıyorum. Hadi gidip onları bulalım. Konuşmamız gereken çapulcu bozmaları var."

Miara utanarak kendini yastığına attı. "Ah hayır! Sirius'un yüzüne nasıl bakacağım ben? Ondan hoşlandığımı anlamış olmalı. Sirius Black hayran grubuna yeni bir kız eklediğini düşünüyor olmalı. Bu çok, çok utanç verici."

"Senin ondan kaçtığını fark edip egosunu tatmin etmesine izin mi vereceksin? Yoksa o koca kıçını şimdi kaldırıp en güzel halinle hiçbir şey olmamış gibi davranıp onun sana gelip kapında köpek olmasını izleyeceksin?"

Miara tek gözünü açarak arkadaşına baktı. "Üçüncü bir şık yok mu acaba?"

"SANA KALK DEDİM MİARA FLYYN HUDSON!"

Miara adeta bir çığırtkan gibi bağıran Marlene ile kulaklarını kapatarak kalktı. "Sakın bir daha bağırma kalktım işte."

Miara kalktıktan sonra beraberce pijamalarını çıkarıp giyindi iki kız. Ardından karla kaplı olan bahçeye çıkıp diğer iki arkadaşlarını aramaya başladılar.

Dönmüş gölün kenarında oturan iki kız, gelen ikiliyi görünce el salladı.

Oturup konuşmaya başladılar.

Lily şok içinde, en yakın arkadaşının soğuktan mı yoksa anlattığı şeylerden mi olduğunu anlamadığı kıpkırmızı yüzüne baktı. "Gece tüm bunlar olurken nasıl duymadık biz?"

"Eh James ile ikiniz ortak salonun köşesinde horulduyordunuz çünkü." Diye dalga geçti Marlene.

"Lily bir avuç karı arkadaşının kafasına atıp kötü kötü baktı. "Önce James'i sonra da o Sirius'u öldüreceğim. Senin o halinden nasıl faydalanabilir. Ve diğer üçü arkadaşına nasıl engel olmaz."

Miara oflayarak arkadaşlarına döndü. "Nasıl yüzüne bakacağım?"

"Bence onun sana gelip konuşmasını bekle. Bir şey olmamış gibi davran." Diye bir öneri sundu Dorcas.

Miara kafasını salladı. Sirius Black illaki bir açıklama yapacaktı. Yapmak zorundaydı. Önce ona aptalca bir şaka yapmış sonra onu öpmüştü!

..

Miara kafasını dik tutmaya çalışarak arkadaşları ile beraber 3 numaralı seradan çıktı.

2 hafta! Koskoca 2 hafta olmuştu kış balosu geçeli. Ve o, Sirius Kahrolası Black hiçbir şey olmamış gibi davranıyordu. Arkadaşları ile gülüşüyor. Herkese şakalar yapıyor. Mcgonnagal'ı bıktıracak derecede ceza alıyor. Etrafına neşe saçmakla meşgul oluyordu.

Üstelik geçen pazar günü kütüphaneden çıkarken onu Octavia Amery ile oldukça samimi bir şekilde sohbet ederken görmüştüler Miara ile Lily. Lily arkadaşının elini tutup koridorun öteki tarafına döndürmüş ve avluya çıkarmıştı kızı.

Miara bir süre arkadaşının omzunda ağlamıştı. Yıllardır sessizce kendi içinde onu severken hiçbir sorun yoktu. Sirius onu fark etmiyordu bile. Arada James Potter, Lily ile kavga ettikten sonra başıyla ona selam verip arkadaşını takip ediyordu.

Ancak Sirius'la öpüştüğü o an aklına geldikçe gözleri dolmadan edemiyordu. Miara oldukça sarhoştu, üstelik ona saçmasapan itiraflar yapıp yapmadığını bile hatırlamıyordu.

Lily arkadaşının ısrarlarına rağmen daha fazla dayanamamış ve James Potter ile konuşmuştu. James ise Sirius'un onlara hiçbir şey anlatmadığını, o gece hiç yatakhaneye gelmediğini ve bu konu açıldığı zaman hızlıca kapattığını söylemişti.

Miara, Sirius Black'in suratının tam ortasına bir tane yumruk geçirmek ve ona inanılmaz yakışan gülüşünü soldurmak istiyordu.

"Dorcas!"

Arkadaşına seslenen Paul Salvatore ile Dorcas ile beraber durdu. Paul, gryffindor quidditch takımının tutucusuydu ayrıca Dorcas'ın kış balosundaki eşiydi. Herkes bu ikilinin sevgili olacağına emindi.

"Şey, bu hafta sonu hogsmeade'e gideceğiz arkadaşlarımla, seninle tanışmak istiyorlar. Gelmek ister misin? İstersen sizin kızlarda gelebilir."

Dorcas gülümseyerek arkadaşlarına döndü. Lily utanarak ona baktı. "James bu hafta sonu beni kaymakbirası içmeye davet etmişti. Ama iptal edebilirim."

"Ah saçmalama biz üçümüz gideriz sen eğlenmene bak. Potter'la bizi karşı karşıya getirme." Diyerek hemen Dorcas ile Paul'u sevgili yapmak için kafasında planlar kurmaya başladı Marlene.

Miara gülerek kafasını salladı. Belki de Sirius Black'i düşünmeden bir gün ona iyi gelebilirdi.

..

Aynada son kez giydiği siyah tuluma baktı ve omuzlarını silkti. Oldukça rahat ve sıcak tutacaktı bu tulum onu. (Media)

Ayağındaki yatakhane patiklerini çıkartıp kalın yünlü çizmelerini, çizmeleriyle uyumlu montunu ve aynı renk şapkayı başına geçirdi.

Yaklaşan şubay ayı ile birlikte Hogwarts iyice kar fırtınalarının merkezinde kalmış ve profesörlerin büyüsü olmasa bahçe kardan adım atılamayacak hale gelmişti.

Üç kız, Lily ile vedalaşıp Paul ve arkadaşları ile buluşmak üzere gryffindor ortak salonundan çıktılar.

Hogsmeade'e giderken Miara sürekli onla konuşmaya çalışan Grek Walker'a kibarca cevap vermeye çalışıyordu. Grek'in Paul'un kuzeni olduğunu az önce öğrenmişti yine de arkadaşı için bugün Slytherinli çocuğu alttan almaya çalışacaktı.

Üç süpürgeye geldiklerinde, kalabalığa rağmen oturacak yer bulabilmişlerdi. Dorcas ve Paul herkese kaymakbirası almaya giderken diğerleri sohbet etmeye devam ettiler. Marlene ve her ortama uyum sağlayabilen yapısı sayesinde Miara kendini yalnız hissetmiyordu.

O sırada Sirius Black, Remus Lupin ve Peter Pettigrew gülerek üç süpürgeden içeri girdiler. Çatalak'ın buluşmasını uzaktan izleyecek ve o ve Lily'i rahatsız edeceklerdi. Remus her ne kadar başta onlara engel olmaya çalışsa da daha sonra kendini olayın içinde bulmuştu.

Ancak Miara, Sirius Black'i görmedi. O sırada Paul Walker ile olan sohbetine devam ediyordu.

Paul, Miara'nın dalga dalga şapkasından çıkarak beyaz montuna düşen saçlarından bir tutamı alarak konuştu. "Üstündeki bembeyaz kışlıklarla turuncu saçlı minik bir kutup ayısı gibisin Miara."

Miara, Paul'un dediği şeye kahkaha attı. O sırada dört masa öteye oturan Sirius Black, iki haftadır kafasını meşgul eden bu melodik sesi hemen tanıdı.

Ancak Miara, Sirius'un bakışlarından bir haber yüzündeki kocaman gülümsemeyle Paul Walker'la derin bir sohbet içindeydi.

KORKAK GRYFFİNDOR [SİRİUS BLACK ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin